ÖHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Şubat-Mart ayı Marmara Bölgesi’nde hak ihlalleri raporunda bölgede bulunan cezaevlerinde devam eden süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan tutukluların durumuna dikkat çekti. Raporda, hükümete çağrıda bulunularak, “Mahpusların yaşamını sonlandırmak suretiyle tecridin kaldırılması amaçlı yaptığı bu eylemler maalesef ki durdurulamamaktadır. Bu anlamda taleplerin karşılanması yaşam hakkının tesisi anlamına gelmektedir” diyerek, iktidarı bir an önce adım atmaya çağırdı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesinde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı Şubat ve Mart ayı raporunu İHD İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı. ÖHD’li avukatların cezaevlerinde düzenli olarak yaptıkları ziyaretlerde tutuklularla yaptıkları görüşmeler sonucunda hazırlanan raporda, açlık grevcilerinin durumunun geldiği kritik aşama ve yaşanan insan hakları ihlallerine yer verildi.
Raporda, sadece durumu kritik aşamaya gelmiş olan tutuklulara ilişkin tek tek bilgi verildi. Toplantıda ilk olarak ÖDH İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu Eşsözcüsü Avukat Raziye Turgut konuştu. Turgut, 16 Aralık itibari başlayan açlık grevlerinin 114’üncü gününe girdiğini ve artık kritik aşamaya geldiğini dile getirdi. Tutukluların durumuna dair izleme formaları oluşturduklarını kaydeden Turgut, “Devletin bir adım atmadığını görüyoruz. Bizim hazırladığımız izleme formalarına el konulduğunu ve görüşmelerin kısıtlandığını görüyoruz. Bizim amacımız tutsakların yaşam hakkının ihlalinin önüne geçmektir. Tutukluların talepleri açık ve nettir; İmralı tecridinin kaldırılmasını istiyor” dedi.
ÖHD’nin hazırladığı rapor komisyon üyesi Avukat Vedat Ece tarafından okundu. Ece’nin okuduğu raporda, durumu kritik aşamaya gelmiş olan tutukluların durumu şu şekilde sıralandı:
BAKIRKÖY KADIN KAPALI CEZAEVİ
* Nesrin Akgül: 16.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Baş ağrısı, tansiyon, nabız ve şekerinin düşük olması ve uyku uyuyamama durumlarından ötürü avukat görüşe çıkamamıştır. Nesrin Akgül’e ilişkin bilgi aynı koğuşta bulunan başka bir mahpus tarafından verilmiştir.
* Belgin Kanat: 17.12.2018 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Kalp çarpıntısının sıklaştığını, bulantı ve kusmanın bazen olduğunu, ara ara ishal durumunun geliştiğini, Şubat ayının başından beri ellerinde pullanma olduğunu, genelde geceleri uyuyamadığını, baş ağrısı ve baş dönmesinin olduğunu, ışığa, sese ve kokuya duyarlılığının arttığını bizzat bildirmiştir.
* Reyhan Coşmuşlu: 17.12.2018 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Ara sıra kalp çarpıntısı olduğunu, eklem ve kas ağrıları olduğunu, ara sıra olaylara konsantre olmakta ve dikkatini vermede güçlük çektiğini, el ve ayaklarda uyuşukluk, uykuya dalmada sıkıntısı olduğunu, son günlerde baş ağrısının olduğunu bizzat belirtmiştir.
* Zozan Kutum: 17.12.2018 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Özellikle soğuk havalarda kalp çarpıntısı olduğunu, göğüs ağrısının biraz olduğunu, eklem ve kas ağrılarının biraz olduğunu, sabahları kalkmakta güçlük çektiğini, karın ve mide bölgesine yanma olduğunu ve kramp girdiğini, sol kulağında hışırtı şeklinde rahatsız edici seslerin olduğunu, yorgunluk (çabuk yorulma) baş dönmesi gibi sıkıntılar yaşadığını bizzat belirtmiştir.
* Esma Başkale: 17.12.2018 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Kalp çarpıntısının son zamanlarda yoğun olduğunu, sık sık ateşlenme ve kabızlık durumu yaşadığını, kemik ağrılarının özellikle sırt ağrısının yoğun olduğunu, görmede bulanıklık yaşadığını, tansiyonun çoğunlukla yüksek olduğunu, tansiyonu yükseldikçe baş ve göz ağrısından uyuyamadığını, gözlerinin sıklıkla kızardığını, kulak çınlaması olduğunu, uyuyamama durumunun arttığını, sabah uyanığında ağzının çok kuru olduğunu, mide ağrılarının olduğunu, ayaktayken bazen el ve ayaklarında uyuşukluk olduğunu, terleme ataklarının, yoğun olduğunu, idrar renginin koyu olduğunu ve sık sık idrara çıktığını belirtmiştir. Hapishanede bulunan bazı gardiyanlarca sözlü tacizlerle, alay eden yaklaşımlara maruz kaldığını, Ölçüm yapmaya gelen sağlık görevlilerinden Ebru isimli çalışanın kan alımı yaparken iğneyi çok fazla batırdığını, Esma’nın “Kemiğe kadar batırdın. Öldürecek misin” şeklinde tepki vermesi üzerine “keşke” tarzı bir yanıt verdiğini bizzat bildirmiştir.
* Bakırköy Hapishanesinde; hastaneye sevk noktasında sıkıntı yaşanmaya devam edildiği (açlık grevine girmeyen mahpuslar açısından), Tansiyon, kilo ve nabız ölçümlerinin sağlık çalışanları tarafından koğuşta yapıldığı; ancak ölçümler sırasında gardiyanların yanlarında bulunması sebebiyle yalnız görüşme yapılamadığı, nitekim sağlık ekiplerinin de hiç konuşmadığı ve ancak soru sorulması halinde bilgi verdiği, Karbonatın kantinden satın alınarak temin edildiği, revirden maske taleplerinin olduğu ancak bunun karşılanmadığı, Savcı ve cezaevi müdürünün koğuşlara gelerek; durumlarının kritikleşmesi durumunda müdahale edeceklerini bildirdikleri, görüşme yapılan tüm mahpuslarca ifade edilmiştir.
* Açlık grevcilerinde aşırı kilo kaybı ve bitkinlik gözlemlenmiştir.
BANDIRMA 1 VE 2 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ
* Engin Okuducu: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. 13.03.2019 tarihinde saat 18.00 gibi mide bulantısı aşırı kalp çarpıntısı ve omuzlardaki uyuşma sebebiyle kalp krizi riskiyle hastaneye kaldırılmıştır. Ancak tedaviyi kabul etmeyen açlık grevcisi 24:00 sularında hapishaneye geri götürülmüştür. Hastanenin mahpuslar için ayrılan bölümünde tutulan Engin Okuducu, odanın bir hastanın kalabilecek yeterlilikte olmadığını, odanın kirli ve camsız olduğunu ve hastanede bulunduğu sürede kelepçe takıldığını bizatihi belirtmiştir.
* Zınar Doğan: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Kabızlık, midede, bacak ve kollarda ağrı yaşadığını sık sık bulantısı olduğunu, şimdiye kadar 5 defa kustuğunu, açlık grevi süresince sağlık memurlarının koğuşa sadece 2 defa geldiğini, karbonat temininde idarenin sıkıntı çıkardığını bizzat belirtmiştir.
* Ekrem Gün: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Daha öncesinden mide ülseri rahatsızlığı bulunduğunu, geceleri hafif düzeyde mide ve karın ağrısı olduğunu, ara ara mide bulantısı yaşadığını, gün içerisinde hareket etmesi durumunda aşırı bir halsizlik durumu yaşadığını, Son günlerde geceleri öksürük tuttuğunu, vücut ısısının gün içinde ara ara yükseldiğini, dizler, bilek, omuz ve baldırlarında ağrılar olduğunu, ayaklarında kısa süreli kramplar olduğunu (son 1 haftadır) geceleri nerdeyse hiç uyku uyuyamadığını gündüzleri 1-2 saatlik uyku ile dinlenmeye çalıştığını, gece uyuyamamaktan kaynaklı baş ağrılarının başladığını, bir kulağının duymadığını (cezaevine girmeden önce geçirdiği bir kazadan kaynaklı), diğer kulağında çınlamaların olduğunu, olduğu yerde dururken bazen sallandığını hissettiğini, sol kolunda son 3-4 gündür uyuşmaların olduğunu, gece uyuyamamaktan kaynaklı baş ağrılarının başladığını nadir olarak terleme ataklarını geçirdiğini bizzat iletmiştir.
* İnan Söylemez: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Ara ara sancı şeklinde karın ağrısı çektiğini, kollarında ve bacaklarındaki ağrıların sürekli hale geldiğini, gece uyurken ellerinde ve kollarında uyuşma olduğunu, nabzının ve tansiyonunun genel olarak düşük olduğunu bundan kaynaklı baş dönmeleri yaşadığını, günlerin ilerlemesiyle baş ağrısının giderek arttığını son 10 gündür idrar yaparken yanma ve sızı hissettiğini bizzat bildirmiştir. İdarece kendilerine komplex halinde B vitamini verildiğini; ancak vücudunun komplexe karşı olumsuz reaksiyonlar vermesinden kaynaklı açlık grevine başladığı tarihten beridir hiçbir şekilde B vitamini kullanamadığını belirtmiştir. Söz konusu durum sebebiyle avukatlar ve Revir doktoru durumu idareye bildirmiş, Aile tarafından temin edilen saf B1 vitamininin mahpusa verilmesi (gerekirse incelemesinin yapılarak) talep edilmişse de idare bu vitamini veremeyeceğini belirtmiştir.
* Görüşme yapılan her mahpusça; açlık grevinin 11. gününden sonra revire çıkarıldıklarını, ölçümlerin yapılması amacıyla revire gitmeye zorlanıldıklarını; ancak gidiş yolunun çok uzun olması ve sürekli merdiven çıkmak zorunda kalmaları sebebiyle ölçümlerin koğuşta yapılmasını talep ettiklerini, konuyu idare ile görüşmüş olmalarına rağmen henüz olumlu bir dönüş yapılmadığı bildirilmiştir. Yine T1’de bulunan mahpuslara uzun sürece komplex dahil hiçbir vitaminin verilmediği belirtilmiştir.
* Mahpusların sağlık sorunlarının arttığı, aşırı kilo kayıplarının ve bitkinlik durumlarının olduğu, konuşurken cümlelerini toparlayamama, boşluğa bakma, dikkat dağınıklığı gibi belirtilerin olduğu görüşme yapan avukatlarca gözlemlenmiştir.
MALTEPE KAPALI CEZAEVİ
* Ersan Nazlıer: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Bazen ishal, mide ağrısı, yanma, bulantı, halsizlik, ateşlenme, kalp çarpıntısı, baş dönmesi gibi sıkıntılar yaşadığını, kas ve eklem ağrılarının sık sık olduğunu belirtmiştir.
* Cesim Yıldırım: 05.01.2019 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Bazen ishal, kabızlık mide ağrısı, yanma, bulantı, halsizlik, kalp çarpıntısı, baş dönmesi gibi sıkıntılar yaşadığını, elde ayakta ve bacakta ödem oluştuğunu, kas ve eklem ağrılarının ve göğüs ağrısının ve idrara çıkmasının sık sık olduğunu, belirtmiştir.
* Koğuşlarda kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü olduğu Mahpuslarca ifade edilen genel bir sorundur.
* Grevdeki mahpuslarda aşırı kilo kaybı ve konsantrasyon bozukluğu gözlenmiştir.
* Maltepe Cumhuriyet Başsavcılığı Maltepe 2 No’lu L Tipi Hapishanesinde bulunan 27 mahpus hakkında ‘Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in başlamış olduğu açlık grevine destek olmak için, açlık grevini örgüt disiplini altında eylem birlikteliği ile birlikte gerçekleştirmek sureti ile örgüte bilerek İsteyerek Yardım etme suçunu işledikleri, şüphelilerden söz konusu üzerlerine atılı suçu suçu zincirleme suç olarak birden fazla kez işledikleri’ gerekçesi ile soruşturma başlatılarak iddianame düzenlemiştir. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame sonrası hazırlanan tespit zaptında duruşmanın 25.06.2019 tarihine bırakıldığı tespit edilmiştir.
DÜZCE T TİPİ KAPALI CEZAEVİ
* Süleyman Benzer: 26.12.2018 tarihinden beri süresiz-dönüşümsüz açlık grevindedir. Açlık grevi sonrası ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü olması gerekçesiyle tek kişilik odaya alınmıştır. Halihazırda refakatçisi bulunmayan ve kaldığı odanın yeterince aydınlık ve havalandırmanın yetersiz olduğunu bildiren mahpus; kendisine ancak 19.01.2019 tarihinden itibaren B vitamini verildiğini, kabızlık, mide yanması, halsizlik, ara ara yüksek ateş, nadiren kalp çarpıntısı, gözde kararma ve çift görme, durumlarının geliştiğini, yine kulakta çınlama, duymada problem, sese karşı aşırı hassasiyet, baş dönmesi, dengede durmada sıkıntı, konsantrasyon bozukluğu, vücutta ağrı ve titremeler, uyku uyuyamama (günde 3-4 saate düşmüş) gibi sağlık sorunları yaşadığını bizzat belirtmiştir.
* Mahpuslar 25-26 Eylül 2018 tarihinde uygulanan işkenceyi vurgulamış, işkence tehdidinin devam ettiğini, provakatif yaklaşım ve ırkçı söylemlerin devam ettiğini belirtmişlerdir. İnfaz memurlarının sayım işlemi sırasında provakatif bir şekilde koğuş kapısını tekmeledikleri mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır.
* Mahpuslar hastaneye sevklerinin dahi aylar sonraya bırakıldığını (açlık grevcileri dışındaki hasta mahpusların), hastaneye ve adliyeye sevklerinde tek sıra ve duvar dibinde askeri nizamda yürümelerinin dayatıldığını, adliye veya hastaneye gittiklerinde ayakkabı bağcıklarının çıkartmalarının dayatıldığını, koridorlarda insanlık onuruna aykırı bir biçimde arandıklarını, bu muameleyi kabul etmeyip hastaneye gitmekten vazgeçmeleri durumunda ise haklarında disiplin soruşturması açıldığını ve hücre cezası verildiği,
* Mahpus yakınlarının, ziyaretler öncesinde yapılan aramalarda onur kırıcı davranışlar ve kötü muamele ile karşılaştığı,
* Sosyal aktivite ve sohbet haklarının engellendiği, siyasi mahpusların birlikte sosyal aktivitelere çıkartılmadıkları,
* Hapishanede tüm mahpuslar telefon haklarını birlikte kullanırken kürt-politik mahpusların tek tek koğuşlarından çıkartılarak telefon haklarını kullanabildiği ve her alandan izole edilmeye çalışıldıkları,
* Adalet Bakanlığı’na, mahkemelere, sivil toplum kuruluşlarına yazılan mektupların denetime tabi tutulduğu ve gönderilmediği,
* Kürtçe olan mektup ve kitapların tercüman olmadığı gerekçesiyle mahpuslara verilmediği, Nuri Dersimi’nin şiirlerinin örgüt propagandası sayılarak hapishane idaresi tarafından haklarında disiplin soruşturması başlatıldığı,
* Koğuşlarda keyfi aramalar yapıldığı ve mahpusların çalışma notlarına dahi el konulduğu,
* Mahpuslara keyfi disiplin soruşturmaları ile disiplin cezaları verildiği, disiplin cezaları ile mahpusların şartlı tahliyelerinin engellendiği, şartlı tahliye süresi geçmiş olmasına rağmen keyfi disiplin cezaları nedeniyle Vedat Turgut, Rıdvan Ünal, Vedat Gültekin ve Agit Gizlenmiş adlı mahpusların tahliye edilmediği,
* Mahpusların disiplin cezalarına itiraz dilekçeleri mahkemelere gönderilmediği ve disiplin cezaları kesinleştirilerek tahliyelerinin önüne geçilmeye çalışıldığı belirtilmiştir.
* Hapishane girişinden itibaren infaz koruma memurlarının provakatif yaklaşımları avukatlara dahi yönelmiş, infaz koruma memurlarının bu tutumu endişe yaratmıştır. Düzce T Tipi Hapishanesinin mevzuatlara göre değil tamamen kurum müdürünün keyfiyeti ile yönetildiği gözlenen başkaca bir durumdur. Hapishane ziyareti gerçekleştiren Avukatlarca söz konusu yakınma ve hak ihlallerine ilişkin olarak kurum müdürü ile görüşme talep edilmiş ;ancak kurum müdürü görüşmeyi reddetmiştir.
* Mahpusların anlatımlarından; kurum içerisindeki provokasyonların ve ırkçı yaklaşımların devam etmesi sebebiyle güvenliklerinin ciddi tehlike altında olduğu, her an yeni bir işkence girişimi tehlikesi endişesi içerisinde bulundukları gözlemlenmiştir. Mahpusların tahliyelerini engellemek amacıyla başlatılan disiplin soruşturmaları ve disiplin soruşturmalarına itirazların mahkemelere ulaştırılmaması, kurum idaresinin mahpuslara hasmane tavır içerisinde olduğunu ortaya koymaktadır. Ortak alanlarının tamamı engellenmek ve var olan tüm hakların kısıtlanmak suretiyle izole bir yaşam dayatılan, mahpusların tüm yaşam alanlarından tecrit edildiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Tespit edilen ihlallerin çok ileri boyutta olması, ileri süreçlerde yaşam hakkının ihlaline varan kaygılara neden olmuştur.
KANDIRA F1, F2 ve T2 KAPALI CEZAEVLERİ
16.12.2018 ve 26.12.2018 tarihinde açlık grevine başlayan mahpusların tümü aşağıda yazmış olduğumuz yakınmaların ya tamamını ya da birkaçı dışında tümünü yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bunlar; kabızlık, ishal, mide yanması, halsizlik, ara ara yüksek ateş, kalp çarpıntısı, idrar renginde koyuluk, gözde kararma ve çift görme, kulakta çınlama, duymada problem, sese karşı aşırı hassasiyet, baş dönmesi, dengede durmada sıkıntı, konsantrasyon bozukluğu, vücutta ağrı ve titremeler, uyku uyuyamama, eklem ve kaslarda kramp, okuduğunu ya da söyleneni algılamada güçlük gibi sağlık sorunları yaşadıklarını bizzat belirtmiştir. Bir mahpus şu anda günde yarım litre su ve B vitamini dışında herhangi bir şey alamamakta ve sürekli kusmaktadır. Mahpusun geldiği aşama açısından talebinin karşılanması artık yaşam hakkının tesisi anlamına gelmektedir.
* Avukat görüşüne getirilirken ince arama,
* Odalarda genel arama adı altında günlük kullanılan bütün eşyaların alınması ve uzun bir süre verilmemesi
* Açlık grevcilerinde ciddi kilo kayıpları ve aşırı yorgunluk hali gözlemlenmiştir.
TEKİRDAĞ F1, F2 ve T1, T2 KAPALI CEZAEVLERİ
* Ümit Akgümüş: 26.12.2018 tarihinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; baş dönmelerini arttığını, ilerleyen süreçlerde avukat görüşmelerine çıkamayabileceğini belirtmiştir. Görüşme boyunca oldukça yorgun görünen mahpusun; Zülküf Gezen ve Ayten Beçet’in eylemleri olmak üzere eylemlerden oldukça etkilendiği görülmüştür.
* Seyhan Kurt: 16.12.2018 tarihinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; kan tahlili yaptıklarını ve kan değerlerinin düşük çıktığını ifade etmiştir. Doktorun kendisine karaciğer yetmezliği rahatsızlığı olabileceğini belirttiği de aktarımları arasındadır.
* İsmet Taş: 05.01.2019 tarihinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; vücudunda yara varmış gibi ağrılarının devam ettiğini ve baş ağrılarının arttığını ifade etmiştir. Bacaklarında kasılmalar olmakla beraber, diş etlerinde sıkıntı olduğunu, yakın zamanda 1 kere ishalle birlikte kanaması olduğunu ve çift görmeye başladığını beyan etmiştir.
* Görüşmeciler tarafından 1 Mart 2019 tarihinde greve başlayan Mirze Aydın ile Şahabettin Ögüt’ün 2 defa bayıldığı bildirilmiştir.
* Tekirdağ F2 hapishanesi açısından hak ihlallerinin ve idarenin keyfi uygulamalarının, ohal uygulamalarının devam ettiği Mahpuslarca ifade edilmiştir. Buna göre mahpuslarca ifade edilen hak ihlalleri;
* Hastane ve adliyelere gidiş gelişlerde mahpuslara kameralara dönerek elbiselerini kaldırmaları ve içte giydiklerini teşhir etmeleri dayatmasının devam ettiği, Hastane ve adliye sevkinin sağlandığı ring şeklindeki araçların tek kişilik bölmelerine geçilmesinin dayatıldığı, bunu kabul etmeyen tutsakların darp edilerek işkenceye maruz bırakıldığı belirtilmiştir. Bu uygulama nedeniyle tutsaklar uzun bir süredir sağlık ve tedavi hakları ile savunma ve yargılanma haklarını kullanamamaktadırlar. Fiziki şiddete varan uygulamalarda da gün be gün artış bulunduğu gözlenmiştir.
* Mahpusların koğuşlarında kullandığı ve hiçbir gerekçe gösterilmeden “talimat var” denilerek toplanılan küçük el radyolarının mahpuslara hala iade edilmediği,
* Mahpuslara kargoyla gelen kolilerin hala mahpuslara teslim edilmediği, görüşe gelen ailelerin mahpuslar için getirdikleri kışlık kıyafetlerin dahi kendilerine verilmediği,
* Sohbet hakkının sadece iki ayda bir ve hep aynı koğuşlarla, toplam sekiz kişiyi geçmeyecek şekilde kullandırıldığı, oda değiştirme taleplerinin ise bir yılı aşkın bir süredir hiç bir şekilde kabul edilmediği,
* İadeli-taahhütlü ve aps dışında kalan normal posta pullu mektupların gönderilmediği; dışardan mahpuslara gönderilen pullu mektupların da kendilerine teslim edilmeyerek haberleşme haklarının bu şekilde engellendiği,
* Mahpusların İnfaz Hakimliği, TBMM İnsan Hakları Komisyonu gibi resmi kurum ve kuruluşlara gönderdikleri dilekçe ve mektupların akıbetini öğrenemedikleri,
* Dışarıdan mahpuslara gönderilen kitap ve dergilerin yaklaşık sekiz aydır hiç bir şekilde kendilerine verilmediği, istedikleri kitap ve dergilerin “dış kantin” aracılığıyla alınmasının dayatıldığı (dış kantinden talep ettikleri kitaplar 4-5 aydır kendilerine ulaştırılmamaktadır) ve bu şekilde tutsakların eğitim ve kendini geliştirme haklarının engellendiği,
* Resim başta olmak üzere hiçbir atölye etkinliğine çıkarılmadıkları,
* Daha önce aldıkları ve depoda bulunan eşyaların kendilerine verilmediğini, – Özelikle yeni bir odaya geçişte ya da var olan eşyaların bozulması durumunda kendi adlarına depoya bıraktıkları eşyalar verilmemekte- ve yeni eşyaların alınmasının dayatıldığı,
* Maphusların oda değişimleri için verdiği dilekçeler işleme dahi konulmazken, herhangi bir talepte bulunmadıkları halde bulundukları odalardan zorla alınıp başka boş bir odaya konuldukları, bu uygulamayı kabul etmedikleri zaman fiziki şiddete maruz bırakıldıkları,
* Tutuklu ve hükümlü mahpusların sosyal ilişkilenmeden izole edilmeye çalışıldığı,
* Hapishane personelinin provakatif girişimlerinin olduğu, kısmi arama adı altında yapılan aramalarda eşyalara “sakıncalıdır” denilip keyfi bir biçimde el konulduğu belirtilmiştir.
SİLİVRİ 5 NOLU KAPALI CEZAEVİ
* Hamza Doğrul: 26.12.2018 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; Kabızlık, ishal, mide ve karın ağrısı, bulantı, baş, göz ve göğüs ağrısı, tuvaletini yaparken kanama, kanamalı kusma, deride pullanma, görmede bulanıklık, konsantrasyon bozukluğu, baş dönmesi, denge sorunu, ateş, kas ağrıları ve kramp, el ve ayakta uyuşma, rahatsızlıkları olduğunu belirtmiştir. Mahpusun kemik erimesi ve ülser rahatsızlıkları bulunmaktadır.
* Hamza Doğrul’un oldukça zayıflamış olduğu, yorgun olduğu ve ten renginin kararmış olduğu gözlemlendi.
* Zafer Sağlam: 26.12.2018 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; Kabızlık, mide ve karın ağrısı, bulantı, böbreklerde ağrı ve tuvaletini yaparken kanama, ara ara eklem ağrıları, deride pullanma, görmede bulanıklık, konsantrasyon bozukluğu, baş dönmesi, denge sorunu, idrar yaparken sızı ve baş ağrıları olduğunu bildirmiştir.
* Nurtekin Korkmaz:16.01.2019 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; mide, karın ve göğüs ağrısı, kabızlık, mide krampları, eklem ve kemik ağrıları, görmede bulanıklık, gözde kızarıklık, bulantı, Kulakta ağrı ve çınlama, bazen uyku problemi, idrar yaparken yanma, baş ağrısı, terleme atakları, deri döküntüsü, pullanma, konsantrasyon bozukluğu, okuduğunu veya söyleneni algılamada güçlük, nefes alırken dahi kaburgalarında batma hissi sorunları yaşadığını ve su içmekte dahi zorlandığını belirtmiştir. Mahpusun akdemiz anemisi rahatsızlığı bulunmaktadır.
Uzun süredir açlık grevinde olan tüm mahpuslarda aşağıdaki yakınmaların çoğunluğunun görülmekte olduğu belirtildi: mide, karın ve göğüs ağrısı, kabızlık, ishal mide krampları, eklem ve kemik ağrıları, görmede bulanıklık, gözde kızarıklık, bulantı, Kulakta çınlama, işitmede zorluk, uyku problemi, idrar yaparken yanma, baş ağrısı, terleme atakları, deri döküntüsü, pullanma, konsantrasyon bozukluğu, okuduğunu veya söyleneni algılamada güçlük, el ve ayaklarda uyuşma, üşüme, deri altında sivilce, denge bozukluğu sorunların birkaçı veya tamamına yakını görülmektedir.
* Görüşmeciler sağlık personelinin Bakanlık talimatı nedeniyle eylemcilerin durumunun kötüleşmesi halinde müdahale edileceğini söylediği, Yine aynı şekilde idarenin, eylemcilerin müdahaleyi kabul etmeyeceklerine dair yazmış oldukları dilekçeleri işleme almadığı ve durumlarının kötüleşmesi halinde müdahale edileceği bilgisinin kendilerine her aşamada iletildiğini belirtmişlerdir.
* Yine grevcilerden Hamza Doğrul, Zafer Sağlam ve Nurtekin Korkmaz’ın Nisanın ilk haftasında idarece hastaneye götürülmek istendiği, Mahpusların bir provakasyona mahal vermemek adına hastaneye gitmeyi kabul ettiği; ancak hastanede tedavi olmak istemediklerini belirtmeleri üzerine hapishaneye geri götürüldükleri bizzat grevciler tarafından iletilmiştir.
SİLİVRİ 9 NOLU CEZAEVİ
* Seyhan Çiçekli : 26.12.2018 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan Seyhan Çiçekli; kemik ağrıları nın başladığını, omuz ve boyun arkasında sırtına doğru yanma ve ağrı hissettiğini, bu nedenle bazı geceler uyku problemi çektiğini, kulaklarında sıkıntı olduğunu ve duymasının iyice ağırlaştığını, kitap okumakta zorlandığını, odaklanma problemi yaşadığını, yoğun kabızlık yaşadığını ve buna bağlı olarak şişkinlik hissettiğini beyan etmiştir.
* Görüşmecilerden Güllüzar Taşdemir sağlık sorunları olduğunu, buna bağlı olarak kilo kaybı yaşadığını ve burada doktor muayenesinin yüzeysel yapıldığını, doktorun ayrıntılı muayene yapmadan ilaç vererek geçiştirdiğini, verilen ilaçların kendisine iyi gelmediğini, Norveç’te kullandığı ilaçlardan yazılmasını talep ettiğinde doktorun o ilaçların burada olmadığını söyleyerek yazmadığını, hastaneye gittiğinde kendisine kelepçeli muayene dayatıldığını, karşı çıkıp duruma direnince kelepçelerin açıldığını bildirmiştir.
EDİRNE F TİPİ KAPALI CEZAEVİ
* Zerdeşt Oduncu: 26.12.2018 Tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus; uzanırken sol bacağını hissetmediğini, ellerinde titremelerin olduğu yürürken ve konuşurken büyük zorluklar yaşadığını, tek kişilik hücrede kalmasından ötürü çoğu zaman su içmeye bile kalkmaya takatinin kalmadığını ve 3-4 kez öksürürken ağzından kan geldiğini görüşme gerçekleştiren avukatlara aktarmıştır.
* Ramazan Çeber: 16.12.2018 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpus parmaklarını hissedemediğini belirtmiş, nitekim kalemi tutmaya çalışırken tutamadığı tarafımızca da gözlemlenmiştir. Mahpusun açlık grevine başlamadan önce reflü, bel fıtığı, astım hastalıkları bulunmaktadır. 1998 yılından itibaren çok sayıda Açlık Grevine girmiştir. Açlık grevinde olan mahpusun ciddi sağlık problemleri yaşadığı ve genel sağlık durumunun endişe verici görüşme yapan avukatlarca tespit edilmiştir.
* Süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan mahpuslardan Zerdeşt Oduncu, Ramazan Çeber ve Hakan Adıgüzel’in ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olması sebebiyle tekli hücrede, refakatçileri olmadan yalnız kaldıkları tespit edilmiştir. Mahpusların yanına refakatçi verilmesi talebi gerek şifai gerek de yazılı olarak cezaevi idaresine bildirilmesine rağmen bu aşamaya kadar tarafımıza herhangi olumlu-olumsuz bir cevap verilmemiştir.
