PİRHA- Artan yoksulluk ve ağırlaşan yaşam koşullarında TBMM’de 2023 Bütçesi görüşüldüğünü belirten Antalya KESK Şubeler Platformu Nurettin Sönmez, “Her şeyin Saray’dan belirlendiği, bütçe hakkımızın elimizden alındığı, parlamentonun dahi göstermelik hale getirildiği bir süreçteyiz. Halktan yana bir bütçe gerçekleşinceye kadar mücadelemizi kesintisiz olarak sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
TBMM’de görüşülen 2023 bütçesi ile ilgili Antalya KESK Şubeler Platformu, Eğitim Sen Antalya Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. KESK Antalya Şubeler Platformu adına basın metnini dönem sözcüsü Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez tarafından okundu.
Artan yoksulluk ve ağırlaşan yaşam koşullarında TBMM’de 2023 Bütçesi görüşüldüğünü belirten Sönmez, “Her şeyin Saray’dan belirlendiği, bütçe hakkımızın elimizden alındığı, parlamentonun dahi göstermelik hale getirildiği bir süreçteyiz. Maaşlarımızdan ödeyeceğimiz vergilere, yararlanacağımız kamu hizmetinden, faturalarımıza kadar hayatımızın her alanı bütçe ile belirleniyor” dedi.
Bütçeler bir ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve söz konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgeler olduğunu vurgulayan Sönmez, şunları ifade etti:
“Buradan hareketle bir ülkedeki mevcut sistemin kimden veya kimlerden yana olduğunu anlamanın en kolay yolu bütçesine bakmaktır.
Kaynaklar, gelirler kimlerden toplanıyor, kimlerin faydası için kullanılıyor? Temel soru budur. Şu çok nettir ki, bütçeler, yoksuldan alıp zengine verme politikasının en temel aracı olarak kullanılmaktadır. Çünkü bütçelerin temel kaynağını oluşturan vergilerin tüm yükü başta biz emekçiler olmak üzere halka yıkılırken; vergi istisnası, muafiyeti, affı, indirimi, teşvik, hazine garantisi gibi yollarla zenginler, patronlar kollanmaktadır.
Toplanan vergiler artık bize yol, su, elektrik olarak dönmemekte, aksine yol, su, köprü, tünel için ayrıca yüklü miktarda para alınmaktadır. Vergilerimiz, hizmet alsak da almasak da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri denilen Şehir Hastanesi, yol, köprü, tünel yapan şirketlere, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine Hazine garantisi olarak aktarılmaktadır. Kamu hizmetilerine ayrılan kaynaklar-yatırımlar gittikçe azaltılmakta, sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu hizmetleri piyasalaştırılmaktadır.
Kadınların en temel ihtiyacı olan toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme her seferinde göz ardı edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik programlar için neredeyse hiç kaynak ayrılmamaktadır.
2023 yılı bütçesi bir faiz bütçesidir. AKP+MHP iktidar bloğu son yıllarda giderek anaparaya yetişecek oranda faize kaynak ayırmaktadır.
2023 yılı bütçesi aynı zamanda bir seçim bütçesidir. İktidarın kimi kesimlere bir miktar kaynak aktarması tamamen seçime endeksli olup kaşıkla vereceğini kepçeyle toplayacağı yeniden değerleme oranlarından da anlaşılmaktadır.
Maliye Bakanı Nebati’nin iddiasının aksine 2023 bütçesi de diğer bütçeler gibi enflasyonist bir bütçedir. İktidarın ajandasına uygun rakamları açıklamakla görevlendirilen TÜİK rakamlarına göre Ekim enflasyonu %85,5, ENAG’a göre ise %185,3’tür.
TÜİK rakamları doğru ise 2023 yılı yeniden değerlendirme oranının neden %122,9 olarak belirlendiği sorusunu her vatandaşımız iktidara sormalıdır. Memurun, işçinin, emeklinin, asgari ücretlinin maaşını hesaplarken TÜİK enflasyon oranını esas alan iktidar kendi alacağına sıra gelince her nedense TÜİK rakamlarını esas almamaktadır.
2023 bütçesi son yıllardaki diğer bütçeler gibi bir otoriterleşme ve savaş bütçesidir.
2023 yılı bütçesi toplumsal ilişkilerin ve yaşam tarzlarımızın dinsel referanslarla şekillendirilmeye çalışılacağına, laiklik karşıtı faaliyetlerin devam edeceğine dair de ciddi veriler sunmaktadır. Din hizmetlerine ayrılan payın 2023 bütçesinde %117 artırılması bu duruma yeterince açıklık getirmektedir.
Sırtını halka, emekçilere yüzünü ise sermayeye ve patronlara dönen bu bütçelerle geldiğimiz yer ortadadır. Emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlar derin bir yoksullaşma ve güvencesizleşmeye itilmiştir. Hayat pahalılığı ve işsizlik kronik bir hale gelmiştir. Türkiye “Asgari Ücretliler Ülkesi”ne dönüştürülmüş, emeğin milli gelirden aldığı pay gittikçe düşürülmüştür.
Kamu hizmetleri alanı piyasalaştırma, özelleştirme, yatırımların kısılması yolu ile alabildiğine daraltılmıştır.
Ekonomiden, iç ve dış politikaya, istihdamdan güvenliğe, eğitim ve sağlıktan barınma hakkına kadar akla gelebilecek her alanda adeta çıkmaz bir sokağa sürüklenmiş bulunuyoruz.
Ülkedeki işsizler ordusu büyümüş, kronik hale gelen işsizlik çalışanların ücretlerini, çalışma koşullarını, sendikal haklarını baskılamanın aracına dönüştürülmüştür.
Derin bir toplumsal yoksulluk, artan mafyalaşma, yolsuzluk ve buna karşı çıkan herkesin baskı ile sindirmeye dayalı bir yasaklar ülkesi tablosu ile karşı karşıyayız.
KESK olarak yıllardır iktidarda kimin, kimlerin olduğuna aldırmaksızın bu tablonun değişmesi için fiili ve meşru bir mücadele yürütüyoruz. Bu uğurda ihraçlar da dahil olmak üzere birçok bedel ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Ancak bedeli ne olursa olsun iktidarların kapı kulu olmayı reddetmeye, iktidarların memuru değil, halkın kamu emekçisi ve mücadele örgütü olarak sadece kendimiz için değil, herkes için halktan, emekçiten yana istemeye devam edeceğiz.
Bu talep sadece bizim değil iktidarın sermaye yanlısı bütçelerine karşı toplumun %99’unun talebidir. Bu gerçekleşinceye kadar mücadelemizi kesintisiz olarak sürdürmeye devam edeceğiz.
2023 yılı bütçe sürecinde temel taleplerimizin dikkate alınması için “Halktan, Emekten Yana Bir Bütçe” başlığı altında yakın günlerde hayata geçireceğimiz eylem ve etkinlikler programımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bu çerçevede:
9- 18 Kasım 2022 tarihlerinde çalıştığımız işyerlerinde toplantılar, forumlar, bildiri, broşür dağıtımı yaparak emekçiden alıp sermayeye aktaran bu bütçeye karşı birlikte mücadele olanaklarını tartışacağız.
16- 17 Kasım 2022 tarihlerinde bütçe taleplerimizi içeren kokartlarımızı takacağız.
9 Kasım – 9 Aralık 2022 tarih aralığında; işyerleri önünde stantlar açarak temel taleplerimizi içeren ve TBMM’ye sunulacak imza kampanyası düzenleyeceğiz.
Bütçe sürecinin sonlanacağı aralık ayının son haftasına kadar KESK’e bağlı tüm sendikalarımızın merkez ve şube yöneticileri ile birlikte işyeri alan çalışmaları yapacağız.
Elbette sermaye yanlısı bu bütçeden sadece kamu emekçileri ve emeklileri mağdur olmuyor, toplumun çok geniş kesimi bugün yoksulluk ve yoksunlukla hayatını sürdürmeye çalışıyor. Bu nedenle bütçe karşıtı eylem ve etkinliklerimizi örgütlerken merkezi ve yerel düzeyde diğer emek meslek örgütleri ve demokrasi bileşenleri ile mücadele sürecini ortaklaştırmak için girişimlerde bulunuyoruz. Ortaya çıkacak planlama, eylem ve etkinlikleri sizlerle, emekçilerle paylaşacağımızı ifade etmek istiyoruz.
Bu vesileyle bir kez daha başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçileri, dar gelirli vatandaşlarımızı kadınları, gençleri Halktan, Emekten Yana Bütçe için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
PİRHA/ANTALYA
Yoruma kapalı.