Alevi Haber Ajansi

Reklam

‘Roman çocuklar, yoksulluk sarmalı içerisinde her anlamda kısıtlılar’-VİDEO

PİRHA- Sıfır Ayrımcılık Derneği, Roman Diyalog Ağı’nın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında ‘Pandemi döneminde Roman çocukların eğitime erişimi’ ile ilgili rapor hazırladı. Dernek üyesi Ekin Çuhadar, Hazırladıkları rapora ilişkin konuşarak “Roman çocuklar, yoksulluk sarmalı içerisinde her anlamda kısıtlılar. Romanlar da dahil olmak üzere her grubun farklılıkları ile birlikte ve farklı ihtiyaçlarına karşılık verecek bir eğitim sistemini tasarlamak gerekir” dedi.

COVID-19 salgınının, herkesi eşitleyen adil bir hastalık olduğu söylense de, salgının eşitsizlikleri görmezden gelmeyip aksine yoksul ve kırılgan gruplar için tüm eşitsizlikleri derinleştirdiği görülmüş oldu.

Reklam

Türkiye’de 11 Mart 2020’de ilk vakanın resmi olarak açıklanmasının ardından 16 Mart 2020 tarihinde Türkiye’nin de içinde olduğu 124 ülkede tüm okullarda örgün eğitime ara verilerek çevrimiçi eğitimlere geçildi. UNESCO’ya göre örgün eğitime ara verilmesi nedeniyle dünya çapında öğrencilerin yüzde 90’ı bu durumdan olumsuz etkilendi. Öğrencilerin yaşadığı sorunların başında uzaktan eğitim için gerekli olan teknik olanakların yetersizliği geliyor.

OECD raporuna göre; Türkiye’de bilgisayara erişimi olan öğrencilerin ortalaması yüzde 70’in altında. 77 ülkenin kıyaslandığı rapora göre, Türkiye ‘internet bağlantısına erişimi olan öğrenciler’ listesinde 70’inci sırada. Tableti ya da bilgisayarı olmayan milyonlarca öğrenci eğitim sürecinin tamamen dışında kaldı.

Yoksul ailelerin çocukları, engelli çocuklar, birden fazla çocuğun öğrenci olduğu evlerde toplumsal cinsiyet kalıpları nedeniyle ikinci plana itilen kız çocukları, Türkçe dışında diğer dillerin konuşulduğu yoksul evlerdeki çocuklar, pandemi sürecinin derinleştirdiği eşitsizliklerden en fazla etkilenen grupların başında geldi.

Sıfır Ayrımcılık Derneği, Roman Diyalog Ağı’nın (RODA) Güçlendirilmesi Projesi kapsamında ‘Pandemi döneminde Roman çocukların eğitime erişimi’ ile ilgili rapor hazırladı. Hazırlanan raporda, COVID-19 salgınının yoksul ve kırılgan bir grup olan Romanların eğitime erişim olanakları incelenerek, Roman çocukların eğitime erişimini artıracak öneriler geliştirildi.

Sıfır Ayrımcılık Derneği üyesi Ekin Çuhadar, raporun temel amacının, pandemi döneminde dijitalleşen eğitim hakkından Roman çocukların ne kadar faydalanabildiğini göstermek olduğunu belirtti.

“ROMAN GRUPLARIN EĞİTİME ERİŞİM KONUSUNDAKİ DENEYİMLERİNİ AKTARMAK İSTEDİK”

Çuhadar, saha ziyaretlerinde tanıklık ettiklerini farklı paydaşlara aktarabilmek için böyle bir rapor hazırladıklarını ifade ederek; “Raporu hazırlarken bir kriter benimsediğimizi söyleyemeyeceğim. Tek niyetimiz Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerinde yaşayan, farklı Roman grupların deneyimlerini aktarabilmekti. İşte bu yüzden de, Balıkesir/Gömeç, Edirne, Gaziantep, Hatay, Hatay/Kırıkhan, İzmir/Dikili, Samsun, Tekirdağ/Muratlı il ve ilçelerinde toplamda 117 hane halkı ile görüştük. Her birine aynı soruları, dijitalleşen eğitim hakkından faydalanma durumlarına yönelik oldukça gündelik düzeyde olacak şekilde yönelttik” şeklinde konuştu.

“ROMAN ÇOCUKLAR, YOKSULLUK SARMALI İÇERİSİNDE HER ANLAMDA KISITLILAR”

Roman çocuklarının, eğitim hakkından tam olarak ve eşit fırsatlarda faydalanmalarını etkileyen unsurların çok boyutlu olduğunu söyleyen Çuhadar sözlerine şu şekilde devam etti:

“Ayrımcılık, ekonomik yoksulluk, yaşamaya elverişsiz koşullarda barınma gibi temel unsurlar, Roman çocukların eğitim hakkından tam olarak ve eşit fırsatlarda faydalanmalarını kısıtladı. Pandemi ile birlikte eğitimin dijitalleşmesinin bu hakkı, Roman çocuklar için, fiili olarak ortadan kaldıracak kadar kısıtladığını gördük.”

Çuhadar, Roman çocukların eğitime erişim konusunda yaşadıkları sorunları üç maddede anlatarak; “Birincisi, çevrimiçi eğitim materyallerine erişim sorunu var. İnternet veya tablet erişimi olmasına gelene kadar birçok hanenin elektrik kesintileriyle yaşamlarını sürdürdüğü görülüyor. Bu konuda geçen hafta gerçekleştirdiğimiz bir alan çalışmasında kimi belediyelerde, evinde televizyon olduğu için eğitim seti desteği verilmeyen çocuklar olduğuna tanıklık ettik. Bu çok garip. Çünkü evinde televizyon olmayan çocuk EBA ile dahi eğitime erişim sağlayamadı.

İkincisi, çevrimiçi eğitim materyallerine erişimi olanlar da sorunlar yaşıyor. Bu materyaller genelde hane içindeki bir yetişkinin cep telefonu oluyor. Hem çocukların hem bakım verenlerin dijital okur yazarlık becerilerinden yoksun olması eğitime erişimini kısıtlamaya devam ediyor. Toplum, E-Devlet, E-Nabız, MHRS gibi uygulamaları kullanma becerisinden dahi yoksun.

Üçüncüsü, dijitalleşen dünyanın getirdiği çocukların haklarının ihlal ve istismar edilmesi riskinin yanı sıra eğitimin dijitalleşmesinin Roman çocukların sahip olduğu tek korunma alanı olan okullardan da yoksun kalmasıdır. Türkiye’de birçok çocuk eğitim hakkından faydalanma bakımından benzer yapısal kırılganlıklardan etkileniyor aslında. Roman çocuklar için durumu katmanlı hale getiren, onların kesişimsel pozisyonları. Fiziksel ve ekonomik olarak okul kapısından içeri girebilir hale gelseler o kapıyı geçtikten sonra karşılaştıkları muamele, eğitimlerini sürdürmeleri için gerekli eğitim ve öğretim materyallerine erişimde yaşadıkları kısıtlılık, bakım verenlerinin okur yazarlık durumları, hane halkı gelirine katkı sunma gayreti… Roman çocuklar, bir yoksulluk sarmalının içinde ve bu sarmaldan çıkarak mevcut sistemin içine girecek ekonomik, sosyal ve kültürel sermayeden yoksunlar” ifadelerini kullandı.

“HER GRUBUN FARKLI İHTİYAÇLARINA KARŞILIK VERECEK EĞİTİM SİSTEMİ TASARLANMALI”

Sorunların çözümü için mevcut sistemin, Roman çocuklar ile birlikte tüm çocukların ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde uyarlanmasının ve kapsayıcı hale gelmesi gerektiğinin altını çizen Çuhadar; “Aslında kapsayıcı bir eğitim sistemini mevcut ve sürdürülebilir hale getirmek için Romanların eğitim hakkından tam olarak ve eşit fırsatlarda faydalanmalarını sağlamak gerekir. Onları eğitim sistemine uyumlaştıracak kısa vadeli, özel önlemlerin yerine artık Romanlar da dahil olmak üzere her grubun farklılıkları ile birlikte ve farklı ihtiyaçlarına karşılık verecek bir eğitim sistemini tasarlamak gerekir” dedi.

“ÇOCUKLARIN SÖZLERİNİN DUYULMASINA DAHA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR”

20 Kasım ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ne dair de konuşan Çuhadar, son olarak; “Türkiye’de çocuklar hak sahibi özneler olarak değil, korunması gereken yarınlarımız olarak görülüyor. Bu nedenle, çocukların sözlerinin duyulmasına daha çok ihtiyacımız var. Mesela bu raporun değerlendirmesini bu sorunun öznesi olan çocuklardan birinden dinliyor olsaydık ne şahane olurdu” sözlerini dile getirdi.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak