Alevi Haber Ajansi

Ozan Şiar Ağdaşan: Cemevleri ve sanat bir pazar aracı değildir-VİDEO

PİRHA- Küçük yaşta şiir yazmaya ve türkü söylemeye başlayan Ozan Şiar Ağdaşan,  “Alevilik rant aracı olduğu müddetçe Alevilik paklanamaz. Aleviliğin aklanması için gerçek anlamda sanatçısından kurumlarına kadar kendilerini dara çekmesi, sömürüden uzak durması lazım” dedi. 

Haberin videosu

Küçük yaştan beri şiir yazıp türkü söyleyen Ozan Şiar Ağdaşan, yaptığı çalışmalara, sanata ve Aleviliğin sanat ile ilişkisine yönelik Pir Haber Ajansı’na konuştu.

Aslen Karslı olan Ozan Şiar Ağdaşan, yatılı okulu Ağrı’da, üniversiteyi Ankara’da okumuş. Bakanlıklarda çeşitli kamu birimlerinde çalıştıktan sonra bir çok amatörce ve profesyonelce sosyal, siyasal, kültürel çalışmaları olmuş. Daha sonra sanata, kültüre edebiyata yönelmiş. Küçük yaşlardan beri şiir yazmak, türkü söylemek en önemli aşkı olmuş.

Edebiyat ve müzik alanında bazı şiirlerinin yöresel anlamda da ödül aldığını belirten Ozan Şiar Ağdaşan, daha sonra eşi Ozan Şah Turna ile Almanya serüvenlerinin başladığını, orada sanatsal kültürel toplumsal yaşantılarının bütünleştiğini söyledi.

Eşi Ozan Şah Turna’nın, “İnsanlık Tehlikede” adlı çalışması ile ozanlık geleneğini çağdaş müzik formasyonuna ilk katan kişi olduğunu dile getiren Ozan Şiar, albüm ve kitap çalışmalarının devam ettiğini, solo olarak, “Ateşlerde Dans Ettik”,  “İnadına Sevdamız” adlı kitap çalışmalarının 30’un üstünde kollektif kitapta yer aldığını söyledi.

“TÜRKÜ VE ŞİİRLERİMİZİN TEMASI RENK BAHÇESİ GİBİDİR”

Albüm ve kitap çalışmalarının birçok dünya üniversitelerinde, Türkiye üniversitelerinde yüksek lisans, doktora tezlerine konu olduğuna dikkat çeken Ozan Şiar, “Türkülerimizin, şiirlerimizin teması renk bahçesi gibidir. İçinde kadın, doğa, sevgi,  muhabbet, emek, sosyalizm vardır. Ama tabi ki bu sosyalizm kalıplaşmış kuru ruhsuz bir sosyalizm değil, insan sevgisi ile aşk-ı muhabbet ile emek ile bütünleşen bir davadır” dedi.

“İKTİDAR HER YERDE İKTİDARDIR”

Zakirliğin aşk ile sevgi ile emek ile bütünleşmediği zaman topal kaldığını, yarım kaldığını ifade eden Ozan Şiar Ağdaşan, “Benim naçizane bir basın bildirim vardı. Gerek düzene karşı gerek kendi içimizdeki eğrilik sömürülerine karşı. İktidar her yerde iktidardır. Devletlerin büyük iktidarı vardır, kurumların da kendilerine özgü iktidarları vardır. Ama iktidar her yerde iktidardır. İktidar iktidarlığını korumak ister. Gerçek üretenleri, emekçilere orada yer vermek istemez. Dolayısıyla zakirliğin de özünde haktan aşktan muhabbetten yana olmak vardır” şeklinde konuştu.

“SANAT KURUMLARI RANT ARACI OLDU”

Günümüz sanatına ve sanatçısına yönelik değerlendirmelerde ve eleştirilerde bulunan Ozan Şiar, şunları kaydetti:

“Yıllar evvel sanat ve kurumlardaki kirlenme çok daha azdı. Sanayileşmenin, şehirleşmenin getirdiği kirlenme gibi yan faktörler vardır. Ama bu bir mazeret değildir. Sanat, gerek Alevi camiasında gerek demokrasi camiasında istisnalar hariç, kurumların rant aracı oldu. Pir Sultan’ı dilden bırakmıyorlar. Peki Pir Sultan gece başına ‘Ben 5000 TL, 10.000 TL alırım’ diye para mı dayatıyordu. Şah Hüseyin’i dilden bırakmıyorlar, Şah Hüseyin makam uğruna değil taviz vermek, makamları tepmiştir.

Hem emekten yana görünüyorsunuz, hem de bir işçinin emekçinin 5 ayda 1 yılda kazanamadığı parayı sen bir konserde yarım saatte bir saatte kazanıyorsun. Bu bir zulümdür, sömürüdür, haksızlıktır. Bir de pazarlık yapanlar var, ‘Ben şu oteli isterim, bu kadar para vermezseniz gelmem.’ Alevilik rant aracı olduğu müddetçe Alevilik paklanamaz. Aleviliğin aklanması için gerçek anlamda sanatçısından kurumlarına kadar kendilerini dara çekmesi, sömürüden uzak durması lazım.”

“CEMEVLERİ VE SANAT BİR PAZAR ARACI DEĞİLDİR”

Cemevleri ve sanat bir pazar aracı değildir, topluma bir hizmet aracıdır” diyen Ozan Şiar son olarak şunları kaydetti:

“Biz diyoruz ki pir olmak illa bir ana, baba olmak ocaktan gelmek demek değildir. O çırayı yakmak önemlidir. Eğer siz emekçiler burada bir hizmet veriyorsanız, siz de burada pir yolunda en büyük hizmeti yapıyorsunuz demektir. Ama ocaktan gelen birisi vardır fakat o ocağa layık değildir. Bu yüzden de kan bağı değil can bağı önemlidir. Örneğin ben can bağı bir Kızılbaş yolcusuyum. Şeyh Bedrettin gibi. Can bağı olunca kan bağı atılınca o zaman bütün insanları, bütün mazlumları, bütün ezilenleri bir görüyoruz. Ne mutlu can bağı ile birlikte olanlara.”

Sabri MERAL-Medine MERAL
İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak