PİRHA-SOL Parti’nin 21 Kasım’da İstanbul Kartal’daki ‘Devrimci Demokratik Cumhuriyet’ mitingine çağrıda bulunan Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen, “Türkiye tarihinin gördüğü en güçlü iktidar bu ülkeyi teslim alamadıysa, kendi karanlık rejimini istediği biçimde hayata geçiremediyse bunun bir nedeni var; tüm zorbalıklara rağmen sokaklarını terk etmeyen, direnen insanlardır. Kadınlardır, geleceği çalınan gençlerdir, Tekel işçileridir, Gezi’yi dolduran milyonlardır” dedi.
SOL Parti, ülke genelinde “Devrimci Demokratik Cumhuriyet” mitinglerine devam ediyor. Son olarak 21 Kasım Pazar günü İstanbul Kartal Meydanı’nda bir araya gelecek olan SOL Parti, miting öncesi basın mensupları ile buluşma gerçekleştirdi. Taksim’de düzenlenen toplantıya Başkanlar Kurulu Üyeleri İlknur Başer ile Önder İşleyen, MYK üyesi Deniz Demirdöğen ve İstanbul İl başkanı Leyla Koç Üzüm katılırken; ülkenin birçok noktasında gerçekleştirilen mitingler, gündemdeki konular ve solda birlik-ittifak tartışmalarına dair değerlendirmeler yapıldı.
“DEVRİMCİ BİR MUHALEFETİ YARATACAĞIZ”
SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi İlknur Başer, derinleşen ekonomik krize değindi. AKP iktidarının sona ereceğini söyleyen Başer, muhalefet güçlerine ortak mücadele çağrısında bulundu.
Devrimci Demokratik Cumhuriyet mitinglerine ilişkin konuşan SOL Parti Başkanlar Kurulu üyesi Önder İşleyen ise “Bu mitingle mücadeleyi memleketin her bir köşesine yaymak üzere yeni bir seferberlik başlatacağız. Siyaseti bir gösteri oyununa dönüştürdüler. Bir fasit dairenin içine toplanıp bir iletişim ve gösteriden ibaret bir siyaset anlayışı yerine biz tam da hayatın, tabiatın ve insanın içinde; onların iradesiyle ve inisiyatifiyle yeni bir siyaset zeminini kurmak için mücadele ediyoruz. AKP iktidarına direnen kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin siyasetin öznesi ve ülkenin kurucu gücü olacağı devrimci bir siyaseti, devrimci bir muhalefeti sokak sokak, meydan meydan yaratacağız” ifadelerini kullandı.
“21. YÜZYILIN TÜRKİYE’SİNDE AÇLIK, KITLIK VAR”
“Bahçeli’den başka destekçisi kalmayan AKP’nin ülkeyi 20 yılın sonunda getirdiği nokta büyük bir çöküş” diyen İşleyen, Türk Lirası’nın günden güne değer kaybettiğini söyledi. İşleyen, şöyle konuştu:
“Bugün de giderayak bu çöküşü büyütüyor, adeta ‘benden sonrası tufan’ diyerek hep birlikte son vurgunlarını yapıyorlar. Geceyi akaryakıt kuyruklarıyla tamamlayıp her sabaha cebimizdeki paranın biraz daha değer kaybettiği günlere başlıyoruz. Şeker bulunamıyor, gıda kotaları var. Bakın Erdoğan, kimi zaman gençlere ‘siz bilmezsiniz’ diye seslendiği ne varsa 20 yılda bu ülkedeki insanlara, gençlere yaşattılar. 21. yüzyılın Türkiye’sinde açlık var, kıtlık var, yokluk var.
Bu iktidar ülkenin tepesinde bir dakika daha durmamalı, her bir saniye yeni bir felaket demektir. Seçimleri bekleyelim ve seçim anında her şeyi değiştireceğiz diye toplumu pasifize ederek, seçim ricacısı olunarak bir şey başarılamaz. Önümüzdeki süreçte seçim de dahil, eğer bir şey isteniyorsa bu kazanılmak zorunda. ‘Bu iktidar nasıl olsa değişecek’ diyen, bekleyen bir yaklaşımla bu ülkeyi kurtaramayız. Bu iktidarı seçime mecbur etmenin yolu da artık örgütlü mücadeleden geçiyor. Önümüzdeki dönemin temel siyaseti bu tek adam rejimine son vermektir. Tüm muhalefetin dayanışma içinde, diyalog içinde hareket etmesine ihtiyaç var. Bu bir memleket meselesidir. Bir partinin, hareketin, birilerinin çıkarının ötesinde memleketin çıkarıdır.
Tüm muhalefeti, emek örgütlerini, demokrasi güçlerini örgütlü toplumsal seferberliğe, mücadeleye çağırıyoruz. Türkiye tarihinin gördüğü en güçlü iktidar bu ülkeyi teslim alamadıysa, kendi karanlık rejimini istediği biçimde hayata geçiremediyse bunun bir nedeni var; tüm zorbalıklara rağmen sokaklarını terk etmeyen, direnen insanlardır. Kadınlardır, geleceği çalınan gençlerdir, Tekel işçileridir, Gezi’yi dolduran milyonlardır.”
“İKTİDARA SON VERECEK MÜCADELEYİ OMUZ OMUZA YÜRÜTMELİYİZ”
İşleyen son olarak gündemdeki ‘sol ittifak’ tartışmalarına da değinerek, şunları söyledi:
“Önümüzdeki süreçte bizim nasıl bir siyaset izleyeceğimiz yönünde sorular da soruluyor. Bu pek de bilinmeyen bir şey olmamalı. Hareketimiz, sadece bugün değil 2010 referandumundaki hayır mücadelesinde, sonrasında ve bugüne kadar bu gerici rejimin inşasına karşı tüm gücüyle mücadele etti. Muhalefet içinde AKP rejimine destek olan kesimleri de uyararak böyle bir birleşik mücadelenin örgütlenmesi noktasındaki sorumluluklarını yerine getirdi. Bugün de öyle yapmaya devam ediyoruz. O yüzden de önümüzdeki dönemde ülkemizi tek adam rejiminden kurtarmak için tüm muhalefetle bir dayanışma içinde olmakla birlikte öte yandan da sosyalist solun güçlenmesi yönündeki çabalarımızı yoğunlaştıracağız.
Ülkemizin geleceğinin gerici bir restorasyon projesine teslim edilmesine ve solun da bu eksende dizayn edilmesine karşı sosyalist solun güçlenmesinin ülkemizin geleceği bakımından çok hayati olduğunu bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz tüm muhalefeti ayrım noktalarımıza da saygılı şekilde dayanışmayla birlikte sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
Memleketin geleceğinin yerine kendi küçük çıkarlarını koyan pazarlıkçı anlayışların içinde bizim yerimiz yok. Bugün şartları oluşmamış bir seçim ve ittifak tartışmasını doğru bulmayız, bugün öncelikle sol siyaset zeminin güçlendirilmesini öncelikli görüyoruz. EMEP, TKP ve TKH ile süren görüşmelerimizi de böyle anlamak gerekir.
Önümüzdeki dönem bizim için ikili bir görev vardır. Birincisi tüm muhalefet içinde diyalog içinde bu iktidara son verecek bir mücadeleyi omuz omuza yürütmek. Bir diğer taraftan da sosyalist solun bağımsız bir güç olarak halkın içinde güçlenmesini gerçekleştirmek ve Türkiye’nin önüne gerçek bir sol seçeneği koymak.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.