Alevi Haber Ajansi

Mevlüt Akbal: Torba yasaya karşı sonuna dek mücadelemizi sürdüreceğiz-VİDEO

PİRHA – PSAKD Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mevlüt Akbal, 25 Aralık Büyük Alevi Kurultayına giden süreçte görüşlerini paylaştı. Yerellerde yapılan toplantıların önemli olduğunu vurgulayan Akbal, “Bizi terbiye etmeye, bizi tarif etmeye yönelik bir girişimi kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Marmara Bölge sorumlusu Mevlüt Akbal, 25 Aralık Büyük Alevi Kurultayı öncesi yapılan bölge toplantıları hakkında konuştu.

Mevlüt Akbal, yaptığı değerlendirmede ilk olarak tartışmalı sürecin Hüseyin Gazi Cemevi ile birlikte başladığının altını çizdi. Akbal, “Hüseyin Gazi Cemevi sürecinden önce Ankara’da cemevlerine saldırı yapıldı. Bu saldırının arkasından Hüseyin Gazi Cemevi ziyareti ve arkasından Hacı Bektaş’taki Alevi kurumlarının onaylamadığı, hatta katılanlar için düşkün ilan edildiği bir toplantı gerçekleştirildi. O toplantıya katılan Alevi dedeleri ve vatandaşların çoğu belirli bölgelerden toplanılarak götürülen ve bir kısmının da orada ne olduğunu bilmeden gittiğini biz çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

“ALEVİLERİ BÖLÜP PARÇALAMAYA DÖNÜK BİR POLİTİKA”

Mevlüt Akbal, “Bu süreç sanki önceden belirlenmiş, örülmüş bir süreç gibiydi zaten” diyerek değerlendirmesini şu sözlerle sürdürdü:

“Hacıbektaş’taki toplantının arkasından biz de orada ‘türbelerimize, cemevimize, ibadetimize sahip çıkıyoruz’ adı altında Hacıbektaş’ta 2 gün sonra kendi anmamızı yaptık. Orada da tüm Alevi kurumlarıyla birlikte taleplerimizin ne olduğunu kamuoyu ile paylaştık. Tüm örgütlü Alevi kurumlarının içinde olduğu, bunun yanı sıra bağımsız cemevlerinden Alevi köy derneklerinden de katılımın olduğu güçlü bir fotoğraftı. Bunun arkasından  Şahkulu’nda yapılan açıklama arkasından torba yasa ile birlikte Alevileri bölüp parçalamaya dönük bir politikaydı. Biz bu politikanın niye gerçekleştirildiğini çok iyi biliyoruz. Şu an Alevi kurumları geçmişten bugüne verdikleri mücadele ile bir takım kazanımlar elde ettiler. Yerel mahkemeler, Anayasa Mahkemesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevlerinin ibadethane olarak, cemin bir ibadet olarak kabul edildiği kararlar var. Bu kararlar peş peşe gelmeye başlayınca mevcut iktidar bu kararların önüne geçebilmek, yeni kararların da önünü alabilmek için böyle bir projeyi gerçekleştirdi.”

“ALEVİLER BU TORBAYA SIĞMAZ”

Mevlüt Akbal, yerellerde yapılan toplantıların içeriğine de değindi. Özellikle bağımsız cemevlerine ulaşmalarının büyük kazanım olduğunu ifade eden Akbal şunları söyledi:

Bu projelerin birinci ayağı ikinci ayağı ise; Alevilerin bir bütün olarak hareket etmelerine duyulan kaygıydı. Bu nasıl olacaktı? Kurumlar içerisinde örgütlü Aleviler hak ve talepler etrafında kilitlenmiş bu taleplerden vazgeçmiyor. O zaman ne yapalım örgütsüz olanlara köylerde kurulmuş muhtarlıklara bağlı cemevleri ya da herhangi bir köyde veya herhangi bir kuruma bağlı olmayan dedeler aracılığıyla Alevleri ne kadar böleriz ne kadar parçalarız.

Bu yasayı anlatırken Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve bileşenleri olarak bölgelerde toplantı yaptığımızda sadece kurumlarda örgütlü cemevleri ile dedelerle yapmıyoruz. Özellikle ‘bağımsız cemevleri’ dediğimiz herhangi bir kurumun içerisinde yer almayan cemevleri ve dedelerle bu toplantıları yapıyoruz. Geri dönüşler de çok iyi. Yani toplantılarda şunu gördük; Aleviler bu torbaya sığmaz. Aleviler bu torbaya ne girer ne de sığar. Biz orada bölge toplantıların da edindiğimiz izlenim, evet bize kum, çakıl, çimento teklif ediyorsunuz ama bir taraftan da ibadetimizi tarif ediyorsunuz. Aleviler olarak bütün bölge toplantılarında bunu dile getiriyoruz. Biz yıllardır Aleviler olarak hiç kimsenin inancını tarif etmedik, hiç kimsenin inancına müdahale etmedik. Bizim inancımıza da saygı duyulsun istedik. Yani kumunuz, çakılınız sizin olsun, Yol’umuz bizimdir. Biz Yol’umuzu kimseye tarif ettirmeyiz. Bu yolda yürümeye devam edeceğiz.

Bu yol yüzyıllardır asimile, inkâr ve imha edilmeye çalışılan bir yol. Ancak şu da biliniyor ki biz Nesimi olduk yüzüldük, Mansur olduk asıldık, Madımak’ta Koray idik yakıldık, ölmedik, dönmedik. ‘Dönen dönsün ben dönmezem’ diyen pirim koca Haydar’ın çocuklarıyız. Bu inançla mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz diyoruz ki her gönülde bir murat vardır bizim muradımız da eşit yurttaşlıktır. Biz Türkiye’de herkesle birlikte eşit, özgür, barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Biz bu muradımız hasıl oluncaya dek de mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“BU YASAYLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Mevlüt Akbal, Muğla üzerinde geçen haftalar içeresinde 5 yerde cem yapıldığını da belirtti. Cem hizmetleri öncesinde Alevilerin taleplerini ve bu yasaya nasıl baktıklarını anlattıklarını belirten Akbal, şöyle devam etti:

“Bu paylaşım sırasında gördük ki bu yasa Alevilerin içinde olmadığı, Alevilerin hiçbir talebini karşılamayan bir yasadır. Sonuna kadar bu yasayla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizim temel taleplerimiz bellidir. İbadetimizin cem, ibadethanelerimizin cemevi olduğunun kabul edilmesini istiyoruz. Biz bir inancız. Biz Kültür Bakanlığına bağlanacak folklorik bir yapı değiliz. Bizi yasalarla, Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) Yol’umuzu, inancımızı tarif etmeye kalkmanın boş olduğunu, bunun Alevilerde bir karşılığının olmadığının görülmesini istiyoruz. Bunun meclis önünde protestosunu yaptık. Bütün partilerin grup başkanvekillerine bu taleplerimizi ilettik ama karşılık bulmadı. Ama biz gönüllerde karşılık bulduğunu biliyoruz. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“BİZİ TARİF ETMEYE YÖNELİK GİRİŞİMİ KABUL ETMİYORUZ”

Akbal, 25 Aralık’ta İstanbul’da yapılacak Büyük Alevi Kurultayı hakkında da konuşarak şunları söyledi:

“25 Aralık’ta da bu mücadeleyi daha da yükselteceğimizi, Alevilerin temel taleplerinin ülkemizin ikinci yüzyılında nasıl bir demokrasi, nasıl bir ülke istediğini açıklayacağımız büyük bir kurultay düzenleyeceğiz. O kurultayda hem Türkiye kamuoyuna hem dünya kamuoyuna Alevilerin ne istediğini açıklayacağız. Çok çeşitli yerlerde bölge toplantıları yaptık. Bu toplantılara katılım sadece kurumlar üzerinden bir katılım değildi. Alevi köy derneklerinin bağımsız cemevi yönetimlerinin olduğu ya da cemevinde hizmet gören, hizmet yürüten dedelerin olduğu toplantıların olmasını istiyorduk. Mesela Tokat’ta çok büyük bir toplantı yaptık. O yöredeki neredeyse bütün hizmet yürüten canların, dedelerin katıldığı bir toplantı yaptık. Yüksek katılımı olan ve farkındalığın çok yüksek olduğu toplantılar gerçekleştirdik diyebilirim.

Bazı yerlerde ‘Biz de devlete vergi veriyoruz. Sonuçta elektriği, suyu alsak ne olur?’ gibi zaman zaman bu gibi sorularla karşılaştık. ‘Niye almıyoruz? Bizim vergimiz değil mi?’ sorularına rastladık. Evet bizim hakkımız. Ama bizim hakkımızı verirken bizim inancımızın da tarif edilmesini istemiyoruz. Söylediğimiz şey; evet bu bizim hakkımız. Alacağız ama inancımızı tarif ettirmeden, var olduğu gibi dedelerimizden, analarımızdan, pirlerimizden gördüğümüz inancımızı yaşayacağımız bir şekilde alacağız. Hakkımızdan hiçbir zaman vazgeçmiyoruz. Eşit şekilde kim ne alıyorsa bizim de almamız gerekir. Bizi terbiye etmeye, bizi tarif etmeye yönelik bir girişimi de kabul etmiyoruz.”

Cebrail ARSLAN/MUĞLA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak