Alevi Haber Ajansi

Katliamdan 23 yıl sonra Dostlar Kıraathanesi…

PİRHA- 12 Mart 1995 akşamı başlayan ve 22 kişinin öldürüldüğü Gazi Katliamı’nda silahla taranan Dostlar Kıraathanesi’nde oturan yurttaşlara aradan geçen 23 yılda ne değiştiğini sorduk. Kimi her kahvehaneye girdiğinde yeniden o olayları anımsıyor kimi çoktan hafızasından silmiş. Ortak noktaları ise 23 yılda her şeyin daha da kötüye gittiği. 

Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemleri olarak kabul edilen 90’lı yılların olaylarından biri de Gazi Katliamı. 23 yıl önce 22 kişinin katledildiği Gazi Katliamı’nın failleri ise hala cezalandırılmadı. 12 Mart 1995 akşamı, saat 20:45 sularında kimliği belirlenemeyen kişiler, gasp ettikleri bir taksi ile Gazi Mahallesi’nde bulunan Öntaş, Yavuz ve Dostlar kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi’ni silahla taradı. Saldırı sonucu 76 yaşındaki Alevi dedesi Halil Kaya öldürüldü, 5’i ağır 25 kişi yaralandı. Sonrasında saldırganlar kaçırdıkları taksinin şoförünü de öldürerek kayıplara karıştı.

23 yıl önce taranan Dostlar Kıraathanesi aynı yerinde duruyor. Son dönemlerde yenilenen ve uzun yıllar kalan cama isabet eden mermi izi tarihe tanıklık ediyordu. Her yıl yapılan anmalarda kahvenin önüne karanfiller koyuluyor. Biz de PİRHA olarak kahveye girdik. 23 yıldır çayın demlendiği, zarların atıldığı, ülkenin politik sorunlarının tartışıldığı kahvedeki halka mikrofon uzattık.

“ALLAH O GÜNLERİ BİR DAHA GERİ GETİMESİN”

75 yaşındaki Lütfü Yurdakul, o günleri şöyle anlatıyor: “Burada bir kadın arkadaşı gözaltına alırken kadın ‘imdat’ diye çığlık atıyordu. Bir arkadaş çıkıp da ne yapıyorsunuz demedi.”

Gazi Katliamı’nın üzerinde geçen 23 yıla rağmen hiçbir şeyin değişmediğini söyleyen Kazım Keskin de, “Allah o günleri bir daha geri getirmesin. 80 yaşındaki bir insanı gelip de kahvede vurmanın ne anlamı var. Beni gelip vurmanın ve burada silah sıkmanın ne anlamı var” dedi.

52 yaşındaki Kenan Ergül şöyle konuştu:

“O dönem insanlarımız buradan birileri tarafından katledildiler. İnsanlarımız hiç hak etmedikleri bir zulme maruz bırakıldılar. Katliamı yapanlar çok farklı şeylerin peşindeydi. Burada insanları dövdüler, yerde sürüklediler, çöp bidonlarına atıldı ve kadınlara hakaret ettiler. Bu tamamen devletin ve polisin bir oyunuydu. Bunu yaparak insanlar buradan kaçmak zorunda bırakıldı. Birçok insan hiç yoktan haksız bir şekilde ceza evine girmek zorunda kaldı.”

“KORKUDAN DIŞARI ÇIKAMIYORDUK”

O dönem işçi olarak Gazi’de çalışan 62 yaşındaki Hüseyin Aslan, o gün eyleme katılmış. Anca bir şey yapamadıklarını söyleyen Aslan, evlerine dahi zor gittiklerini anlattı:

“Çünkü önüne geleni dövüyorlardı ve vuruyorlardı. Böyle bir zulmün katliamın olduğu bir süreçti. Amaç insanları korkutmak ve buradan kaçırtmaktı.”

O gün yaşananların katliamdan farksız olmadığını söyleyen Aslan, “Korkunç bir olaydı. Ben geldiğimde olaylar olmuş, insanlar vurulmuştu. Biz de vurulan ve yaralı olan insanları burada sağlık ocağı var oraya kaldırdık. Daha sonra eve gittik. Diğer günlerde yürüyüşler ve olaylar oldu. Cenazemiz vardı ve cenazemizi alamadık. 40 yıldır buradayız ve hoş bir durum değildi. İnsanlarımızı öldürdüler. Sürükleyip götürdüler. Her tarafta alay komutanları ve çatışmalar vardı. Korkudan dışarı çıkamıyorduk. Çocuklarımızı okula gönderemiyorduk” dedi.

“ÖLEN YİNE BİZİZ”

“Bu kahveye ne zaman gelsem o günleri anımsıyorum” diyen Aslan, uzun yıllar kurşun isabet eden camın daha yeni yapıldığını da söylüyor cama bakarak. ’23 yılda ne değişti?’ diye sorduğumuzda ise Aslan, “Hiçbir şey değişmedi. O günden bugüne yaşananlar belli. Sistem aynı sistem, kahve aynı kahve, insanlar yine aynı insanlar. Değişen bir şey yok gittikçe geriye gitmiştir. Ne zaman olursa olsun ölen yine aynıdır. Bugün baktığımızda yine ölen bizim çocuklarımız ve insanlarımız” dedi.

“MARAŞ, SİVAS GİBİ GAZİ KATLİAMI’NIN ÜSTÜ DE KAPATILDI”

51 yaşındaki Hasan Dinçer, “Geçmişimizi çok çabuk unutan bir toplum olduğumuz için her şey normalmiş gibi devam ediyor hayatta. Bu toplumun geçmişinde olduğu için bir kültür haline gelmiş. Yapılan her şey yanlarına kalıyor. Çünkü insanlar 12 Eylül darbesinden daha çok baskı altında hissediyor kendisini. İnsanlar sindirilmiş. Herkes bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile yaşamaktadır” ifadelerini kullandı.

Gazi Katliamı’nı yapanların geçmişte Çorum’da, Maraş’ta ve Sivas’ta katliam yapanların devamı olduğunu söyleyen Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu derin devletin işi diye düşünüyoruz. Yıllarca mahkemelerde insanlar uğraştı. Yargı karşısına çıktı ve baskı karşısında bir sonuç alınmadı. Geçmişte yaşanan acılara ilişkin bir netice alınmaya çalışıldı. Maraş’ın, Sivas’ın üstü kapatıldığı gibi Gazi Katliamı’nın üstü de kapatıldı. Şu anda insanlar normalmiş gibi yaşamına devam etmeye çalışıyor. Kimse çıkıp da bu olaylarla yüzleşmek istemiyor.”

Aradan geçen 23 yıla rağmen baskının sürdüğünü söyleyen Dinçer, “Bu bir devlet ve yönetme kültürüdür. Bir şeyleri sorgulamak için devlet kademelerine gelmen gerekir. Gelemediğin için bir şeyi sorgulamıyorsun. Sorguladığın zaman gidip duvara çarpıyorsun. Geçmişte olduğu gibi aynı şeyler devam ediyor” dedi.

Sevim KAHRAMAN/Semra ACAR

İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak