Alevi Haber Ajansi

Şeyh Ahmet Ocağı pirlerinden Seyid Mahmut Hakk’a yürüdü

PİRHA-Uzun zamandır hastalığı nedeniyle Elazığ’da tedavi gören Şeyh Ahmet Ocağı pirlerinden, 1931 Hozat Bornek köyü doğumlu Seyid Mahmut Hakk’a yürüdü. Bir röportajda, “Nesîmî gibi derimiz yüzülüyor, Mansur gibi darağacına gidiyorduk, yine de ikrarımız ikrardı. Yol’a devam ederdik” diyor.

Uzun zamandır hasta olan Şeyh Ahmet (Şıxhemet) Ocağı pirlerinden, 1931, Dersim-Hozat Bornek (Düzpelit) köyü doğumlu Seyid Mahmut (Mahmut Doğanoğlu) Hakk’a yürüdü.

1956 yılında dedeliğe başlayan  Mahmut Dede , babasından aldığı desturla Erzincan, Tercan, Aşkale, Erzurum, Hınıs ve Türkiye’nin diğer illerinde bulunan taliplerini gezip hizmet etti.

1969’dan itibaren Almanya’da işçi olarak çalışmaya başlayan Seyit Mahmut Dede, 1984’te Almanya’da yeni örgütlenmeye başlayan Alevi hareketine dahil oldu. 80’li yıllarda Avrupa’da cem erkanları yürüttü, 1993-98 yılları arasında Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) Dedeler Kurulu ikinci başkanlığı yaptı.

2000 yılında Dersim’e dönüş yapan Mahmut Dede, bir dönem de Tunceli Cemevi dedeliğini yürüttü.

“NESİMİ GİBİ DERİMİZ YÜZÜLÜYORDU, MANSUR GİBİ DARAĞACINA GİDİYORDUK”

Ayhan Aydın’ın kendisiyle yaptığı bir söyleşide Mahmut Dede, Aleviliğin yasaklı yıllarında yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Zamanımızda, her şeyi kısıtlı yaşadık. Cenab-ı Hakk, sizin zamanınıza büyük bir varlık vermiş, şansınız kuvvetli. Fakat bizim zamanımız, Hallac-ı Mansur devri. Hallac-ı Mansur hakkında, 84 şeriatçı tarafından karar veriliyor. “Sözünden vazgeç, yoksa elini, kolunu keseriz.” Sözünden vazgeçmiyor. Bizim zamanımız öyleydi. Nesîmî gibi derimiz yüzülüyor, Mansur gibi darağacına gidiyorduk, yine de ikrarımız ikrardı. Yol’a devam ederdik. Allah’tan başka kimsenin görmediği derelerin içerisinde, köylerde ayin-i cemimizi yürütüyorduk. Fakat Dört Kapı-Kırk Makam üzerine 12 hizmet yürüttüğümüzde, “Sırrı sır edene, gidene, durana gayrı erenlerin vasıtasıyla” doğruluk üzerine bu söz söylenirdi. Çünkü 32 diş arasından çıkan bir kelime yayılırdı: “Aleviler, bugün filan yerde bir cem ayin töreni yürütmüşler. O zaman da Nesîmî gibi derimiz yüzülüyordu”

“CEMLER BİR OKULDU, EĞİTİM YERİYDİ”

Yaptıkları cemlerin, sevgi, saygı ve hürmet temelinde yürüdüğünü söyleyen Seyid Mahmut Dede, kendi penceresinden cem erkanını şöyle ifade ediyor:

“Bizler cemlerde bir ibadetin içindeydik ama bir cemiyetin de içindeydik. Burası bir toplanma, birleşme, kaynaşma yeriydi. Helalleşme, dertlere derman bulunan, hastaların sağaldığı yerlerdi cemler.

Cemler bir okuldu, eğitim yeriydi. Sazlar, sözler ilham vericiydi. Bizler Hallacların, Nesimilerin, Pir Sultanların yolunu cemlerde öğreniyor, öğretiyorduk. Bu halen de böyledir. Cem aydınlanma yeridir. Cemde şekil yoktur, ama güzel bir tavır getirmişler. Cem toplandığında, barış sağlanıyor. Cemimizde art niyetli, başkasının nikâhına, ırzına tecavüz eden, haksız bir davaya yeltenen, adam öldüren ve çeşitli nedenlerle yanlışlara yeltenen, bu işe gönülsüz biri varsa, cemden dışarı atılıyor ve almıyoruz. Amacımız, önce barışı sağlamak. Herkesin birlik ve beraberliğe varması gerekiyor.”

Eyüp HANOĞLU/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak