Alevi Haber Ajansi

TİHV Sekreteri Bakkalcı: 55 bin tutuklu sayısı dört yılda 291 bine çıktı-VİDEO

PİRHA-TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, iktidarın, güvenlik politikalarını bir tür retoriğe dönüştürdüğünü söyleyerek, “İnsan haklarının tümü ortadan kaldırılmak isteniyor” dedi. Bakkalcı, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin sayısının arttığına dikkat çekti. 

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, İnsan Hakları Haftası sebebiyle Türkiye’nin son 10 yıllık sürecini değerlendirdi. Cumhuriyet tarihinin ilk yarısına tekabül eden 43 yılının olağandışı rejimlerle yönetildiğini söyleyen Bakkalcı, sonraki yılların da yine baskıcı sistemlerin idaresinde olduğunu anlattı.

Metin Bakkalcı, 2016 yılında yapılan askeri darbe girişiminin ardından ülkenin daimi olağanüstü hal (OHAL) ortamı yaşadığını ifade etti. Bakkalcı, OHAL dönemine özgü düzenlemelerin yasalaşmasıyla birlikte “fiili bir olağandışı rejimin” de hayata geçirildiğini söyledi.

“TOPLUMUMUZ TOPLUM OLMA VASFINI YİTİRİYOR”

Bakkalcı, iktidarın, güvenlikçi yöntemleri öncelik haline getirdiğini de vurgulayarak şunları aktardı:

“Gerek Kürt meselesini gerekse uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşın tek yöntem haline getirilmesi toplum içinde de militarizm ve şiddet eylemlerinin yaygınlaşmasına yol açmakta. Denetlenemeyen, yargılanmayan, siyasal gücü elinde tutanların görmezden gelindiği sistematik bir şiddetin dalga dalga tüm topluma yayıldı bir durumda ne yazık ki toplumumuz toplum olma vasfını da yitiriyor.

Son dönemde tüm konular bir güvenlik sorunu, tehdidi olarak tarif ediliyor. İçinde yaşadığımız pandemi salgını ile mücadeleyi bile bir önleme ve koruma sorunu olarak değil de bir militarist zihniyetle, güvenlik sorunu haline getiriyorlar. Siyasal iktidar bu süreci de erkini daha da merkezileştirme ve toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü daha da arttırmanın bir fırsatı haline getirerek tüm temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine yol açmıştır.

“İNSAN HAKLARI ORTADAN KALDIRILMAK İSTENİYOR”

Artık öyle bir ortamdayız ki toplumun çok geniş bir kesimi bu ihlallere doğrudan maruz kalmakta. Artık ihlaller bir kural haline dönüştü. Daha da önemlisi bu Covid-19 salgını da vesile edilerek insan haklarını sistematik ihlalinden öte ılgasına yönelme eğilimlerinin derinleştiği bir ortamı yaşamaktayız. İnsan, haklarıyla bir insandır. Hak taşıyıcı bir öznedir. İnsanı eğer özne olmaktan çıkartmaya çalışırsanız esas olarak hak temelli bir rejim fikrini de terk ediyor olursunuz.”

Bakkalcı, gelinen süreçte bir tür insan hakları krizinden bahsetmenin mümkün olduğunu da söyleyerek şöyle devam etti:

“Esas olarak devletin, insan hakları ihlallerinin önlenmesi konusunda yükümlülüğü vardır. Ama burada bir paradoks karşımıza çıkıyor. Bir taraftan olası ihtilalci bir devlet, diğer tarafta koruyucu devlet çelişkisi var. Bu çelişkiyi aşabilmenin yegane yolu toplumun etkin olarak bu sürece tanık olarak değil özne olarak müdahil olabilmesini gerekli kılıyor.

CEZAEVİ NÜFUSUNDA REKOR ARTIŞ

Metin Bakkalcı’nın dikkat çektiği bir diğer konu ise cezaevlerindeki yoğunluk oldu. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2005 yılında 55 bin olan tutuklu ve hükümlü sayısının 31 Aralık 2019’da 291 bine çıktığını aktaran Bakkalcı, şöyle devam etti:

“Cezaevlerindeki oran neredeyse 6 misli artmış. Cezaevindeki nüfusun bu kadar yoğun artması Türkiye tarihinde hiç olmadı. Bu durum tek başına bir şey açıklamaz ama bazı konulara da açıklık getirir.”

“VAN’DA HER TÜRLÜ TOPLANTI ARALIKSIZ YASAKALNIYOR”

Metin Bakkalcı, pandemi süreciyle birlikte birçok temel hak ve özgürlüğün kısıtlandığının da altını çizdi. Covid-19 gerekçesiyle keyfi engellemelerin olduğunu söyleyen Bakkalcı, “Örneğin Van ilimizde Kasım 2016’dan bu yana çok çeşitli gerekçelerle her türlü toplantı ve gösteri aralıksız yasaklanıyor” dedi.

“ ‘GÜVENLİK ESASTIR’ SÖYLEMİ RETORİĞE DÖNÜŞTÜ”

Cezasızlık konusu da Bakkalcı’nın üzerinde durduğu bir diğer başlık oldu. “Şikayete gerek olmadan her düzey işkence olayıyla karşılaştığınızda resmen bir süreç başlatılmalı” diyen TİHV Sekreteri Metin Bakkalcı, sözlerine şu cümlelerle son verdi:

“Bırakalım resen soruşturma süreçlerini, ilgili arkadaşlarımızın yaptıkları başvurular önemli ölçüde takipsizlikle sonuçlanıyor. Olur da soruşturmadan kovuşturma aşamasına geçildiğinde önemli ölçüde bu meselelerin üstü örtülmeye çalışılıyor. ‘Güvenlik esastır’ söylemi siyasi iktidar tarafından bir retoriğe dönüştürmüş durumda. Sürekli bir tehdit algısı, sürekli bir düşman kavgası… Dolayısıyla sivil ortamın bir bütün olarak dağıtıldığını söylemek mümkün.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak