Alevi Haber Ajansi

Pir Ali Bali: Zulüm yapanlar aşure yapmasınlar, aşurenin geçtiği kapıdan şer geçmez-VİDEO

PİRHA- Pir Ali Bali, Muharrem orucunun 13. gününde pişirilen kutsal aş aşure için, “Aşureyi anlamsızlaştırıyorlar. Birbirine zulüm yapıyorlar, ocakları söndürüyorlar, en kutsal değerler anaların yüreklerini yakıyorlar. O zaman aşure yapmasınlar, o zaman bu kutsal değerden ellerini çeksinler. Bunu görmeyenlerin vicdanları iflas etmiş, gönül gözü kördür” şeklinde konuştu.

Kurban Bayramı’ndan 20 gün sonraya tekabül eden Muharrem (Yass-ı Matem)  orucu başladı. Kerbela’da şehit edilen 72 kişi için tutulan matem orucu, gün batımında, gösterişsiz bir şekilde birçok cemevinde bir araya gelinerek  açılıyor. 13. günde ise Aşure veriliyor.

Axuçan Ocağı Piri Ali Bali ile Kerbela ve Aşure’nin Aleviler için ne anlama geldiğini konuştuk.

Muharrem orucunu ‘İslam neslinin birbirine karşı zulümlerine karşı bir duruş’ olarak tanımlayan Pir Bali, “Özünü, sözünü, nefsini terbiye etmeyi, başka insanların hakkını acısını kendisinde görmeyi esas alan bir duruş sergilenir” diyor.

Yass-ı Matem dendiğinde akla gelen iki olgu olduğunu ifade eden Pir Bali, bunlardan birinin Kerbela, diğerinin ise aşure olduğunu kaydediyor.

“AŞURE ATEŞTE PİŞEN İLK NİMET OLARAK KUTSALDIR”

Aşurenin tarihi hakkında kaynaklarda birbirine benzer farklı yorumlar olduğunu dile getiren Pir Bali, “Nuh’un gemisi karaya oturduğunda gemide bulunan nimetlerle bir aş pişiriliyor. Diğer bir bilgi de; Cudi dağının eteklerinde insanların doğadan topladıkları besinlerle ilk ateşte pişen yemek olarak tarihe geçen aş. İlk nimetin piştiği yerin adı Heştmal’dır. İnsanlar ilk pişirdikleri aşın tarihlerini kutluyor ve kutsal yere koyuyor” şeklinde ifade ediyor.

Doğadan topladıkları yiyeceklerle, ateşte pişen ilk yemek olduğu için bir devrimin başlangıcı olarak değerlendiren Pir Bali, “İnsana can veren medeni uygarlıkların kapısını açan, yeni arayışlar içerisine atan bir buluştur. O gün bugündür yapılıyor. Zaman zaman ilaveler yapılmıştır. Topluluklar kendi inançlarına uygulamışlardır. İnsan nesline sunulan, insan neslini uygarlıkla buluşturan ilk yemektir” diyor.

“ALEVİLER KUTSAL AŞ İLE MAZLUM HÜSEYİN’İ BULUŞTURUYOR”

Aşurenin Kerbela ile bağlantısını ise Pir Bali şöyle ifade ediyor:

“Hüseyin Kerbela’da şehit olmadan önce meydana çıkıyor ve diyor: “Herkes duysun. Kerbela zalim ve mazlumun kavgasıdır. Kerbela’da açılan yara mazlum yarasıdır, akan kan mazlum kanıdır. Zulüm dünyası oldukça mazlumun yarası açılacak, kanı akacaktır. Mazlumdan yana duruş alıyor. Hüseyin’in sözü bizim için çok makul bir söz. Biz tarihi çok geçmişe dayanan, binlerce yıl önceye dayanan kutsal yemek ile Kerbela’da Hüseyin’i buluşturuyoruz. Onunla kutsal bir yere koyuyoruz. Aşuremizi onun şahadetine denk getiriyoruz.”

“AŞURENİN GEÇTİĞİ KAPIDAN ŞER, BELA GEÇMEZ”

Aşurenin geçtiği  kapıda şer, bela, riyakarlık olamayacağına vurgu yapan Pir Bali, “Aşureyi anlamsızlaştırıyorlar. Birbirine zulüm yapıyorlar, ocakları söndürüyorlar, en kutsal değerler anaların yüreklerini yakıyorlar. O zaman aşure yapmasınlar, o zaman bu kutsal değerden ellerini çeksinler. Hatta insan dokunulmazlığının kutsal ibadet olduğunu bilsinler. İnsanın özünde yatan diğer insanlara duyulan sevgi saygıdan başlar. Bunu görmeyenlerin vicdanları iflas etmiş, gönül gözü kördür. Aşurenin bir barış yemeği olduğunu görmeyenlerin vicdanları iflas etmiştir.”

Elif SONZAMANCI/LEVERKUSEN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak