Alevi Haber Ajansi

Mersin’deki Alevi Kadınlar: İnancımızın özü olan bacı kültürünü yaşatalım -VİDEO

PİRHA- Mersin Cemevi’nden kadınlar sorularımızı yanıtladı. Düşünen, emek veren kadınların daha fazla seslerini yükseltmeleri gerektiğini belirten kadınlar “İnancımızın özü olan bacı kültürünü yaşatalım” dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Alevi kadınlar hem özgün çalışmalarını hem de kadın platformları içerisinde seslerini yükseltiyor.

Mersin Cemevi Kadın Kollarından kadınlar 8 Mart’a ilişkin PİRHA’nın sorularını yanıtladı.

Alevi kadınlar hangi çalışmaları yapıyor?

Zeynep Kaya: Mersin Cemevi Kadın Kolları olarak 8 Mart Dünya Kadınlar gününün örgütlülüğümüz içerisinde daha görünür kılınması için şubelerde toplantılar gerçekleştirdik. Kadın bilincinin geliştirilmesi ve kendi sözlerini söylemeleri bizim için önemliydi. Kadın üyelerimizle beraber “Alevi Kadınlar ne düşünüyor?” başlıklı toplantılarda genel olarak kurumlardaki sorunlar dile getirildi. Alevi kimliği nedir? Kurumlarda ne kadar varız? Kurumlar içerisindeki ilişkilere ne kadar dahil olabiliyoruz ya da müdahil olabiliyoruz? gibi sorularla kadınların öne çıkabilmesi, analık, bacılık ruhunun canlandırılması bizim için önemliydi. Bu toplantılarla kendi üyelerimizle tartışmaya açtık ve sonuçlarda aldık. Yaptığımız çalışmalar varlığımızı ortaya koymak açısından önemli.

“ALEVİ KADINLAR NE DÜŞÜNÜYOR?” ÇALIŞTAYI PLANLANIYOR

Bu çalışmalar sonucunda Mersin’de başta olmak üzere Türkiye’deki tüm Alevi kadınların katılacağı “Alevi Kadınlar ne düşünüyor?” başlıklı Alevi Kadın Çalıştayı organize etmek istiyoruz. Bunu örgütlemek için de farklı kurumlarda bulunan Alevi kadınla ortaklaşa eğitim çalışması yapıyoruz.

Fatma: Yüzyıllardan beri Sünni-İslam anlayışı Alevileri kıskaca almış durumda. Kendi düşüncelerine göre bir Alevi profili çıkarmaya yönelik asimilasyon politikaları devam ediyor. Bunu yaparlarken Alevi inancındaki görünür Alevi kadını da yok etmeye çalışıyorlar. 13. Yüzyılda bir Bacıyan-ı Rum kurumumuz var. Bacıyan-ı Rum bizim için Alevi kadın ruhu olduğunu gösteriyor. Yüzyıllar boyunca süren asimilasyon politikası hem analarımızın misyonu yok edilmiş hem de bacılık ruhu bertaraf edilmeye çalışılıyor. Bizlerde tekrardan o ruhla, inancımızın özüyle buluşmaya çalışıyoruz.

“KADIN, ALEVİ ÖRGÜTLÜLÜĞÜ İÇİNDE GERİ PLANDA”

Nuran Engin: İnancımızda varolan Alevi kadın kimliğini yeniden canlandırma çalışmaları yapıyoruz. Maalesef egemen inancın etkisiyle kadın, günümüz Alevi örgütlülüğü içerisinde geri planda. Alevilikte kadın erkek yoktur can vardır diyoruz ama uygulama öze uygun değil. Bunu örneklendirecek olursak Alevi çatı örgütlerinde kadın yöneticiler oldukça az. Amacımız kadının örgütler içerisinde görünürlüğünü arttırmak. “Kadınlar başımızın tacıdır” deniyor ya, bizler kimsenin ne başının tacı, ne de ayağının paspası olmak istiyoruz.

Genel olarak baktığımızda kadınlar inanç merkezlerimiz de dahil olmak üzere toplumsal tüm kurumlarda işin “mutfağındalar”, vitrinin de ise erkekler var. Mersin Cemevi Kadın Kolları olarak her yaptığımız çalışmayı diğer şubeler ile paylaşıyoruz ki örnek olsun. Çünkü toplumsal anlamda yaşanan kirliliklerden maalesef Alevilerde etkileniyor. Asimilasyon politikalarına karşı özümüzü yeniden ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bunun içinde canla başla çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz.

Aynı zamanda etrafımızda yaşananlara karşı da sözümüzü söylemeye çalışıyoruz. Şunu da söylemeliyim: Kadınlar çok güzel düşünüyor, ancak dışına konuşamıyor. Hep içimize konuşuyoruz. Kendi sesimize yabancıyız. Kendi sesimize yabancı olduğumuz için de sanki mükemmel olmak zorundaymışız gibi bir hava yaratılıyor. Oysaki öyle bir şey yok. İçimize değil dışımıza konuşmalıyız.

8 Mart günü bağlamında nasıl bir hazırlık yaptınız?

Zeynep Kaya: Kadınlar dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar ezilen bir yerdeler. Sorunları dile getirme ve mücadeleyi yoğunlaştırma anlamında 8 Mart biz kadınlar için önemli. Alevi kadınlar da bu ezilmişlik içerisinde iki kat eziliyor. Bu baskıyı azaltmak ve değiştirmek için mücadele vermeye çalışıyoruz.

Hem kendi iç örgütlüğümüzde hem de kadın platformları içerisinde yer alıyoruz. Zengin, fakir, okumuş okumamış fark etmez geçmişten günümüze kadınlar yok sayılıyor, ezilmeye çalışılıyor. Bunu dillendirmek ve karşı çıkmak bizim için önemli. Eğitim sisteminden tutun da çocuk yaşta evliliklerin önünü açan yasalara karşı sesimizi her platformda yükseltmeliyiz. Kadınların kendi kimliği ve sözleriyle var olması ve karar mekanizmalarında yer almaları önemli. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle yapacağımız etkinliklerde bunu ifade edeceğiz.

Fatma: Belki de Türkiye’de bir ilk olacak olan bir Alevi kadın bülteni çıkardık. Çok kıymetli ve güzel bir duygu bizim için.

Zeynep Kaya: Bülteni bir sayfa olarak düşünmüştük. Ancak anlatacak ve yazacak o kadar çok şeyimiz varmış ki, sayfalar bize yetmedi. Yıl içerisinde de 4 sayı çıkarma gibi bir hedefimiz var. Dergi ile tam da “Alevi kadınlar ne düşünüyor?” sorusunu tartışacağımız bir zemin hazırlamış olacağız. Derginin çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Son olarak Alevi kadınlara ne mesaj vermek istersiniz?

Zeynep Kaya: Her alanda Alevi kadın kimliğimizden yaşadığımız sorunları dile getirerek örgütlülüğümüzü yükseltip, sesimizi çıkaralım diyorum.

Nuran Engin: İçimize değil dışımıza konuşalım. Hayatın her alanında görünür olalım.

Fatma: İnancımızın özünde varolan Bacıyan-ı Rum ruhunu hep beraber yaşayalım.

Diren KESER/MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak