Leyla Güven’in açlık grevi 158’inci gününde. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Merkez Komite Üyesi Leyla Halid “Hükümeti zorlayacak halk kitleleridir” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tecridin kaldırılması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlatıp evinde sürdürdüğü açlık grevi eylemi 158’inci gününe girdi. KESK’in İstanbul’da düzenlediği Ortadoğu Konferansı’na katılan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Merkez Komitesi üyesi Leyla Halid, açlık grevi eylemini değerlendirdi. Halid, açlık grevinin tek başına yeterli olmayacağını ve hükümeti zorlayacak şeyin aynı talep etrafında kenetlenen halk kitleleri olduğunu vurguladı.
“İKİ HALK DA KENDİ TOPRAKLARI ÜZERİNDE HAK TALEP EDİYOR”
Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra sömürgecilerin bölgeyi parçalara böldüğünü anımsatan Halid, “Türkiye’de ‘hasta adam’ diye tabir edilen imparatorluğun çöküşünden sonra bu bölünme parçalanma devam etti. Halklar arasına sınırlar girdi. Bu süre sonucunda bizim ülkemizde böyle parçalandı. Kürtler kendi toprakları üzerinde mücadele veriyor ama Filistinliler kendi topraklarından sürüldüler. İki halk da tabi ki kendi toprakları üzerinde hak talep ediyorlar. Uzun vadeye yayılan bir taleptir ve bugüne kadar sürdü. Hala devam ediyor” dedi.
“YAŞAMI TEHDİT EDECEK ŞEYDEN KAÇINMAMIZ GEREKİYOR”
Açlık grevlerine dikkat çeken Halid, şöyle devam etti:
“Leyla Güven, tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevi eylemine başladı. Bu talep haklı ve meşru bir taleptir. Fakat bu yetersizdir. Etrafında ciddi bir halk kitlesinin olması gerekiyor. Aynı talep etrafında kenetlenen bir halk kitlesi olması gerekiyor. Hükümeti zorlayacak olan budur. Açlık grevi eylemi direniş biçimlerinden sadece bir tanesidir. Bir sonuç elde edilene kadar bu eylem tekrarlanabilir. Bu eylemi tamamıyla meşru görmek lazım. Fakat biz her şeyden önce yaşamı savunuyoruz. Yaşamı tehdit edecek şeyden kaçınmamız gerekiyor.”
“GÜVEN’İ ZİYARET EDERSEM KENDİSİNE ZARAR VERMEMESİNİ İSTEYECEĞİM”
Cezaevinde bulunan tutukluların farklı bir eylem yapma şanslarının olmadığını sözlerine ekleyen Halid, “Bu nedenle kendi bedenleri üzerinden bir eyleme giriştiler. Bu doğaldır ama daha farklı eylem biçimleri olabilir. Önemli olan özgür olanların geliştirecekleri eylemlerdir. Ben Abdullah Öcalan’ın kendisi için birinin ölüme yatmasını isteyeceğini sanmıyorum. Leyla Güven’i ziyaret etme fırsatım olursa kendisinden bedenine zarar vermemesini isteyeceğim. Başka eylem biçimleri denenebilir. Şu an Filistin tutukluları da açlık grevi eylemindeler. Burada da halk nöbetleşe açlık grevi eylemine giriyor. Protesto eylemi yapıyor. Bu grevlerin etrafında kenetlenen kitleler var. Mektup yazma kampanyaları başlatıldı. Özellikle manevi yönden desteklemek amacıyla dayanışma mektupları gönderiliyor. Türkiye’de ve Filistin’de açlık grevi eylemlerinin etrafında kenetlemek gerekiyor” diye konuştu.
CEZAEVLERİNDE VE HDP İL BİNASINDA AÇLIK GREVLERİ SÜRÜYOR
Tecridin kaldırılması talebiyle Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Hewlêr kentinde açlık grevine başlayan HDP üyesi Nasır Yağız 145, Strasburg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş 119, cezaevlerinde 16 Aralık’ta başlayan tutuklular 120 gündür açlık grevinde. Açlık grevleri 1 Mart itibarıyla tüm cezaevlerine yayılmıştı.
HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın partilerinin Diyarbakır İl Örgütü binasında başlattığı açlık grevi de 3 Mart’tan beri devam ediyor.
Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevi eylemine başlayan Sedat Akın’ın tahliye edilmesi ardından Batman’daki evinde sürdürdüğü eylem 96’ncı gününde.
Gurbet Ektiren, Bakırköy Cezaevi’nde 15 Ocak’ta başladığı açlık grevi eylemini tahliye olduğu 8 Mart’tan bu yana Mardin’in Derik ilçesindeki evinde; İhsan Sinmiş (55) 1 Mart’ta Silivri Cezaevi’nde başladığı açlık grevini 11 Mart’ta tahliye olduktan sonra İstanbul Küçükçekmece’deki evinde; Buca Kırıklar 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 Mart’ta tahliye olan Ferdi Karabay 1 Mart’ta başladığı açlık grevini evinde, HDP binasında açlık grevine başlaması üzerine gözaltına alınıp tutuklanan Sevican Yaşar 2 Nisan’da, Salih Tekin ve Bilal Özgezer ise 5 Nisan’da tahliye edildikten sonra açlık grevlerini evlerinde sürdürüyor.
TECRİDİ PROTESTO İÇİN YAŞAMLARINA SON VERENLER
Almanya’nın Krefeld kentinde 20 Şubat tarihinde mahkeme önünde kendini yakan Uğur Şakar, tedavi gördüğü hastanede 22 Mart’ta yaşamını yitirmişti. Tecridi protesto için Zülküf Gezen (33) 17 Mart’ta Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, Ayten Beçet (24) 23 Mart’ta Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Zehra Sağlam (23) 24 Mart’ta Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Medya Çınar (24) 25 Mart’ta Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Yonca Akici 9 Mart’ta Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Siraç Yüksek, 2 Nisan’da Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, Mahsum Pamay da 5 Nisan’da Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşamlarına son verdi.
Yoruma kapalı.