Alevi Haber Ajansi

Narlıdere Demokrasi Platformu: Barışı kökleşmiş bir ağaç haline getireceğiz

PİRHA – 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne dair açıklama yapan Narlıdere Demokrasi Platformu, halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarının düşmanlaştırma politikalarına gerekçesi yapıldığını vurguladı. Platform adına açıklamayı okuyan Narlıdere Cemevi Başkanı Mustafa Aslan, “Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Aslan, halkın seçme seçilme hakkının elinden alındığını ve halkın seçtiği temsilcilerin görevden alınarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş valilerin atandığını belirtti. Ortadoğu’da farklı düzeylerde devam eden çatışmaların yarattığı acılara, travmalara karşı toplumun barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı olduğunu ifade eden Aslan, kalıcı barış ortamının yaratılmasına dair ortak mücadele çağrısında bulundu.

Aslan şöyle devam etti:

“HAK VE ÖZGÜRLÜKLER AYAK ALTINDA”

“İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlardan biri olan İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı gün olan 1 Eylül, yarım asrı aşkın bir süredir, bütün dünya halkları tarafından, çeşitli etkinliklerle, savaşlara karşı barış, düşmanlıklara karşı kardeşlik duygularıyla yaşanmaktadır. Üzerinden 80 yıl geçmesine rağmen emperyalist güçler aynı amaçlar ve sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşından daha fazla insan son 80 yılda yaşanan savaşlarda, çatışmalarda yaşamını yitirdi, milyonlarcası sakat kaldı. Her iki dünya savaşı sırasında yaşanan zorunlu göç, yer değiştirme ve sürgünden daha fazla insan bugün yurtlarını terk etmek zorunda kalarak çeşitli ülkelerde mülteci olarak yaşamaya çalışıyor. Mülteciliğe yol açan politikaları hayata geçirenler mültecilik, göçmenlik karşıtlığı üzerinden milliyetçiliği, ırkçılığı çoğaltıyor, oya dönüştürüyorlar. Kârlarını arttırarak kasalarını dolduruyor ve yeni çatışmaların fitilini ateşliyorlar. Halklar arasındaki milliyet, din, dil, etnik kimlik farklılıklarını düşmanlaştırma politikalarına, savaşlara gerekçe haline getiriyorlar.”

“HALKIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI ELİNDEN ALINIYOR”

“Eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha yok ediliyor. Bölgenin kadim sorunları Kürt ve Filistin sorunları konusunda da emperyalistler ve iktidarlar rant ve paylaşım çerçevesinde oyalama, inkar ve çözümsüzlük politikalarında ısrar ediyorlar, çatışmaları derinleştiriyorlar. IŞİD, El Kaide, El-Nusra, Taliban gibi çeteler eliyle vekâlet savaşları yürütülürken, bu örgütlerle işleri bittiğinde ise aynı örgütlere müdahale adı altında bölge işgal ediliyor, askeri üs haline getiriliyor.

Halkın seçme seçilme hakkını elinden alıyor, seçim sonuçlarını tanımıyor, halkın seçtiklerini görevden alarak yerlerine partili memur durumuna gelmiş Valileri atıyorlar. Tepkileri ise devlet zoruyla ve aygıtlarıyla engelliyorlar. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, bir arada yaşama irademizi de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar.

Popülist, faşist iktidarlar birçok bölgede binlerce sivilin yaşamına mal olan askeri operasyonlara ‘Barış Harekâtı’, Filistin halkının özgürlük talebinin bastırılmasını hedefleyen antlaşmaya “Yüzyılın Antlaşması” adını koyarlarken zerre kadar utanma emaresi göstermiyorlar.  Çünkü onların gözleri ve vicdanları para ve iktidar gücü dışında bir şey görmüyor!

Emperyalistlerin müdahaleleri bölge ile sınırlı kalmıyor, Venezuella başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerine kadar uzanıyor. Meksika sınırına duvar örülüyor, birçok ülke ile yapılan İkili Ticaret Antlaşmaları eliyle ülkelerin iç işlerine müdahalelerin önü açılıyor. Öte yandan yeni zenginler yaratmak ve krizleri aşmak için yeni savaşların, çatışmaların fitilleri ateşleniyor.

Bu karamsar tabloyu tersine çevirmenin yolu elbette eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinden, geçiyor.”

“BARIŞ İÇİN MÜCADELE ETMEK; İNSAN OLMANIN ŞARTIDIR”

“Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Barış, uğruna mücadele edilmesi gereken, kazanılması gereken politik bir mücadele başlığıdır. Bu uğurda atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine doğru da biraz daha götürür.  Çünkü tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemek ve kendi ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın şartıdır.

Ülkemizde 15 Temmuz darbe girişimden bu yana kesintisiz olarak devam eden OHAL koşulları ve baskıları karşısında ve Ortadoğu’da farklı düzeylerde devam eden çatışmaların yarattığı acılara, travmalara karşı hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var!

Narlıdere Demokrasi platformu olarak; savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğilirken mücadele başlıklarımızdan birinin Barış mücadelesi olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyoruz.

Tüm halkların eşit, özgür ve insanca yaşayacağı bir dünyayı kendi ellerimizle kurmanın yolunu açmak için emek ve demokrasiden yana olan herkesi 1 Eylül Barış Meydanlarında yan yana, omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz.

Barış herkesin kendi özgünlüğü ile özgür yaşadığı sınırsız ve sınıfsız dünyadır.”

PİRHA/İZMİR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak