Alevi Haber Ajansi

Pembelik barajı mağduru köylüler: Doğup büyüdüğümüz yerler su altında kaldı, çok acı-VİDEO

PİRHA-Dersim, Elazığ ve Bingöl sınırındaki Peri Çayı üzerinde yer alan Pembelik Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) Limak Enerji tarafından 2008 yılında yapımına başlanarak 2015 yılında tamamlandı. Nazımiye ilçesinin Xarik (Aşağı Doluca) köyünde yaşayan yurttaşlar, baraj yapıldıktan sonra yaşadıkları sorunları PİRHA’ya anlattılar. “Mezarlarımız, ziyaretlerimiz suyun altında kaldı. Çok acı bir şey, biz yaşadık ama inşallah başkaları yaşamaz.”

Türkiye’de doğası en çok tahrip edilen illerin başında Dersim geliyor. Bölgede son 10 yılda altı baraj ve Hidroelektrik Santral (HES) projesi tamamlanarak enerji üretimine geçildi. Dersim’in doğal sınırlarını oluşturan Karasu ve Peri çayları üzerinde yapılan projelerle ilin etrafı göllerle çevrelendi.

Dersim’de 80’li yılların başından bu yana 4 baraj ve 6 HES’in yapımı tamamlanarak, işletmeye açıldı. Mercan HES’i, Uzunçayır Barajı ve HES’i, Dinar HES’i, Tatar Barajı ve HES’i, Seyrantepe Barajı ve HES’i ile Pembelik Barajı ve HES’i.

Dersim, Elazığ ve Bingöl sınırındaki Peri Çayı üzerinde yer alan Pembelik Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) Limak Enerji tarafından 2008 yılında yapımına başlanarak 2015 yılında tamamlandı.

Dersim’in Nazımiye ilçesinin Xarik (Aşağı Doluca) köyünde yaşayan yurttaşlar, baraj yapıldıktan sonra yaşadıkları sorunları anlattı.

“BİZ YAŞADIK AMA İNŞALLAH BAŞKALARI YAŞAMAZ”

“Evimiz eskiden nehir kenarındaydı ama baraj nedeniyle su altında kaldıktan sonra gidecek bir yerimiz olmadı” diyen Nezahat Şeyhun, “Şimdiki aklım olsaydı insanları toplar gidip orada yatağımızı yapardık ama yine de oraya kazma vurdurmazdım. Çocukluğumuz, gençliğimiz, doğup büyüdüğümüz yerler suların altında kaybolup gitti. Torunlarıma doğup büyüdüğüm yeri göstermeyi çok isterdim ama yapamadım çok üzgünüm. Mezarlarımız, ziyaretlerimiz suyun altında kaldı gerçekten çok acı bir şey. Yaşadıklarımız yüzünden bir yıl içinde on yıl yaşlandım. Dünyayı verseler yine de 1 metre toprağını kimse vermesin, biz yaşadık ama inşallah başkaları yaşamaz. İçimiz yana yana yavaş yavaş sulara gömüldük. Yaşadıklarımızı hiç unutmadım halen gözlerimin önünde, gerçekten çok acı bir şeydi” dedi.

Barajın ilk sondajlarının 1980’de yapıldığını ama o zaman insanların ekolojik denge, barajın doğaya etkisi gibi konularda bilinçli olmadığını vurgulayan Zülfü Artak, şunları kaydetti:

“Topraklarımız değerlenecek, iş imkânı olacak gibi düşünceler vardı. Baraj yapılmaya başladığı zaman yeteri kadar insan toplayıp tepki gösteremedik, insanlara kendimizi anlatamadık ama yaşadığımız sorunları anlatmaya başladıktan sonra kitle örgütleriyle birlikte insanların tepkiler artmaya başladı. Sular kışın ortasında tutulduğu için biz evimizden çıkmak zorunda kaldık.”

Baraj yüzünden çok mağdur olduklarını belirten Sabriye Çiçek de, “Evimiz, tarlamız, ahırımız su altında kaldı. 8-9 ay başka bir evde kaldık o yüzden çok mağdur olduk. Biz baraj yapılmasın diye direndik ama yine de başaramadık. O dönem çok mağdur olduk ama mağduriyetimiz halen devam ediyor” dedi.

Cihan BERK-Nuray ATMACA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak