Alevi Haber Ajansi

Yeraltındaki madenler için, Alevilerin hayatını yok sayıyorlar – VİDEO

PİRHA- Alevilerin yaşadığı Sivas Kangal’a bağlı köylerdeki demir ve altın madeni çalışmaları hayatı olumsuz etkiliyor. Çalışmalar insan sağlığını olumsuz etkilerken burada yaşayan binlerce Alevi yurttaşın yaşam alanlarının ellerinden alınıp zorla göçe zorlanmasına neden oluyor.

Sivas Kangal’a bağlı Alevi yurttaşların yaşadığı köylerde 1950’li yılların başında başlayan demir madeni çalışmaları arada dursa da bugüne kadar devam etmiş. Bugün de Bakırtepe’de çalışmalarını sürdüren şirket, köylülerin yaşam alanlarının yanı sıra Alevilerin kutsal mekanlarını da tahrip etti.

2014 yılından itibaren başlatılan siyanürle altın madeni aramaları ile birlikte bölgede daha büyük sorunlar ortaya çıkmaya başladı. En büyük sorun ise içme su sıkıntı. Yurttaşlar derelerdeki sularının kurumasından dolayı mağdur oldular. Siyanürle altın aramadan  dolayı sağlık sorunlarının arttığı bu köylerde kanser vakalarının yaşandığı iddia ediliyor.

Bakırtepe’de yapılan Demir Madeni ve Altın maden aramalarından Davutoğlu, Pınargözü, Elkondu, Eğricek, Ğıdonun köyü ve buralara bağlı bir çok mezra da içme suyu başta olmak üzere derelerdeki suyu da kurutarak tarımcılığa büyük zararlar vurdu. Bölgede yaşayan yurttaşlar konuya ilişkin PİRHA’ya açıklamalarda bulundu.

“ÇEŞMELERDEN ZEHİRLİ SU AKIYOR”

Davutoğlu köyünde yaşayan Hüsniye Geyik, “Susuzluktan ağaçlarımız kurudu. Çeşmelerden akan suyu kullanamıyoruz zehirli diyorlar. Su konusunda çok perişanız. Gidip dereden alıyoruz suyumuzu. Arabamız yok her gün Kangal’a gidip getiremiyoruz. Ağaçlar hep kurumuş, bostan ektim kurumuş. Bizim halimiz ne olacak böyle” dedi.

“TOPRAKLARIMIZI TERK ETMEYECEĞİZ”

Asiye Geyik ise “20 yıldır bu sorunları yaşıyoruz. Bugün de sorunlarımız daha da artı. Bostanımız, ağaçlarımız kuruyor. Maden kurulunca daha çok etkisini gördük. İnsanlara, doğaya zararı büyük. Bence bu madenin olmaması gerekiyor. Su olmayınca yaşam olmaz, bizi buralardan göndermek istiyorlar. Biz topraklarımızı bırakıp gitmek istemiyoruz. Ana toprağını, ata toprağını terk edip gitmeyeceğiz” diye ifade etti.

“DEREDEN İÇME SUYU ALIYORUZ”

Evlerinden uzak derenin içine çekilen borudan akan suyu alıp içtiklerini ifade eden Gülseher Geyik, “Musluklardan içme suyumuz akmıyor. Dereden içme suyu alıyoruz, su çok az akıyor. Bunu bekliyor doldurup götürüyoruz. Maden için sondaj vura vura suyumuzun hepsi gitti. Su getirsinler, derdimize çare bulsunlar. Yetkililer de biliyor suyumuz yok, susuzuz. Halimiz göz önünde” ifadelerini kullandı.

“KUTSAL MEKANLARIMIZ TAHRİP EDİLDİ”

“Bölgede bulunan Aleviler için kutsal olan bir çok ziyaret ve dergahlarımız tahrip edildi” diyen Hüsnü Engin şöyle konuştu:

“Bu bölgede yerin altında demir, krom, altın madeni var. Yerin üstünde de Aleviler var. Her ikisine de devletin, sermayenin, bu düzenin bakış açısı belli. Buranın diğer yerlerden farklarından biri diğer yerlerde çevreci görünenler; Cerattepe’de güya halkın avukatlığını yapan Metin Feyzioğlu burada şirketin avukatlığını yapıyor. Biz bunlara karşı da mücadele ediyoruz. Sesimiz duyulmuyor belki ama çok büyük sıkıntılarımız var.”

“MERA ALANLARIMIZ KAPATILDI”

Eğricek Köyü’nde yaşayan Şahin Özkan, “600 m yukarımızda ocaklar var, siyanür havuzları var. Dinamit patlatıyorlar, evlerimizin duvarlarında yarıklar var. Araçlar geçiyor toz bulutu oluyor. Bin 300 dönüm mera alanımız kapalı, hayvan gidemiyor. Hayvanlar ekili tarlalarda otlanmak zorunda kalıyor. Böyle giderse köylüler gider. Yetkililer köylerin şikayetlerini dinlesin. Her köyden ileri gelenleri alsın dinlesinler birebir” dedi.

“DOĞAMIZ TAHRİP EDİLDİ”

“Köyümüzde yapılan Bakırtepe altın madeni, 2014’te faaliyet gösterdiğinden itibaren bize verdiği birçok zararı var” diyen Elkondu Köy Muhtarı Ali Mermer, “Doğamız tahrip edildi. Meralarımız elimizden alındı. Hayvancılığa zarar veriliyor. Tarımda verim düşüklüğü meydana geldi. Köyümüzde, evimizde, yollarımızda toz dumandan gidemiyoruz. Hayvancılık yapılamıyor. Hayvanların sayısı her geçen gün düşüyor. Siyanürle altın çıkarılmasından dolayı doğaya, hayvana verilen zarardan dolayı insanlar tarımı, hayvancılığı bırakıp göç etmek zorunda kalıyor. Vurulan sondajlardan dolayı yer altı sularımız kurudu. Köyümüzde içme suyumuz yok” diye konuştu.

Mustafa YÜKSEL/Hüseyin Yaşar SEZGİN

SİVAS

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak