PİRHA-12 Eylül’ün üzerinden 42 yıl geçmesine karşın Darbe Anayasası’nın hala yürürlükte olduğunu belirten Yazar İbrahim Bilen, “Darbe, Türkiye’nin 50-100 yılını belirlemek için yapıldı. Bundan çıkışın yolu demokrat, devrimci, sosyal demokrat, ilerici güçlerin bir araya gelmesidir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül Askeri Darbesi’nin üzerinden 42 yıl geçti. Darbe sonrasında 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişinin ‘işkenceden öldüğü’ belgelendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 30 bin kişi siyasal sığınmacı olarak yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. Yargılanan gazeteciler toplam 3 bin 315 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu. 300 gazeteci saldırıya uğrarken, 3 gazeteci silahla öldürüldü. 12 Eylül 1980-6 Kasım 1983 arasında gözaltında veya cezaevinde ölenlerin sayısı 183, açlık grevinde ölenlerin sayısı 5 olarak kayıtlara yansıdı.
Darbenin faillerinden yalnızca Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya yargı önüne çıkarıldı ancak hesap vermeden öldüler. Binlerce kişiyi işkenceden geçiren, onlarca kişiyi katleden diğer darbecilerden ise hesap sorulmadı. 12 Eylül’de yaşanan insan hakkı ihlalleri ve işkenceler hala gündemde.
İşkencenin ve işkencede ölümlerin yaşandığı cezaevlerinin başında yer alan Diyarbakır Cezaevi’nde işkencelere maruz kalmış Şair İbrahim Bilen, 12 Eylül Askeri Darbesi’ni ve günümüze yansımalarını PİRHA‘ya değerlendirdi.
“DEVRİMCİ DALGAYI BASTIRMAK İÇİN DARBE YAPTILAR”
12 Eylül Askeri Darbesi’nin üzerinden 42 yıl geçmesine karşın araştırılması gerektiğini ifade eden Bilen, “Çünkü özellikle bazı dönemler örtbas edilip gizleniyor. Yapılan tüm adaletsizliklerin, hukuksuzlukların, katliamların, jenositlerin (soykırım) temelinde bu yatıyor. Emperyalist güçler Türkiye’yi denetim altında tutmak ve gelişen devrimciyi dalgayı bastırmak için darbe yaptılar. Bir taraftan devrimcileri katlederken diğer taraftan 24 Ocak kararlarıyla Türkiye’yi ekonomik kıskacın içine aldılar” dedi.
“DEVRİMCİ DİRENİŞ TÜM BU POLİTİKALARI VE UYGULAMALARI BOŞA ÇIKARDI”
Darbeyle birlikte Türkiye’nin bir açık cezaevi haline getirildiğini ve toplum üzerinde büyük bir korku yaratıldığına dikkat çeken Bilen, “12 Eylül sürecini Diyarbakır Cezaevi’nde geçirdim. Biz o döneme vahşet ve barbarlık dönemi diyoruz. Çünkü özel olarak devrimci mücadeleyi tamamen teslim almak için büyük bir vahşet uygulandı. Diyarbakır Cezaevi’ndekileri baskı, işkence ile kişiliksizleştirme, ihanet ettirme politikasını yürüttüler. Bunu yapabilmek için büyük bir güç kullandılar. İlk zamanlarda bu başarılı olsa da devrimci direniş tüm bu politikaları ve uygulamaları boşa çıkardı ve bu zulmü yapanlar başarısız oldu” diye konuştu.
“HER GELEN İKTİDAR DARBE ANAYASASIYLA ÜLKEYİ YÖNETİYOR”
Bilen, 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın toplumu baskı altına almayı amaçladığını ve ‘Devletin bekası’ denilerek darbenin sürdürüldüğüne işaret ederek, “12 Eylül Askeri Darbe Anayasası’nın Türkiye’nin 50-100 yılını belirlemek üzerine kurgulandı. Darbe Anayasası’nın özgürlüklerden uzak, korkuyu ve bastırmayı hedef alan, toplumun bütün katmanlarını sindiren ve silikleştiren bir ruhu var. Bugün de bunun yansımalarını görüyoruz. Her gelen iktidar darbe anayasasıyla ülkeyi yönetiyor. Darbeciler gitti ancak anayasası yürürlükte” diye belirtti.
“DEVRİMCİ, DEMOKRAT GÜÇLER BİRLEŞMELİ!”
Ülkedeki ilerici, demokrat, devrimci, sosyal demokrat güçler iktidarı değiştirdiğinde 42 yıldır süren darbenin ürünü olan anayasanın değiştirilebileceğini vurgulayan Şair İbrahim Bilen, şöyle devam etti:
“Yeni bir sayfa açılırsa halkın istediği bir anayasa ancak o zaman olur. Türkiye’de bir değişim olacaksa demokratik güçlerle olacaktır. Bu da bu güçlerin birleşmesi halinde mümkün. Yoksa bir 42 yıl daha bu anayasa ile yönetiliriz. Birlikte hareket edersek kazanabiliriz.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.