Alevi Haber Ajansi

Yazar Ayhan Aydın’dan suç duyurusu tepkisi: Hüseyin Hürrem Ulusoy ne yapmak istiyor?

PİRHA- Yazar Ayhan Aydın, Alevi toplumunu bölmek adına faaliyet yürüttüğünü iddia ettiği Hüseyin Hürrem Ulusoy’un suç duyurusunda bulunması nedeniyle ifadeye çağrıldı. Yazar Aydın, yaşananlar üzerine “Çıkar odaklı vakıflar kuran bu insanlar, devlet bünyesinde yuvalanıp Alevi – Bektaşi kurumlarına kayyum olma isteğini ortaya koymaktadırlar” dedi.

Alevi toplumu ve Alevi inancı için büyük emekleri olan Yazar Ayhan Aydın, Hüseyin Hürrem Ulusoy’un suç duyurusu nedeniyle hakkında soruşturma açıldı.  Aydın, iki yıl önce yazdıkları nedeniyle polis karakoluna çağrılarak ifade verdiğini duyurdu.

Ayhan Aydın; yakın zamanda kurulan Hacı Bektaş Veli Dergâhı Serçeşme Vakfı’nın Başkanı olan Hüseyin Hürrem Ulusoy’un Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda ağırlanması üzerine yazdığı bir yazı nedeniyle hakkında soruşturma başlatıldığını kaydetti.

Aydın, 24 Ağustos 2020’de Facebook hesabından “Alevi – Bektaşî toplumunu iyice parçalamak için, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da mı devreye girdi? Hacı Bektaş’ta, dergahta, dedeler arasında birliği yok etmek isteyen, sözde vakıf, sahte grup, şimdi de daha büyük hedefler mi belirliyor kendisine?” yorumunda bulunmuştu.

“MAKAM, MEVKİ, PARA İÇİN…”

Yaşananlar üzerine yeni bir yazı kaleme alan Ayhan Aydın, “Aleviliğin erdemlerinden yoksun bir şekilde yaşamlarını sürdüren ve kime/kimlere hizmet ettikleri tam bilinmeyen tipler günümüzde aramızda artmaya başlamıştır” ifadelerini kullandı. Aydın, “Alevi-Bektaşi örgütlülüğünün bir araya gelip, kenetlenmeleri bir zorunluluktur” diyerek yazısında özetle şunları aktardı:

“Artık tümümüz; erenlerin, pirlerin, ulu ozanların ve Serçeşme Hacı Bektaş Veli’nin aydınlığında buluşmalıyız…

Dava açıp birilerinden puan kazandığını, büyük adam olduklarını sananlar…

İşte bu dağınıklıktan faydalanan kıymetleri kendinden menkul, menfaatperest kimi çıkarcılar ise; makam, mevki, para için bu kadim yolun değerlerini kullanıp aradan kurnazca sıyrılmak istemektedirler.

Şimdilerde ise aramızda AKP rejimine, her yolu kullanıp yamanmak isteyen bir sürü çıkarcı insan türemiştir.

Çok usta manevralarla bir nevi AKP’nin muhbirliğini de yapıp, Alevi kurumlarına sızan, yeni “çakma” yapılar oluşturan, çıkar odaklı dernekler, vakıflar kuran bu insanlar bir de; devlet bünyesinde yuvalanıp hem kadro, hem mevki, hem de bir nevi Alevi – Bektaşi kurumlarına kayyum olma isteğini ortaya koymaktadırlar.

Hüseyin Hürrem Ulusoy Ne Yapmak İstiyor?

Hacı Bektaş Ocağı’nda / Dergahı’nda birliği parçalayan, ülkücülerle, Şiilerle işbirliği yapıp, Av. Ali Timurtaş Özmen’le birlikte hareket edip kendince bir vakıf kuran Hüseyin Hürrem Ulusoy, yaptıklarıyla, AKP’ye çıkar ve menfaat için yaklaşmanın yollarını bularak, nasıl birisi olduğunu göstermiş oluyor.

Geçen sene Yunanistan’da Seyyid Ali Sultan Ocağı’nda 650 yıldır yanan ve hala, Hakk Muhammed Ali, adına yakılan çerağları söndürmek için, AKP desteğiyle yapılan ve oradaki canlarımıza “Yunan Devletinin Ajanları” diyen ekiple bir sempozyuma katılan Hüseyin Hürrem Ulusoy, Yunanistan Alevi – Bektaşî toplumunda birliği parçalamak isteyenlerle bir araya geliyordu.

