Alevi Haber Ajansi

Malatya’da “Çözüm süreci” konuşuldu

PİRHA-Malatya’da yapılan “Çözüm süreci” istişare toplantısında konuşan Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz, “Bizim için en kutsal değer, insanlık değeri yaşam hakkını savunmaktır. Her koşulda, barışı konuşmak ve barış isteğinden uzaklaşılmaması için çaba sarf etmeliyiz” dedi.

Malatya’da Barış Vakfı tarafından, Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz, İHD Malatya şube başkanı Gönül Öztürkoğlu ve Mazlum Der eski başkanı Hüseyin Sarıgül’ün katılımıyla  STK’lar ile “Çözüm süreci” Konuşularak, çözüm sürecine yeniden dönülmesi noktasında istişarelerde bulunuldu. Malatya Öğretmen Evi salonunda yapılan istişare toplantısına bazı STK temsilcileri ve Malatya’da yaşayan kanaat önderleri katıldı.

“BARIŞ SÜREÇLERİNDE STK’LARIN DEVREYE GİRMESİ GEREKİR”

Yapılan toplantıda ilk olarak söz alan İHD Malatya Şube Başkanı Gönül Öztürkoğlu “2013’de  başlayan ve iki  yıla aşkın Barış sürecinin Bölgede önemli bir Barış havası estirdiğini  unutmayalım, ama çözüm sürecinden yeniden çatışmalı ortama gelinmesinin nedenlerinden biri STK’ların olmayışıydı. Uzun bir zamandır, gelin Barışı konuşalım, diye bir yapı olmamıştır. Böyle bir toplantı çok kıymetlidir” ifadelerini kullanarak şöyle devam etti;

“Barış sadece çatışmanın olmaması değildir. Dilemekle de olmuyor. Gerçekleşmesi için çaba harcamak gerekir. Barış öngörülebilir bir gelecek bir adalet düzenidir. Tam da bu süreçte STK’ların devreye girmesi gerekir. Kolay bir şeyden söz etmiyoruz, barışı bu çerçeveye oturtmalıyız. Bilindiği üzere ülkemiz yaklaşık iki yıl süren bir ‘Çözüm Süreci’ deneyimi yaşadı. Üstelik çözüm sürecinde çok olumlu bir hava yaşandı. Çatışmalı halin artık yaşanmayacağı ruh hali yaşanmaya başlanmıştı. Çatışmalar öyle bir hale evrildi ki, ölümleri hiç önemsemez olduk. Tabi dünyadaki çatışmalı süreçlerin sonlandırılmasında da sivil toplum kuruluşlarının çok önemli katkıları var.  Buradan iki örneği dile getirmem iyi olur. Biri Kolombiya örneğinde her iki tarafın yaptığı açıklamada eğer sivil toplum sürecin içinde yer almamış olsaydı bu iş çözülemezdi diyorlar. Diğer bir örnek de her ne kadar bizler buradan Arakanlılar’la sınırlı görsek de gerçekten Myanmar’da da canlı tanığı olduk. “STK’ların Barış süreçlerinde rolleri artacak. Ama süreç içinde bugün gelinen noktada Barış  dili  terk edildi ve yerini çatışma diline bıraktı. Bugün burada, Ülkemize Barışı nasıl getireceğimizi konuşalım diye bir arada bulunuyoruz. Burada en büyük rol STK’lılara düşüyor gelin Barışı inşa edelim” dedi.

“BARIŞ İÇİN ÇABA SARF EDECEĞİZ”

“Sadece Türkiye değil, bölgemiz oldukça karmaşık ve karışık bir süreçten geçiyor.Bütün insanlık açısından bir insan için en kutsal şey, yaşam hakkıdır. Bizim Barış Vakfımız 2016 yılında kuruldu. Uzun süre biz barış çalışması yapıyorduk. Ama resmileşmemiz 2016 yılında gerçekleşti. Bizim için en kutsal değer, insanlık değeri yaşam hakkını savunmaktır. Her koşulda, barışı konuşmak ve barış isteğinden uzaklaşılmaması için çaba sarf etmeliyiz” diyen Barış Vakfı Genel Başkanı Hakan Tahmaz şunları ifade etti;

“Bu topraklarda bu çok konuşulan  son dönemlerde sıklıkla gündeme gelen bir konu. Bizde bu konunun her meselesini konuştuk ve konuşmaya devam ediyoruz. Barış Vakfı, bu çalışmaları yaparken şöyle düşünerek hareket ediyor. Biz bu konuda çok tartıştık özellikle 2015 çözüm süreci bittikten sonra her birimiz, her platformda dile getirdik. Ne oldu, kim ne hata yaptı da bu çözüm süreci diyebildiğimiz kıymetli süreç sona erdi. Ölümlerin büyük ölçüde, insan yaşamının kıymet akledildiği bir süreç yaşadık. Ama bir şeyi konuşmadığımızı düşünüyorum, oda bu toplumda çalışan sivil toplum örgütleri neyi, neden yapamadığını söylemedi. Konuşma cesareti gösterip ya bizim, bizim mahallelerimizin, kendimizin eksikliği ne sorusunu sormuyoruz. Biz esas olarak sivil toplumun, kendisi ile yüzleşmesi gerektiğini düşünerek son raporumuzu sivil toplum üzerine yapıyoruz. Çünkü daha önce iki tane rapor hazırladık. Birincisi 2014 yılında daha çözüm süreci bitmemişti 2015 ‘in Nisan ayında da kamuoyuna açıkladığımız rapordu. Daha sonra çözüm sürecinden sonra bir krize girildiğini ve bu krizden çıkılmanın imkanlarını tartışmıştık. Burada ki temel amacımız, dünyanın bütün örneklerinden bilindiği üzere, sivil toplum örgütlerinin çözüm süreçlerinde, barış süreçlerinde etkin bir konuma sahip olmadan çözüme ulaşılamaz” diye konuştu.

Mazlum Der eski  Başkanı Hüseyin Sarıgül, Barışa ve bu rapora sivil toplum kuruluşlarının katkılarının neler olacağı konusunda açıklamalarda bulundu.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak