PİRHA-Tüm Emekliler Sendikası, Mecliste görüşmeleri devam eden 2021 bütçesi ve haklarında süren kapatma davasına ilişkin basın açıklaması yaparak, “Açlık düzenine karşı insanca bir yaşam istiyoruz” dedi.
2021 Bütçe tasarısı görüşmeleri sürerken emekliler de taleplerini dile getirdi. Tüm Emekliler Sendikası, yurt genelinde eş zamanlı basın açıklaması yaptı.
Ankara’da Genel Merkez binası önünde bir araya gelen sendika üyeleri, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganı atarken “Emekliye ücretsiz ulaşım hakkı verilsin. Emekliye %5 temel gıdaya %48 zam” dövizleri taşındı.
Tüm Emekliler Sendikası Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, “İnsanca bir yaşam ve savaşa karşı barış için hala taleplerimizle yollardayız” diyerek şunları dile getirdi:
“2021 bütçe tasarısı sarayın istekleri doğrultusunda hazırlanmaktadır. Bu bütçe ne yazık ki savaşın bütçesidir. Bu bütçe sağlıksızlığın bütçesidir. Bu bütçe yoksulluğun, açlığın bütçesidir. Savaşa karşı barış, halkların eşitliği, insanca bir yaşam şiarıyla sendika olarak 108 şubemizle beraber söz konusu taleplerimizi dile getiriyoruz. Dile getirdiklerimiz sadece yazılı kağıtta olan taleplerimiz değil. Biz anı zamanda doğa ile barışık bir yaşam için mücadelemize devam edeceğiz. Tüm Emekli Sen için çıkarılan ne kadar engel, baskı var ise 25 senelik mücadele tarihimizde olduğu gibi yırtıp bir tarafa atacağız.”
“GÖRÜŞLERİMİZE BAŞVURULMUYOR”
Sendika açıklamasını ise Çankaya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Halil Özdemir okudu. İktidarın, halkın ihtiyaçları yönünde hiçbir değişikliğe izin vermeyeceğini söyleyen Özdemir, şunları kaydetti:
“Bu görüşmelerde, bizlerin görüşlerine başvurulmamakta, temsil ettiğimiz kesimler yok sayılmaktadır. Bu sarayın ve TBMM çoğunluğunun siyasi tercihidir. Bu siyasi tercihte yoksullardan, kadınlardan, çalışanlardan, emeklilerden, işçilerden değil, sermayeden, rantiyeden yana kullanılmaktadır.
Bunun yanı sıra emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma hakkımız mahkemeler vasıtasıyla elimizden alınmaya çalışılmakta, devletin uluslararası sözleşmelere uygun iç hukukta düzenlemeler yapmak yerine emeklilerin 25 yıllık sendikal geçmişini yok saymaya çalışmakta, sendikaları kapatmakla tehdit etmektedir.”
“BU BÜTÇE SAĞLIKSIZLIĞIN BÜTÇESİDİR”
Açıklamada, salgını önleyici tedbirler içerisinde yaşlılara engel konulmasının “onur kırıcı” olduğuna vurgu yapılarak şöyle devam edildi:
“Bu tedbirler yerine halk sağlığı önlemlerinin, koruyucu hekimliğin, sağlığın bütünüyle kamusal ve parasız bir hizmet olmasının koşulları yaratılması gerekirken, sağlıkta özelleştirmenin simgesi olan şehir hastaneleri yapımına hız verilmiştir. Oysa çoğu şehirlerde pek çok hastane binası boşaltılmış, işlevsizleştirilmiş, yıkılmaya terk edilmiştir. Bu bütçede de emeklilerin sağlık haklarını iyileştirici ne bir madde ne de böyle bir niyet vardır. Açlığa mahkum edilen emeklilere bir de salgının yükü eklenmiş, sağlık hizmetlerinden parasız olarak yararlanması gereken kesimler adeta para kazanmanın yolu gibi görülmüş ve görülmeye devam edilmektedir.
Son günlerde devreye giren, güya salgına karşı önlem diye adlandırılan kısıtlamalar ise, tedbir olmaktan daha fazla, halkın yaşam biçimini değiştirmeye ve baskıcı bir sistemi iyice yerleştirmeye, toplumsal muhalefetin her adımını engellemeye yönelik hale gelmiştir.
“DOĞA KARŞITI VE BİLİMSELLİKTEN UZAK BİR BÜTÇE”
Son yıllarda artan ölçüde, sel gibi, deprem gibi felaketler yaşanmaktadır. En son İzmir ve civarında yaşanan deprem gerek can kaybı açısından gerekse de kamunun sorumlulukları açısından acı gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Ülkenin doğal zenginliklerini sermayeye peşkeş çekmenin bir sonucu olarak yaşanan ve adeta cinayete dönüşen felaketlere karşı bütçede her hangi bir kaynak yoktur. Aksine bu tür felaketleri önleme ve sonrası önlemleri almakla yükümlü kurumlara bütçeden ayrılan pay komik dencek orandadır. Bir örnek olması açısından Diyanet İşleri Başkanlığına 13 milyar lira AFAD’a ise 2 milyar lira ödenek ayrılması söylenebilir.”
Halil Özdemir, Tüm Emekliler Sendikası’nın taleplerini de şu şekilde sıraladı:
*Emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, Valilikler bu davalara taraf olmamalıdır.
*Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır.
*En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.
*Emekliler arasındaki ücret dengesizliği bir an önce giderilmeli.
*Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir.
*Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir.
*Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır.
*Ekmek, et, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır.
*Coronavirüse karşı bulunduğu söylenen aşıların tıbbi olarak onaylanmasından sonra ücretsiz olarak (Sağlık çalışanları ve ardından 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olanlardan başlamak üzere) aşılanmasına başlanmalıdır.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.