Bilindiği gibi Edirne Valisi ve Edirne müftüsü Yunanistan’daki Mürsel Bali ve Seyyid Ali Sultan Türbelerini ziyaretleri sırasında, “Siz iyice Hıristiyan olmuşsunuz, bu yüce dinimizde yeri olmayan mum yakma nedir?” deyip mumları söndürmüşlerdi.

Yunanistan’daki Alevi – Bektaşi toplumuna düşmanlık yapan ve Cem Vakfı Edirne Şube Başkanlığı görevinden alınan Mustafa Çetin ve Akın Çetin’lerle, Türkiye’deki Bektaşilerin ruhani önderi Ali Haydar Ercan Dedebaba tarafından düşkün edilmiş ve babalık görevi “tart edilmiş, soyulmuş” olmasına rağmen, tüm Bektaşi dergâhlarının temsilcisiymiş gibi hareket eden Mahmut Erik Aydın’la, Cem Vakfı’nda çalışırken Bulgaristan’a gitmemi engellemek için somut bazı adımlar atan, şimdilerde ise, eşini boşamış bir de bizlere dedelik ve Alevilik dersi veren judocu yeğenini türlü yollarla Kültür Bakanlığı bünyesindeki A.B. Araştırma ve Cemevi Başkanlığı’nda çalışmaya başlatan Ali Rıza Uğurlu gibi isimlerle aynı yapıda buluşan, TİKA koordinatörleriyle birlikte hareket eden Hüseyin Hürrem Ulusoy acaba şimdi hangi tertibin sözcüsü olmak istiyor?

Türkiye’de ve Balkanlar’da Alevi – Bektaşi varlığını parçalamak isteyenlerin, AKP ve Kültür Bakanlığı Alevi Bektaşi Kültür Ve Cemevi Başkanlığı’nın elemanlarıyla ortak hareket etmeleri bir tesadüf müdür?

“HÜSEYİN HÜRREM ULUSOY KARANLIK BİR KUMPASA MI YÖNELİYOR?”

Hüseyin Hürrem Ulusoy arkadaşlarıyla, Türkiye’nin daha önce çok tanık olduğu, ortada hiçbir şey yokken acaba birileriyle ortaklaşa bir karanlık kumpasa mı yöneliyor, bunlara alet mi oluyor?

Böyle bir niyetleri varsa bunlara ve onları destekleyip, sessiz kalanlara bizler Alevi – Bektaşî diyebilecek miyiz?

Bunlar Birer Tesadüf Mü?

Son yirmi yıldır Balkanlar’da Alevileri- Bektaşileri asimile edip, burada birliği parçalayıp, Türkiye’de AKP zihniyeti paralelinde yapılan çalışmaları; her yolu kullanıp haykırmama rağmen, Avrupa’da ve Türkiye’deki Alevi kurumlarına, Alevi aydınlarına, dedelere, babalara sesimi yeterince duyuramadım.

Uzun yıllar boyunca benim Bulgaristan’a girişimi engelleyip, yasaklatıp burada yaptığım araştırma çalışmalarını sabote edip, orada boy göstermek isteyenler kimlerdi?

Kimler şimdi Bulgaristan’daki Alevi – Bektaşi birliğini parçalayıp, AKP zihniyeti parelelinde burada çalışmalar yapıyor?

“TÜM BUNLAR TESADİF DEĞİL”

Daha iki ay önce kim tarafından yapıldığını tam bilemediğim suçlamayla Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretten İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeye çağrılmıştım.

Şimdi de ilgisiz bir konuya dayanıp, “devlet güvenliği, yüce milli, dini değerlere hakaret” iddiasıyla benim hakkımda Hüseyin Hürrem Ulusoy suç duyurusunda bulunuyor.

Tüm bunlar birer tesadüf değildir…

“Yandaş” yaratma, “kumpas kurma” konusunda Nobel Ödülü alabilecek bir kabiliyete sahip AKP Rejimi anlaşılan odur ki, “Yandaş, Çıkarcı Bir Alevi – Bektaşî Kitlesi” de yaratmayı başarmıştır.

Biz düşmanlarımızı tanıyoruz.

Bizler; İmam Hüseyinler’den, Eba Müslüm Teberdarlar’dan, Hallac-ı Mansurlar’dan, Pirim Pir Sultanlar’dan el aldık…

Hiçbir karanlık güç ve karanlık odak bizi yolumuzdan alı koyamaz…

Bizler hiçbir celladın zehirli, kanlı hançerinden korkmayız, hiç bir şeyden yılmayız…

Bizler; yuh münkire, lanet Yezit’e ve Yol yezitlerine, diyenleriz…

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak