PİRHA- Her yıl Ramazan geldiğinde ajanslara benzer haberler düşer; “Oruç tutmadığı için linç edildi”, “Dışarıda sigara içen vatandaş dövüldü”, “Bursa’da Alevi aileye oruç saldırısı” ve benzeri haberlerde, içinde ötekiye duyulan kin ve nefret şiddet olarak geri dönüyor. Gazeteci Veli Büyükşahin artıgerçek’te kaleme aldığı köşe yazısında, “Sahi siz bu orucu kimin için tutuyorsunuz?” diye sorarak yaşananlara dikkat çekti.
Yılın bir çok gününde ötekileştirilmeye çalışılan hangi toplumsal yapı var ise, nefret söylemi başta olmak üzere bir çok baskı ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle medya üzerinde oluşturulan nefret dili sokağa şiddet olarak yansıyor. Son olarak TV8’de katıldığı sahur programında “Sokakta yemek yiyen kadın dayak yer” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Cevat Akşit gibilerin sözlerini emir kabul edenler, şiddetin dozunu arttırıyor.
“İNSANLAR FARKLI GEREKÇELERLE BEDENLERİNİ AÇLIĞA YATIRIYOR”
Konuya köşesinde dikkat çeken Gazeteci Veli Büyükşahin, amacının hiçbir şekilde hangi nedenle olursa olsun oruç tutan insanları yermek ya da nasıl oruç tutulacağına dair fikirlerini dikte etmek olmadığını belirterek, insanlık tarihi boyunca bazen kişisel ama çoğunlukla da büyük toplumsal kesimler olarak farklı gerekçelerle bedenlerin açlığa yatırıldığına dikkat çekti.
“ORUÇ CİDDİ ANLAMDA BASKI ARACINA DÖNÜŞÜYOR”
Yazısının devamında “Oruç tutmak her insanın kendisinin tanrısı ve amacıyla arasında bir ilişki iken her birimizin günlük yaşamını ciddi anlamda etkileyen baskı aracına dönüşüyor” diyen Büyükşahin, “İstenen şudur aslında. Türkiye Müslüman bir ülkedir. Her Müslüman da oruç tutmalıdır. Müslüman olmayan da ayağını denk almalı, sağda solda yememeli, içmemeli, ne yapacaksa evinde görünmeden gizli yapmalı. Elbette ki bunu söylerken bütün oruç tutanları suçlamıyoruz”dedi.
“Anayasasında laiklik ilkesi yazılı olsa da laik bir devlette yaşamıyoruz” diyen Büyükşahin devamında “Merkezine laikliği değil, Sünni inancını alan, kendisini ona göre organize eden bir devlet gerçeğiyle karşı karşıyayız” diyerek kamu kurumları eliyle Balıkesir bölgesinde olduğu gibi Alevi yerleşim yerlerinde Ramazan eğlenceleri adıyla asimilasyonun eksik ayaklarının tamamlanmaya çalışıldığına işaret etti.
“GERÇEK LAİKLİK TARAFINDA BİRLİKTE MÜCADELE ZAMANI”
Yazının sonunda “Laiklik diye anlatılanın aslında gizlenmiş Sünni İslam olduğunu fark ettik” diyen Büyükşahin, “Gerçek bir Laiklik mücadelesi için şimdi daha zayıf değiliz. Bu mücadelede Sünniler bir tarafa Aleviler bir tarafa değil. Hepimiz aynı taraftayız. Gerçek, sahte olmayan Laiklik tarafında birlikte mücadele etme zamanı” ifadelerini kullanıyor.
Yazının tamamı;
https://www.artigercek.com/sahi-siz-bu-orucu-kimin-icin-tutuyorsunuz okunabilir.
Yoruma kapalı.