PİRHA- Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, “Camiler hem Sünni hem Alevi’lerin ibadet yeridir” sözleriyle ilgili açıklama yapan Üryan Hızır Ocağı pirlerinden Ali Büyükşahin, “Alevileri camiye devam etmek yerine, onların inançlarına saygı duyarak demokratik haklarından yararlanmasını sağlayın” dedi. Büyükşahin, AİHM’in din dersi ve cemevleri ile ilgili verdiği kararların uygulanmasını istedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın İslam’da reform yapılması” konulu tartışmaya ilişkin “Müslümanların ibadet yeri camidir. Camiler hem Sünnilerin hem Alevilerin ibadet yeridir” açıklamasına ilişkin Üryan Hızır Ocağı pirlerinden Ali Büyükşahin, PİRHA’ya açıklamalarda bulundu.
“BİN YILDAN BERİ ALEVİLER İBADETİNİ CEMEVLERİNDE YAPIYOR”
“Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın İslam’da reform yapılması” konulu tartışmaya ilişkin yaptığı açıklamada çok talihsiz bir durum sergilediğini görmekteyiz. Alevileri camiye ve namaza davet etmektedir” ifadelerini kullanan Pir Büyükşahin, “Bin yıllardan bu yana Aleviler ibadetlerini camide değil, cemevinde veya cemevine benzer kendi kültür ve inançlarına uygun bir mekanda yaparlar” diye konuştu.
“KUR’AN’DA CAMİ SÖZCÜĞÜ GEÇMEZ”
Büyükşahin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kuran-ı Kerim’de “Ben sana her yeri mescit kıldım,” “Nereye dönersen ben oradayım” anlamında bir takım ayetler bulunmaktadır. Kur’an’da cami sözcüğü geçmez. Bundan ötürü istediğin yerde Allah’a yönelerek ibadetini yapabilirsin. Hz. Muhammed döneminde Mescit, sosyal, toplumsal ve bireysel sorunların çözüldüğü barışın, hoşgörünün, dayanışmanın, sevginin, saygının, birlik ve beraberliğin sağlandığı, bilimsel sohbetlerin ve ibadetlerin yapıldığı bir mekan olarak hizmet görüyordu. Alevi cemevleri de o zamanki mescitlerini andırmaktadır. Alevi yaptığı ibadette Allah’a yönelirken ikrar verir ve düşkün duruma düşmemek için sözünden geri dönmez.”
“ALEVİ İBADETİNİ ANA DİLİYLE YAPAR”
“Alevi, hem bireysel hem de toplumsal ibadetinde Allah’la bütünleşmeyi, insan sevgisini, eşitliği, paylaşımcılığı, kimseyi incitmemeyi ve kul hakkını yememeyi amaçlar ve ona göre dua eder” diyen Pir Büyükşahin, “Alevi ibadetini kendi ana diliyle yapar. Alevi kendi tarihsel kültürünü yaşar ve yaşatır. Alevi çağdaş, ilerici ve yeniliklere açıktır. Alevilikte kadın erkek eşitliği vardır. Sosyal, toplumsal, ekonomik ve ibadet alanında birlikte hizmet etmek vardır. Alevi cemevinde ibadetini yapar. Muharrem ve Hızır orucunu tutar. Her cuma gecesi ceme katılır ve canlarla birlikte ibadet eder, semah döner. Alevinin yaptığı cem kırklar cemini sembolize eder. Alevinin inancına özgün musahibi vardır. Onunla erenler meydanında hak didarında, pir divanında ve Mansur darında ikrar verir. Görgüden geçer, verdiği ikrarda kötülüklerden kendisini arındırır” ifadelerini kullandı.
“ALEVİLERİN İNANCINA SAYGI DUYUN”
“Alevi cennete gitmek için değil, Allah sevgisini kazanmak için ibadet eder. Yaşamını ona göre şekillendirir. Dolayısıyla bu dünyada cennettin var olmasını ister. Çünkü Alevi evrensel ve pozitif düşünür. Alevi hurafelere inanmaz” ifadelerini kullana Pir Büyükşahin şunları kaydetti:
“Alevi, dört kapı kırk makamdan geçerek İnsanı Kamil olmayı amaçlar. Alevi ülkesini sevmekle birlikte tüm dünya insanlarına sevgi ile kucak açar. İnançlar, mezhepler, ırklar ve düşünceler arasında fark gözetmeden eşit mesafede olur ve saygı duyar. Sonuç olarak Alevileri camiye devam etmek yerine, onların inançlarına saygı duyarak demokratik haklarından yararlanmasını sağlayın. Aleviler olarak istiyoruz ki AİHM’in Aleviler konusunda verdiği kararlar uygulansın. Amacımız, Atatürk’ün istediği gibi “Muasır medeniyetler seviyesine yükselmek” laik, demokratik ve sosyal bir hukuk düzeninde yaşamak olmalıdır. Ayrıca İslam’ın bu çağda nasıl yorumlanacağı konusuna gelince de İslam’ı kendi özünden uzaklaştırmamak suretiyle bazı görüş ve yorumların günün koşullarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.”
Mustafa YÜKSEL/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.