* Mahpuslardan Zerdeşt Oduncu ve Mazlum Bataray hakkında 22.10.2018 tarihinde Edirne 1. İnfaz Hakimliği’nce ‘görüşmelerin teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilmesi, görüşme sırasında bir görevlinin hazır bulundurulması, görüşme sırasında tutulan kayıtların incelenmesi, sakınca görülmesi halinde el konulması’ şeklindeki 3 aylık avukat görüş sınırlandırması hukuka aykırı bir biçime 21.01.2019 tarihinde verilen ek karar ile 3 ay daha uzatılmıştır. Bu sebeple yapılan avukat görüşmeleri hukuka aykırı bir biçimde ses ve görüntü kaydı yapılarak ve 2 infaz koruma memuru eşliğinde gerçekleştirilmek durumunda bırakılmıştır. Açlık grevcisi Zerdeşt Oduncu ile yapılan görüşme esnasında sağlık koşullarıyla ilgili alınan notlara idarece el konulmuş ve ancak incelendikten sonra görüşmeci avukatlara verilmiştir.
BOLU F TİPİ KAPALI CEZAEVİ
* Hüseyin Barsak: 16.01.2019 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan Hüseyin Barsak’ta ciddi kilo kaybı gözlemlenmiştir. Mahpus baş ağrısı, ağız kuruluğu, mide bulantısı ve kas ağrılarının olduğunu aktarmıştır.
* Görüşme yapılan mahpuslar; gardiyanların ve hapishane yönetiminin grevden dolayı provokasyon çıkartmaya çalıştıklarını; odalarda ince arama adı altında arama yapıldığını, hapishanenin 2’nci müdürünün ince arama yapamazsın diyen mahpusun boğazını sıktığını ve gardiyanların 2 dolap kapısını kırdıklarını, ayrıca gardiyanların arama yapmadan önce mazgaldan koğuşların koktuğunu söyleyip hakaretvari ve onur kırıcı hakaretlerde bulunduğunu belirtmişlerdir.
* Ege Üniversitesindeki öğrenci olaylarından yargılanan Nurullah Semo’nun 1 yıla aşkın süredir tecritte tutulmaya ve diğer mahpusların yanına geçme talebinin ‘adalet bakanlığının talimatıdır’ gerekçesi ile reddedilmeye devam edildiği belirtilmiştir.
* Ağırlaştırılmış müebbet cezası olan hükümlülerin havalandırmaya çıkma hakkının bir saatle sınırlandırıldığı ve bu bir saatte de sürekli aynı kişiler ile havalandırmaya çıkarıldığı, bazı mahpusların ‘iyi halli olmamaları’ gerekçe gösterilerek bu bir saatten de spor hakkından da mahrum bırakıldığı belirtilmiştir.
* Disiplin cezaları sebebiyle tahliyeye mani durumların yaşanmaya devam ettiği tespit edilmiştir.
ÜMRANİYE KAPALI CEZAEVİ
Ümraniye T Tipi Hapishanesi idaresi ve gardiyanlarının, özellikle süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinin başlamasından bu yana siyasi mahpuslara dönük tutum ve davranışlarının negatif yönde hızla değiştiği, radyo ve gazete gibi iletişim araçlarının mahpuslara verilmeyerek izole bir alan yaratılmaya çalışıldığı ve haberleşme ve bilgi edinme hakkının ihlal edildiği tarafımızca tespit edilmiştir.”
“İKTİDARI HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Raporun sonuç bölümünde ise risk teşkil eden açlık grevlerinin kritik aşamayı çoktan geçtiğine vurgu yapılarak, “Öte yandan hapishanelerden neredeyse her gün ölüm haberleri gelmektedir. Mahpusların yaşamını sonlandırmak suretiyle tecridin kaldırılması amaçlı yaptığı bu eylemler maalesef ki durdurulamamaktadır. Bu anlamda taleplerin karşılanması yaşam hakkının tesisi anlamına gelmektedir. Siyasal iktidarın daha fazla ölüm ve sakatlanmalar yaşanmadan mahpusların haklı ve yasal taleplerini karşılamak için harekete geçmeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Raporun ardından konuşan ÖHP üyesi Avukat Sinan Zincir, kamuoyuna çağrıda bulunarak, “Bir an önce seçim gündeminden çıkılmalıdır ve herkesin yüzünü cezaevlerine dönmesi gerekiyor. Sivil toplum örgütleri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Barolara da çağrıda bulunuyoruz, bir an önce adım harekete geçin” dedi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.