PİRHA- Öğrenci Veli Derneği Denizli Şube Başkanı Elif Bekçi, deprem bölgesinde kaybolan çocukların cemaat ve tarikatların elinde tutulmasının suç olduğunu kaydederek, konunun takipçisi olduklarını söyledi.
Maraş’ta dokuz saat arayla meydana gelen ve 11 ilde yıkıma yol açan iki büyük depremde ailesini kaybeden ve refakatsiz yüzlerce çocuğun iktidara yakınlığıyla bilinen İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve tarikatlar tarafından bir eve yerleştirildiği ortaya çıkmıştı.
Çok sayıda sivil toplum örgütü, deprem bölgesindeki refakatsiz çocukların tarikatlar tarafından kaçırıldığı, kendilerini aileleri olarak tanıtan kişilere veya organ mafyalarına teslim edildiğine dair iddialar üzerine suç duyurusunda bulunmuştu.
Konuya dair Öğrenci Veli Derneği Denizli Şube Başkanı Elif Bekçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın TCK’nın 257. maddesine göre ‘Görevi İhmal ve Görevi Kötüye Kullanma’ suçu işlediğini belirterek Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
“DEVLETİN GÖREVİ DİNİ YAPILARA DEVREDİLEMEZ”
Bekçi, çocukların koruma altına alınması görevinin hiç bir kuruma devredilemeyeceğine vurgu yaparak, “Her kötü olayda olduğu gibi bu deprem felaketinden de en fazla etkilenen çocuklarımız oldu. Kimi çocuklarımız günlerce enkaz altında soğukta aç ve susuz kurtarılmayı beklerken, kimileri bir veya birkaç uzvunu kaybetmiş olarak bundan sonraki yaşamlarını engelli olarak devam ettirecekler. Kimi çocuklarımız da annesini, babasını, kardeşini ya da tüm ailesini kaybederek dünyada kimsesiz kaldılar. Böyle bir durumda sosyal bir devletin yapması gereken; bu çocukları koruma altına almaktır. Bu, sosyal devlet olmanın gereğinden öte, devletin görevidir ve bu görev hiçbir kişi, kurum, kuruluş ve dini yapılara devredilemez” dedi
“1000 ÇOCUK KAYIP, 110O ÇOCUK MENZİL TARİKATİNDE”
Depremlerde hayatta kalan refakatsiz 1100 çocuğun Adıyaman’daki Menzil tarikatında tutulduğunu bilgisini paylaşan Bekçi, “Ama görüyoruz ki; refakatsiz kalmış depremzede çocuklarımız bir şekilde dini yapıların eline düşmektedirler. Basında yer alan haberlere göre; binin üzerinde çocuğumuz kayıp, 1100 çocuğumuz Menzil Tarikatının Adıyaman’daki köyünde tutulmaktadır. Daha önce yine basında yer alan habere göre, depremde babalarını kaybetmiş 9 çocuğumuz, Sakarya’da İsmailağa Cemaatinin kontrolünde olan Diyanete bağlı Kuran kursuna verildiği il müftülüğü ve cemaat sorumluları tarafından açıklanmıştır” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARIMIZ HANGİ KURUMLARA YERLEŞTİRİLDİ”
Bekçi, “Depremzede çocuklarımızın nakillerinin sayısı ise (217 bin 246) iki yüz bini aştı. Pansiyonlu okulların mevcutları doluydu. Kamu yurtlarının yokluğu, yetersizliği bilinen bir gerçek. O gerçek Aladağ’larda yaşadığımız unutulamaz acıyı/acıları yaşattı bize. Nakilleri yapılan bu çocuklarımız kamu kurumları dışındaki yerlere mi yerleştirildi? Kamu kurumları dışındaki yerlere yerleştirilmişlerse; bu çocuklarımız nerede, hangi kurumlara yerleştirildi?” diye sordu.
“BAKAN, SORUMSUZLUK ÖRNEĞİ GÖSTERMİŞTİR”
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın açıklamalarını skandal olarak değerlendiren Bekçi , şöyle devam etti:
“Yardıma muhtaç depremzede çocuklarımızı, devlet koruması altına alması gereken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Derya Yanık, ‘Bizim Menzil cemaatine ya da x, y, z herhangi bir yere verecek bir çocuğumuz yok ama insanlar kendi çocuklarını diledikleri yerde bulundurabilirler, buna da karışacak halimiz yok. İhmal yoksa istismar yoksa şiddet yoksa bizim görevimiz devlet olarak başlamaz’ diye yaptığı skandal açıklamayla büyük bir sorumsuzluk örneği göstermiştir. Yani Bakanlığın görevi çocukların ihmale, istismara ya da şiddete uğramasıyla mı başlar? Bu aynı zamanda görevi ihmaldir.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.