PİRHA- Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Dersim’deki tarikat yapılanmasına dair yaptığı değerlendirmede, “Saldırı aslında hepimize, hepimizin yaşam tarzına, inancına, diline, kültürüne ve tekleştirmeye yönelik” dedi. Sümbül, bu sisteme karşı tek yönlü bir mücadelenin başarılı olamayacağını belirterek, bu saldırılardan rahatsız olan tüm kesimlerin topyekün mücadele vermesi gerektini vurguladı.
Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Dersim’de tarikatların örgütlenmesine dair geçen ay saha çalışması yaptı. Söz konusu çalışmaya ilişkin açıklama yapan DAM, tahminlerinin ötesinde bir tarikat örgütlenmesiyle karşılaştıklarını duyurmuştu. Dersim’de tarikat örgütlenmesine dair saha çalışmasının ardından tepkiler gelmeye devam ediyor.
“DERSİM’DE YAŞANANLARA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ OLARAK SESSİZ KALAMAYIZ”
Konuya ilişkin PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, bu ülkede halkların, inançların, kimliklerin, dillerin üzerindeki baskılara yönelik, emek ve demokrasi güçleri olarak sessiz kalamayacaklarını belirtti.
Sümbül, “Dersim bizim için bir sembol. Sadece bir inanç merkezi değil, aynı zamanda Türkiye’de kimlikler, diller ve yaşam tarzı üzerindeki baskılara yönelik süregelen sistemin saldırılarından muzdarip bir kesim olması bizim açımızdan sembolik bir öneme sahip” dedi.
Eğitim ve bilim emekçileri olarak çağdaş, laik, bilimsel, demokratik, parasız ve anadilinde bir eğitimi savunduklarını vurgulayan Sümbül, “Bu iktidar döneminde çokça cemaat ve tarikatların eğitime el atmalarına karşı yoğun bir mücadele içerisine girdik. Hem hukuki düzlemde hem demokratik düzlemde sesimizi duyurmaya çalışarak, bu anlayışlara engel olmaya çalıştık” diye konuştu.
“ASİMİLASYONA UĞRAYAN KESİMLERİN YANINDAYIZ”
Sümbül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dersim’e yönelik bu saldırıları sadece eğitim boyutuyla değerlendirmemek gerekiyor. Dersim’in doğasına, değerlerine, inanç yerlerine yapılan saldırılar da bütünlüklü baktığımızda gerçekten ciddi bir saldırı. Birçok tarikatın bu kadar Dersim’in hücrelerine kadar yayılarak Dersim’in geleceği olan gençler üzerindeki, çocuklar üzerindeki inanç, dil, kültür, kimlik boyutuyla asimilasyona yol açacak bu sonuçlarını biz eğitim ve bilim emekçileri asla kabul edemeyiz. Dersim halkının Dersimlilerin ve ötekileştirilen, inancından, kimliğinden dilinden dolayı baskı gören, asimilasyona uğrayan kesimlerin yanındayız, yanında olmaya da devam edeceğiz.
“BU UYGULAMALARDAN RAHATSIZ OLAN TÜM KESİMLER TOPYEKÜN MÜCADELE ETMELİ”
Saldırı aslında hepimize, hepimizin yaşam tarzına, inancına, diline, kültürüne. Tekleştirmeye yönelik bir sisteme karşı bir kesimin mücadelesinin başarılı olma şansı yok. Tek yönlü bir mücadele ile başarılı olma şansı yok. O nedenle bu uygulamalardan rahatsız olan tüm kesimlerin topyekün ve çok yönlü bir mücadele vermesi gerekiyor. Öncelikle bu asimilasyona karşı kendi dilini, kültürünü, inancını yaşatmak üzerinden yapılabilecek şeyler var. Hukuki boyutuyla yapılabilecek şeyler var. Bunu Türkiye’nin ve dünyanın her yerine duyurmak gibi, sesimizi yükseltmek gibi bir zorunluluğumuz var. Bu uygulamalara karşı kol kola, omuz omuza, çok küçük farklılıklarımızı bir kenara bırakıp, hepimizin geleceğine yönelik bu saldırılara karşı omuz omuza mücadele etmemiz gerekiyor.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.