Alevi Haber Ajansi

‘Kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara boyun eğmeyeceğiz, biat etmeyeceğiz !’

PİRHA- Kadın kazanımlarına yönelik ciddi saldırılar olduğunu ve bu kazanımlarla beraber kadın iradesine sahip için alanlarda olacaklarını belirten Mor Sarmaşık aktivisti Süreyya Yıldız, ” Bu ekonomik krizde de esnek, güvencesiz, ucuz iş gücüyle görülen kadınlar en çok yoksullaşan ve işten atılan oluyor. Kazanılmış haklarımıza yönelik her türlü saldırıya tepki vereceğimizi, buna boyun eğmeyeceğimizi ve bu politikalara biat etmeyeceğimizi her yerde haykıracağız” dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadınlar, kadın cinayetlerine, şiddete, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı alanlara çıkacak. Bu yıl da çeşitli eylem ve etkinliklerle 25 Kasım’a giden kadınlar, İzmir’de gece yürüyüşü düzenleyecek. Alsancak’ta bulunan ÖSYM önünde  saat 18.30’da bir araya gelecek olan kadınlar, her sene olduğu gibi bu yılda taleplerini seslendirecek.

Mor Sarmaşık aktivisti Süreyya Yıldız, yaklaşan 25 Kasım’la birlikte kadın kazanımlarına saldırılar, ikinci yargı paketinde nafaka hakkının sınırlandırılması ve istismarcılara af düzenlenmesine yönelik girişimleri PİRHA’ya değerlendirdi.

Kadına yönelik şiddet, katliamlar ve kazanılmış haklarının gasp edilmeye çalışılması nedeniyle kadınların gelecek  kaygısı yaşadıklarını belirten Yıldız, İzmir’de düzenlenecek etkinliğe buluşma çağrısında bulundu

“BEDEN, KİMLİK VE EMEK MÜCADELESİNE SALDIRI VAR”

Ataerkillik ve kapitalizmin sıkı bir ilişkisi olduğuna vurgu yapan Yıldız, çocuk yaşta başlayan toplumsal cinsiyetçi iş bölümü ile şiddet sarmalının toplumun her alanına kendini direttiğini kaydetti. Yıldız, “Bu şiddet sarmalının temeline bakmak lazım. Ataerkillikten bahsediyoruz ve oradan alıyoruz. Ataerkilliğin zaten kapitalizmle biri ilişkisi var. Ama kapitalizm öncesi ataerkillik vardı. Buda doğduğumuz andan itibaren bizi etkiliyor. Bize karşı olan tahakkümünü baskı ve şiddetle gösteriyor. Çocukluktan başlayarak içinde bulunduğumuz her alanda da devam ediyor. Bu şiddeti tabi eğitim alanı, iş alana gibi birçok alanda örneğini görebiliyoruz. Şu andaki iktidarın muhafazakar ve dinci politikalarını geriye atmamak lazım. Yasalar, fetvalarla kadınların tabir edilen beden, kimlik ve emek mücadelesine ciddi bir saldırı var. Buda her alanda kendini gösteriyor. Çocuk yaşta toplumsal cinsiyetçi iş bölümü ile başlıyor” diye konuştu.

“KRİZDE EN ÇOK YOKSULLAŞAN KADINLAR OLUYOR”

Kadınların kazanılmış hakları olan nafaka ve boşanma gibi haklara ciddi müdahalelerin olduğuna hatırlatan Yıldız, ekonomik kriz ile birlikte esnek, güvencesiz ve ucuz iş gücü olan kadınların en çok yoksullaştığına dikkat çekti.

2019 yılı bitmeden 319 kadının katledildiğini söyleyen Yıldız,  Türkiye’nin 2011 yılında imzaladığı İstanbul Sözleşmesi ile kadınları koruyan 6284 sayılı kanuna değinerek, cinayetlerin önlenmesi için yasaların uygulanması gerektiğini vurguladı. Yıldız, şöyle konuştu:

“Aile, toplumun en küçük birimi görüldüğü için ailede başlayan o cinsiyetçilik siz büyükçe girdiğiniz her alanda devam ediyor. Okulda 4+4 eğitim sistemi ile beraber imam hatiplerin önünün açılması, aile-boşanma komisyonları ile nafaka ve boşanma hakkı gibi kazanılmış haklara müdahale ediliyor. Akademiye sözde özgür bir alan olarak bakılmasına rağmen ciddi anlamda bir cinsiyetçilik var. Cinsiyetçiliği geçtik katledilen bir akademisyen olan Ceren Damar var. Devamında hem ev içi emeğimiz görünmüyor, hem de iş hayatında şu anki ekonomik kriz ile beraber kadınlara olan bu şiddet devam ediyor. Bu ekonomik krizde de esnek, güvencesiz, ucuz iş gücüyle görülen kadınlar en çok yoksullaşan ve işten atılan oluyor. İçinde bulunduğumuz sokak, yaşadığımız alan, gittiğimiz mekanlarda bunu görüyoruz. Sadece baskıya, tacize, sömürüye maruz kalmıyor aynı zamanda öldürülüyoruz. Kazanılmış haklarımız olan 6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesi yasası ve İstanbul Sözleşmesi’ne de ciddi bir saldırı var. Bu sözleşmelere uyulmaması dışında bir de ceza indirimlerine bakmak lazım. 2019 yılı daha bitmeyen 319 kadın öldürüldü. Devlet bunları görmezden gelerek iyi hal indirimleri uyguluyor.”

“KADINLAR YAŞAMAK İSTİYORUM DİYE BAĞIRIYOR”

Ölümlerin üstünün kapatıldığını ifade eden Yıldız, “Karakola gidip şiddet gördüğünüzü söylediğiniz zaman belli bir süre bekletilip, dilekçeniz işleme konmuyor. Kadını toplumdan hem uzak tutma, hem de kıskaca alma durumu var. Belirlenen kadın algısına uyması gerekiyor. Ölümlerin üstü kapatılıyor. Kadınlar, ‘ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum’ diye bağırıyor. Artık sokakta arkamıza bakmadan yürüyemez hale geldik” diye konuştu.

“MEDYA VE DİZİLER ÜZERİNDEN KADINA BİAT EDİN DENİYOR”

“Medya, devletin ideolojik alanlarından biridir. Devletin muhafazakar, neoliberal politikalarını, cinsiyetçi söylemlerini sadece dile getirmekle kalmıyor, bunların vücut bulmuş halini medyada gösteriyor” diyen Yıldız, medya üzerinden yaratılan erkek algısı ile kadına biat etmenin yayın politikası haline getirildiğinin altını çizdi. Yıldız şunlara dikkat çekti:

“Kendimizi ataerkil olmayan bir toplum diyebilir miyiz, tabi ki diyemeyiz. Mecliste son günlerde söylemler artmış durumda. Erkekliklerini ciddi anlamda gösteriyorlar. Kadın üzerine söyleniyor ama bunun antitezi olan ideal erkeği yaratıyor, yansıtıyorsun. Medya, gazete, dergi, dizi ve filmlerde bunu görüyoruz. Dizilerde şiddete uğrayan kadınlar karakola gitmeden çözüm bulmaya çalışıyorlar. Dizilerde şiddeti gösteriyoruz diyorlar ama kadına yönelik şiddetti tekrar tekrar meşrulaştırıyorlar. Öyle bir erkek yaratıyor ki sanki bundan hiç kurtulamazsınız ve ‘sonunuz ölüm olacak’ algısı yaratılıyor. Ailenize dönün, sabredin, bekleyin, boyun eğin yani biat edin deniyor.”

“EŞ BAŞKANLIĞA MÜDAHALE KADIN İRADESİNE MÜDAHALEDİR”

Yıldız, 2020’de çıkarılması planlanan yeni yargı paketindeki istismarcılara mağdurla evlenmesi şartıyla ceza verilmemesi ile ilgili olarak bunun karşısında durmak için kadınların çok ciddi anlamda birleşmesi gerektiğini vurgu yaptı.

Eş başkanlık sistemine müdahalenin kadın kazanımlarına ve iradesine bir müdahale olduğunu dile getiren Yıldız, “Hükümet bizlerin sadece anayasal hakkı olan boşanma ve nafaka hakkına değil, yıllarca mücadelesini verdiğimiz eş başkanlık sistemine de müdahale ediyor. Bu müdahale sadece siyaset alanına yönelik basit bir müdahale değil. Bizlerin iradesini, kadınların hakkına bir müdahaledir. Zamanında OHAL ile beraber bütün kadın sığınma evleri, kadın dernekleri kapatıldı. Şu anda da siyasi alandan bizleri uzak tutmak için savaş politikalarını da uygulayarak kadınların iradesini gasp etmeye etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

“25 KASIM’DA ALANLARLA OLACAĞIZ”

25 Kasım’da alanda olacaklarına işaret eden Yıldız, “Biz eşit ve özgür bir dünya istiyoruz. Biz yaşamak istiyoruz. Kazanılmış haklarımıza yönelik her türlü saldırıya tepki vereceğimizi, buna boyun eğmeyeceğimizi ve bu politikalara biat etmeyeceğimizi her yerde haykırıyoruz. Sadece kadına yönelik şiddet değil LGBT-İ’ye yönelik ciddi bir nefret söylemi var. Bunu da görmezden gelmememiz gerekiyor. Her 25 Kasım’da olduğu gibi sokaklarda olacağız” diyerek mücadele ve dayanışma çağrısında bulundu.

Ersin ÖZGÜL / İZMİR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak