PİRHA-28 yaşındaki Onur Yaser Can’ın intihara sürüklenmesiyle ilgili olarak dördü polis, beş kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can ve avukatlar “Bu dava evrakta sahtecilik değil, işkence davasıdır. Mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
İstanbul’da 2010 yılında narkotik polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence gören, tehdit edilen 28 yaşındaki Onur Yaser Can’ın intihara sürüklenmesiyle ilgili 4’ü polis olmak üzere 5 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma salonunun yetersizliği nedeniyle celse 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda yapılırken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekilleri Sera Kadıgil ile Ahmet Şık da duruşmayı takip edenler arasındaydı. Bir sonraki duruşma 2 Aralık 2022 tarihine ertelendi.
Sanık polisler Yunus Başay, Muhammet Ongun ve Onur Ülker, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, bilirkişi Zafer Kökdemir ise salonda hazır bulundu. Sanık polislerden Hakan Aydın ise ilaç kullandığı için mazeret bildirerek, duruşmaya katılmadı.
“GÖZALTINA ALIP ALMADIĞIMI HATIRLAMIYORUM”
Celsede ilk olarak ifade veren polis Yunus Başay, “Çok uzun zaman geçtiği için olayı hatırlamıyorum. Daha önce verdiğim ifadeyi tekrarlıyorum. O dönem ekip şoförü olarak çalışıyordum. Ekip şefimiz Soner Gündoğdu ifade tutanağında zaman hatası olduğunu fark etti. Adliyeye böyle gitmemesini, düzeltmemi istedi. İkinci kez düzenlenen belgelerde imzam var. Onur Yaser Can’ın gözaltına alındığı sırada olup olmadığımı hatırlamıyorum” dedi.
Onur Yaser Can’ın kız kardeşi Ezgi Can‘ın sorusu üzerine bu kez Başay, Onur Yaser’i kendilerinin yakaladıklarını söyledi.
SANIK POLİS: KONU BAŞKA YÖNE ÇEKİLİYOR
Başay’ın ardından sanık polis Muhammet Ongun ifadesini verdi. Ongun, “Olay tarihinde narkotikte teknik takip kısmında görevliydim. Onur Yaser Can’ın takip ettiğimiz uyuşturucu satıcısıyla görüşmeleri olunca yakalaması yapıldı. Üzerinden miktarını hatırlamadığım uyuşturucu madde çıktı. Gece geç saatlerde eve gidecektik. Onur Ülker ile birlikte üst aramasını yaptık. Sadece o belgede imzam var. Bu tutanak değiştirilmemiştir. Dosyada başka bir imzam yok. Daha önce hakkımda takipsizlik kararı verildi. Hakkımda fazladan bir delil yok, beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Ongun‘dan sonra duruşmaya sanık polis Onur Ülker‘in ifade vermesiyle devam edildi. Hakan Aydın’ın şoförlüğünü yaptığını hatırlatan Ülker, Onur Yaser Can’ı hangi ekibin yakaladığı sorusuna “Konu başka yöne çekiliyor. Daha önceki ifadelerimi tekrarlıyorum” diyerek, sorulara aynı cevapları verdi.
ŞUBEYE GİDEN BİLİRKİŞİYİ POLİS TEHDİT ETMİŞ
Bilirkişi Zafer Kökdemir de savcı ile birlikte narkotik şubesine gittiklerini belirtirken, şubede bir polisin kendisini “Buradan bir bilgi çıkarsa senden biliriz” sözleriyle tehdit ettiğini söyledi. Kökdemir, CD’yi dosyaya sunduktan sonra savcının “Kır, at” dediği için elindeki CD’yi attığını söyledi. Bu talimatı sözlü olarak aldığını belirtti. 2013 yılında işi bıraktığını kaydeden Kökdemir şu anda kuryelik yaptığını da belirtti.
Ezgi Sevgi Can ise süreci özetlerken, yaşananların ardından anne ve babasını da kaybettiğini söyledi. Can, “Ağabeyim 20 gün içinde intihar edecek biri değildi. Polisler, bizi suçlu konumuna sokmak için uyuşturucunun altını çiziyorlar. Ağabeyim sanıkların örgütlü suçlarının sonucunda bu travmayı yaşıyor. O nedenle evrakta sahtecilikle işkenceyi birlikte değerlendiriyoruz. Alelacele hazırlanan sahte belgelerle ağabeyim öldükten sonra hakkında dava açıldı” dedi.
Can, polisler hakkında işkence, cinsel saldırı ve görevi kötüye kullanma suçlarından da suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
SANIK AVUKATIN SÖZLERİ ÜZERİNE SALONDAKİLER TEPKİ GÖSTERDİ
Yaser Can’ı çıplak arayan polisler Muhammet Ongun ve Onur Ülker’in avukatı Ayhan Baykal da, “Onur Yaser Can uyuşturucu kullanmasaydı bunlar yaşanmayacaktı” ifadeleri üzerine salondakiler tepki gösterdi.
Bilirkişi Kökdemir’in avukatı Ayşe Ay Acar ise, “Bu dosya bir işkence dosyası olmalıydı. İşkence bu ülkenin gerçeğidir. Bu davalarda alınan sonuçlar demokrasinin yerleşmesini sağlayacak. Bu dosyada yargılanıyor olmaktan dolayı utanç duyuyorum.”
“EVRAKTA SAHTECİLİK DEĞİL, İŞKENCE DAVASIDIR”
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Ezgi Sevgi Can’ın katılma, Kökdemir’in vareste tutulma talebini kabul etti. Sanık Hakan Aydın’ın bulunduğu şehirden SEGBİS ile bir sonraki celseye katılmasına, gerekirse zorla getirilmesine hükmetti. Bir sonraki celse 2 Aralık 2022 günü saat 14.00’te görülecek. Kararın ardından adliye önünde açıklama yapan Ezgi Sevgi Can ve avukatlar, “Bu dava evrakta sahtecilik değil, işkence davasıdır. Mücadelemiz devam edecek” ifadelerini kullandı.
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.