PİRHA- Köln kentinde yaşayan Şıxraşen Ocağı mensubu Hatice Donat, “Ben Aleviliği cennet bahçesinde envai çeşit çiçekler bahçesi, o bahçede dolaşan ceylanlar, güllerde öten bülbüller gibi görüyorum. Çok güzel temiz, duru su gibi bir felsefemiz var” diye belirtti.
Hatice Donat uzun yıllardır Almanya’nın Köln kentinde yaşıyor. Fakat kendi kültürünü inatla koruyanlardan. “Pazarcık Şıxraşen (Bozlar) köyünde İsmail Bektaş’ın kızıyım. Köyümüz ocağımızın ismi” diyor. Alevi inancını, geleneklerini küçük yaşlardan bu yana yaşadığını söyleyen Donat, “Bizim pirler talibinin önüne çıkmadan önce kurbanlarını keserlerdi. Reyberlerinin dualarını alırlardı. Her şey rızalıkla yapılırdı” diye belirtiyor.
“ALEVİLİK CENNET BAHÇESİNDE ENVAİ ÇEŞİT ÇİÇEKLER GİBİ”
“Doğru kaybolmaz, yıpranır ama kaybolmaz” vurgusunu yapan Donat, tanık olduklarını şöyle aktarıyor:
“Biz çocukluğumuzdan bu yana yetiştik. Pir, rehber, mürşitler hem teori hem pratiğini yaşıyorlardı. Ben çocukken cem bağlayacakları zaman, bir hafta önce küskün olanları barıştırırlardı. Suçları ağır olanları toplum dışı bırakırlardı. Hatırlıyorum iki aileyi 7 yıl toplum dışı bıraktılar. Yaylaya gittiklerinde ayrı otururlardı. Cezası bittiğinde pire gider, mürşide gider 4 kapının insanlarını ziyaret eder, cem bağlanır, lokması hazırlanır ve orada artık cezası kaldırılırdı.”
Aleviliğin içinde bütün iyileri barındırdığını dile getiren Donat, “Alevi demek, insan demek, vicdan demek, yardımsever demek, Alevilikte insana yakışır güzel şeyler vardır. Ben Aleviliği cennet bahçesinde envai çeşit çiçekler bahçesi, o bahçede dolaşan ceylanlar, güllerde öten bülbüller gibi görüyorum. Çok güzel temiz, duru su gibi bir felsefemiz var. Üzenlerin hoşuna gitmez. Bir çeşmenin suyu ne kadar duru ise o kadar temiz bir felsefemiz var. Ne kadar çamur da atsalar, kirletmeye çalışsalar da başaramazlar. Çeşmeden akan su kirlenmez” diyor.
“ALEVİLERDE KADIN KÜSKÜNLERİ BARIŞTIRIRDI”
Alevilerin kimseyi incitmediğini ifade eden Donat, “Asıldık asmadık, yüzüldük yüzmedik, kimseyi denize atmadık. Pir Sultan’ı, Nesimiyi katlettiler” diye vurguluyor.
Alevilikte kadına da değinen Donat, “Her zaman için Alevi felsefesinde kadın baştacıdır.
Mesela iki aile kavga ederse kadın barıştırırdı.Ben çocukken Döne ana rahmetlik, iki poşu bağlarlardı. Bir keresinde başındakini çıkardı iki ailenin ortasına serdi. O poşuyu çiğneyemezler. O Ana, o ricaya giderse biter orada. O zaman hiç aklımdan çıkmıyor. Alevi felsefesinde kadının yeri başka. Kendini yetiştirmişse posta da oturur. Fakat dosyası temiz olacak. Şu ortamda kadının hakları var ama kendini geri çekiyor” şeklinde aktarıyor.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.