PİRHA-Topçu Baba Alevi Dergahı Kurucu Başkanı Mustafa Can, AKP’nin Alevilere yönelik düzenlemelerine tepki gösterirken, “Devletin Alevilere yönelik bir politikası var. Yüzyıllardır süren bu politika hala devam ediyor. Aleviler olarak buna karşı duruşu örgütlemeliyiz. Ne kadar güçlü olursak o kadar bizi ciddiye alacaklardır” dedi.
AKP tarafından torba yasa tasarısı içerisinde TBMM’ye getirilen ve dün genel kurulda kabul edilen cemevlerine yönelik düzenlemeler ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na dair tepkiler gelmeye devam ediyor. Kırklareli’de bulunan Topçu Baba Alevi Dergahı‘nın Kurucu Başkanı Mustafa Can da son dönemdeki gelişmelere dair PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.
“DEVLETİN, ALEVİLERE YÖNELİK POLİTİKASI SÜRÜYOR”
Sözlerine “Devletin Alevilere yönelik bir politikası var. Yüzyıllardır süren bu politika hala devam ediyor” diyerek başlayan Can, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan cemevi başkanlığıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Alevileri yok sayma, asimile etme, kendi kuyruklarına takma noktasında epeydir mücadele veriyorlar. Bugün yaptıkları şey bundan farklı değil. Daha dün Alevilerin ibadethaneleri olan cemevlerine ‘cümbüş yeri’ diyenler belki bugün farklı sözcükleri kullanıyorlar ama aynı hakareti yapmaya devam ediyorlar. Bugün cemevlerini Kültür Bakanlığı’na bağlayarak aslında “Alevilik bir kültürdür. Alevilik bir eğlencedir” diyerek inancımıza hakaret ediyorlar. Ama beni üzen nokta onların bu bakışı değil. Bu bakışın Aleviler içinde kabul görmesi beni rahatsız ediyor. Cem Vakfı ve onun içerisindeki bir takım yapılar ile diğer kendisine “dede” diye misyon biçenlerin böyle bir açılışın içinde yer almaları, kabul etmeleri inancımız açısından çok üzüntü verici bir durum.”
“ALEVİ KURUMLARININ ORTAK DİLDE, İTİRAZDA BULUŞMALARI KIYMETLİ”
AKP’nin attığı adımlara yönelik Alevilerin karşı duruşu örgütlemesi gerektiğini belirten Mustafa Can, şöyle konuştu:
“Aleviler olarak buna karşı duruşu örgütlemeliyiz. Yüzyıllardır bizi katledenler, kuyulara dolduranlar, yok sayanlar bugün kaldıkları yerden devam ediyorlar. Onlar bunu yaparken biz ne yapacağız? Siyasal iktidar ve devlet, Alevilere bakışını böyle netleştirmişken, yani inancımızı hala yok sayarken, biz ne yapacağız? Alevi örgütlerinin bir araya gelmeleri, ortak bir noktada, dilde ve itirazda buluşmaları çok anlamlı. Meclis’e gidip itiraz etmeleri de çok anlamlı.
“Zorunlu din derslerine hayır” denildiğinde bana çok anlamlı gelmiyor. Neden? Çünkü Türkiye’deki eğitimin kendisi zaten dinselleştirilmiş. Tek başına din dersinden söz etmiyoruz. Bilimsel bir eğitimden uzaklaşılmış, edilgen bir eğitime dönüşmüştür.İtiraz edeceğimiz noktalardan biri herkes gibi eşit yurttaşlık talebimizdir.
İkinci olarak cemevlerimizin ibadethane sayılmasını istiyoruz.
Üçüncü olarak ise bu ülkede gerçek laik bir yapı istiyoruz. Devletin inançlar karşısında nötr olmasını istiyoruz. Devletin dini olmaz. Bu taleplerimiz doğru taleplerdir.”
“ALEVİ ÖRGÜTLERİ ALEVİLER İLE BAĞINI YENİDEN KURMALI”
Can, Alevi kurumlarına da çağrıda bulunarak, Aleviler ile bağın yeniden kurulması gerektiğini kaydetti. Can şu ifadeleri kullandı:
“Alevi örgütlerinin Aleviler ile bağını yeniden kurması lazım. Örgütlenmesini yeniden gözden geçirmesi, yüzünü yeniden kitlelere çevirmesi gerekiyor. İnancımıza yönelik bu hakareti, asimilasyon politikalarını, aşağılamayı Alevi örgütleri Alevilere giderek anlatmalı ve önümüzdeki günlerde çok daha güçlü bir itiraz aklını kullanmalıdır. Meclis’e gitmek kıymetlidir ama artık milyonlarca insanımızı sokağa çıkarabileceğimiz bir örgütlenmeyi yaratmayı bugünden itibaren önümüze koyabilecek olan bölge toplantılarından tutun da, tek tek üyeler ile buluşabileceği yeni çalışma ve örgütlenme modelleri geliştirilmelidir. İtirazı çok daha kitleselleştirmek gerekir.
“NE KADAR GÜÇLÜ OLURSAK BİZİ O KADAR CİDDİYE ALIRLAR”
Ne kadar güçlü olursak o kadar bizi ciddiye alacaklardır. Yüzbinlerce Alevi’yi temsil eden örgütler ile duygusal bir bağ olsa da bence örgütsel bağın koptuğunu düşünüyorum. Bugün bir an önce Alevi kitlesi ile buluşup, sorunlarımızı ev ev, cemevi cemevi, sokak sokak anlatmalı, çalışma yürütmeliyiz. Önümüzdeki günlerde çok daha kitlesel karşı duruşu örgütlemeliyiz. Temsilcilerimiz yine Meclis’e gitmeli ama biz de o gün Ankara’nın bütün sokaklarını doldurabilmeliyiz. Çok görünür olabiliriz. İtiraz hakkımızı kullanabiliriz. Bunları yapabilirsek eğer siyasal iktidara geri adım attırabiliriz. Onun dışında bugünkü cılız çıkışlar ile ya da bir gün itiraz edip, üç ay sustuğumuz noktada çok fazla etkili olacağımızı düşünmüyorum.”
Barış KOP / İSTANBUL
Yoruma kapalı.