Alevi Haber Ajansi

Koçyiğit: Barışın yolu halkların sesini duymaktan geçer- VİDEO

PİRHA- DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Gerçek barış halkların, annelerin, kayıp yakınlarının sesi duyulmadan mümkün değil” diyerek, Meclis’i toplumsal onarımı esas alan bir çözüm sürecine çağırdı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında güncel gelişmelere dair açıklamalarda bulundu. Koçyiğit, Meclis çatısı altında kurulan komisyonların yalnızca teknik değil, demokratik bir çözüm perspektifiyle hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

“MAĞDUR KESİMLER DİNLENMELİ”

Koçyiğit, dün gerçekleştirilen komisyon toplantısında özellikle çatışmalı süreçlerde mağduriyet yaşamış kesimlerin sürece katılımının önemine dikkat çekerek, “Yakınlarını kaybetmiş, ağır hak ihlallerine uğramış insanların bu sürece katkı sunması, çözüm aklını devreye koyması ve çözümden yana tutum alması çok kıymetlidir” dedi.

Koçyiğit, komisyon toplantısında dinlenecek kurumları da kamuoyuyla paylaşarak şunları söyledi:

“Bugün Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tahir Elçi Vakfı gibi önemli kurumlar dinlenecek. Özellikle Barış Anneleri’nin yıllardır yürüttüğü barış mücadelesi, komisyonun çalışmalarına ışık tutacak niteliktedir. İHD’nin Kürt sorununun çözümüne dair söyleyeceği her söz, ortaya koyacağı her önerme bu süreç açısından son derece kıymetlidir. Aynı şekilde kendisi de dönem dönem baskıya uğramış, hedef haline getirilmiş bir kurum olarak bu sürece güçlü katkı sunacaktır.

Kimi eşini kaybetti, kimi kardeşini kaybetti. Kimi annesini ve babasını kaybetti. Ama yılmadılar. Gözaltına alındılar, haklarında davalar açıldı. Ama ona rağmen bu ülkede kayıplarını bulmak, kayıplarına ulaşmak için adalet mücadelesini kesintisiz devam ettirdiler. Bu anlamıyla ben bu mücadelede ne yazık ki evladının kemiklerine ulaşamadan yaşamını yitiren Berfo Ana’yı ve mücadelesiyle simgeleşen Cumartesi Anneleri’nden Emine Ocak’ı da bir kez daha saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum. Onların mücadelesi tarihi bir mücadeleydi ve bugün bizler de onların hatırasına verebileceğimiz en iyi yanıtın toplumsal barışı kurmak, inşa etmek ve kalıcı kılmak olduğunu ifade etmek isterim.

Sanki Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı yokmuş, bu çağrı sanki örgütte karşılık bulmamış, bu çağrının karşısında 5-7 mayıs tarihlerinde örgüt karar almamış ve 11 Temmuz’da silahları imha töreni yapılmamış gibi bir atmosfer yaratılmaya ve bütün bu hakikatin üstü örtülerek bazı tartışmalar yürütülmeye çalışılıyor. Oysa bütün bunlar 45 yılı çatışmalı geçmiş, 100 yıllık Kürt sorunu açısından çok büyük tarihi eşiklerdi. Bütün bu tarihi eşiklerin aşılmasında Sayın Öcalan’ın çok önemli bir rolü olduğunu, sözünün bağlayıcılığının ve örgütün onun sözüne karşılık gerçekleştirdiğini Türkiye halkları olarak hep beraber gördük. Meclis yalnızca silahsızlanma ya da teknik düzenlemelerle değil; barışı, adaleti ve toplumsal onarımı esas alan bir perspektifle hareket etmeli. Bu ülkede gerçek anlamda barış olacaksa, bunun yolu halkların, annelerin, kayıp yakınlarının sesini duymaktan geçiyor.”

“CHP’YE YAPILAN OPERASYONLARI DOĞRU BULMUYORUZ”

CHP’ye yönelik operasyonlara da değinen Koçyiğit, “Bu saldırıları çok iyi tanıyoruz. Siyasi operasyonlarının nasıl çekildiğini, yargı kumpaslarıyla, yargı eliyle siyasetin nasıl dizayn edilmeye çalışıldığını birebir yaşadık ve halihazırda bu sürecin devam ettiğini de görüyoruz. O yüzden açık ve net söyleyelim bize yapıldığında da başka bir siyasal partiye yapıldığında da ilkesel tutumumuz aynıdır. Asla doğru bulmuyoruz, bir yerel yöneticinin kim olacağına seçmen karar verir. Eğer seçmenin kararına saygı duymuyorsanız, eğer sandıktan çıkan iradeye saygı duymuyorsanız otoriter bir rejimin olduğunu ilan edin” ifadelerini kullandı.

DİYANET’E TEPKİ

İktidarın kadına yönelik şiddete göz yumduğunu belirten Koçyiğit, Diyanet’in kadınların miras hakkına yönelik söylemlerini de eleştirerek şunları söyledi:

“Siyasal iktidarın kendi kurumları eliyle kadınlara yönelik şiddeti ürettiği, büyüttüğü, derinleştirdiği ve normalleştirdiği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bugün Diyanet eliyle kadınlara yönelik şiddetle meşrulaştırılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, sabah akşam kadınların yaşamı üzerinden, giyimi üzerinden fetva verme hakkını nerede buluyorsun? Bugün bu kadar büyük bir enflasyonun, büyük ekonomik krizin altında yaşamaya çalışan kadınların nafaka ve miras hakkına göz dikecek, bu hakları ortadan kaldıracak sözleri nasıl kurabiliyorsun? Burada Diyanet eliyle kadınlara yönelik bir savaş açılmıştır, bu bir ideolojik saldırıdır. Kadınların yaşamını, giyimini, varlığını hedef alan, kadınların daha fazla şiddetin hedefi haline gelmesine neden olan bir saldırıdır bu.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.