PİRHA- Eski Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Şubesi Başkanı Songül Tunçdemir’in tahliye edilmesinin ardından Alevi kurumları yaptığı açıklamada, “Burada görülen dava; Türkiye’deki muhalif kesme çekilen operasyonlar, bastırma, sindirme politikasının, Alevilere yansımasıdır” dedi.
KHK’lerle ihraç edilen eğitimci ve eski Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kartal Şube Başkanı Songül Tunçdemir, Malatya’da görülen ilk duruşmada tahliye edildi.
Duruşma sonrası mahkemeyi izleyen kurum temsilcilerinin adliye önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasına siyasi parti temsilcileri, Alevi kurum başkanları, sivil toplum örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamada konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, “Son zamanlarda özellikle PSAKD’nin sokak ayağına yönelik operasyonlar olduğunu görüyoruz. Maalesef ki adalet saraylarında birçok adaletsizlik yaşadık. Songül ve Tarık arkadaşımızın Malatya üzerinde yapmış olduğu tüm eylemler PSAKD’nin eylemleridir. Hiçbirinde suç unsurunun bulunmadığını biliyoruz” dedi.
“ÜLKENİN YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”
Kaplan, “Songül ve Tarık arkadaşımızın tahliye olmasından sevinç duyuyoruz. İktidar bize ölümü gösteriyor sıtmaya razı ediyor. Arkadaşlarımızı 9 ay içeride tutuyor, denetimli serbestlikle serbest bırakıyor. Ülkenin yarı açık cezaevine dönüştüğünü görüyoruz” dedi.
Kaplan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya ilişkin de şunları söyledi:
“CHP Genel Başkanına bir saldırı oldu. Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasına baktığımızda; Sivas’taki kalabalığı yatıştırmak için yapılan açıklamanın aynısıydı. 26 yıldır bu ülkede aktörler değişse de biz bir şeylerin değişmediğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte tüm demokrasi güçleriyle bir olup mücadele etmekten başka çıkar yolumuzun olduğunu dün bir kez daha görmüş olduk. Kemal Kılıçdaroğlu’na geçmiş olsun diyoruz.”
“OPERASYONLAR; BASTIRMA POLİTİKASININ ALEVİLERE YANSIMASIDIR”
Açıklamada konuşan Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Zeynel Özen de mahkemedeki izlenimlerini şöyle aktardı:
“Gerçekten trajikomik bir mahkeme. Bir inci çekirdeğini doldurabilecek bir suçlama yok. Sadece onları içeride tutabilmek için uzun zamandır zaten içeride tuttular; böyle bir dava. Bu davayı dışarıda izleyenler anlamaz belki ama davanın amacı şu; Türkiye’deki muhalif kesme çekilen operasyonlar, bastırma, sindirme politikasının Alevilere yansımasıdır. Uzun zamandır cami cemevi projeleriyle, Dersim’de cemevlerini Diyanet’in ziyaret etmesiyle, Alisiz Alevilik, zorunlu din dersleri bunların uzantısı olarak bugün yapılan özellikle de Alevilere çekilen bu operasyondur. Alevi örgütleri içinde, özellikle PSAKD içinde devletin bu kirli politikasının bir uzantısı olarak şube başkanlarımız içeri alınmıştır. Tek neden budur. Çünkü onlar biat etmeyen, boyun eğmeyen, teslim olmayan şube başkanlarımızdır. Bu politika daha da devam edecek.”
Özen, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya ilişkin de şu ifadeleri kullandı:
“31 Mart’taki seçimlerde bunların dersini verdik. Daha derslerini almadıkları da gözüküyor. Bizim çok alışık olduğumuz ‘Yakın ulan yakın’ sesleri yükseldi. Bunu da tüm güvenlik güçlerinin önünde, onların seyrederek; nasıl Sivas’ı sekiz saat bizim canlarımızın yakılışını bize izlettilerse dün aynı şey yaşanmak üzereydi. Onun için ben diyorum ki; mutlaka ve mutlaka 31 Mart’taki seçim gibi tüm demokrasi güçlerinin yan yana durarak bu faşist, cebberrut iktidarı geriletmemiz gerekiyor.”
“DEMOKRASİ VE BARIŞ DİYENLER; GÖZALTI TEHDİDİ ALTINDADIR”
Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkez Eş Başkanı Musa Kulu ise, “Altı çizilmesi gereken en büyük şey; mahkeme heyetinin söylediği ‘Songül Tunçdemir’in can güvenliği olmadığı, kaçırılma endişesi olduğu için mahkemeye getiremedik’. Kendi evinde bu kadar acze düşen bir sistemdir. Ancak şunu biliyoruz bu ülkede öteki olan herkes bunlar için bir hedef. Bu hedefe ulaşmak için polis fezlekeleri hazırlanır ve insanlar tutuklu bırakılır. Bu ülkede demokrasi ve barış için bir söz söyleyen varsa mahkeme tehdidi altındadır. Umuyor ve diliyoruz ki; barışın, kardeşliğin, ötekinin özgürce yaşadığı bir memleket olsun” diye konuştu.
Kulu, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı kınayarak “Bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı linç ediliyorsa herkes bununla karşı karşıyadır. Bir kişinin iki dudağının arasında olan bir hukuk sistemi dünyada kabul edilebilir bir şey değil. İktidara şunu söylemek gerekiyor; siz zoraki biat kültürüyle bu toplumu dizayn edemezsiniz” dedi.
“MÜCADELEMİZ KARARLILIKLA SÜRECEK”
Duruşmayı takip eden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, “Bugün aslında özellikle son iki yıldır bu ülkede çok alışılagelmiş ve maalesef ki normalleştirilmeye çalışılan durumla karşı karşıya olduğumuzu gördük. Bu ülkede hukuk sadece iktidarın çıkarları doğrultusunda işleyen bir mekanizmaya dönüşmüştür maalesef ki. Anayasal haklar çerçevesinde, sendikal hakların, evrensel hukuk değerlerin yok sayıldığı, meşru taleplerin suç haline getirilmeye çalışıldığı, insanların üzerine suç üretilmeye çalışıldığı, milyonlarca insanın ceza almalarına, uzun süreli tutukluluk hallerine neden olunmakta. Bugün Tarık ve Songül arkadaşlarımız da bu iktidar politikaları sonucunda iki ayı aşkın süredir maalesef ki cezaevinde tutulmaktaydılar. Bu garabetin şimdilik de olsa son bulması bizler açısından sevindirici” ifadelerini kullandı.
Tahliyelerin yıllardır emek, demokrasi, barış mücadelesi sürdürmelerinin meşruluğunu gösterdiğini dile getiren Atasoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ülkenin ana muhalefet lideri linç edilirken o kalabalığa arkadaşlar diye seslenen iktidar anlayışı bu ülkede her gün kendini üretirken, emeğe, barışa sahip çıkmak suç olarak gösterilmeye çalışılıyor, bunlar bizim mücadelemizi yarıda bırakmayacak. Bizim mücadelemiz meşru olduğu için kararlılıkla büyüyerek devam edecek. Bu ülkede eninde sonunda emek, demokrasi, barış kazanacak.”
PİRHA/MALATYA
Yoruma kapalı.