PİRHA – Hüseyin Gazi Dergahı önündeki dilek ağacını yakan iki saldırgan ‘Terör örgütü IŞİD üyeliği’ suçundan tutuklandı ancak savcı, yapılan saldırıyı ‘terör suçu’ olarak değerlendirmedi. Savcının yaklaşımını eleştiren ABF Genel Sekreteri Özgür Kaplan, “Bizi tatmin edecek bir sonuç çıkacak mı pek inanmıyoruz. Çünkü Madımak Otelini yakanlar açısından bir sonuç çıkartmayan yargı sistemi var” dedi.
Ankara’da Hüseyin Gazi Dergahındaki dilek ağacını IŞİD’li iki kişinin yakmasının ardından saldırıya yönelik tepkiler sürüyor. Tutuklanan Sedat Ö. ve Haydar A.’nın ‘Terör örgütü IŞİD üyeliği’ tespiti olmasına rağmen dergaha dönük saldırılarının savcı tarafından “Terör suçu” kapsamında ele alınmaması ise tepkileri daha da büyüttü.
“GÜVENSİZLİĞİMİZE RAĞMEN YARGI SÜRECİNİ TAKİP EDECEĞİZ”
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Özgür Kaplan, savcının tavrını eleştirerek “Karara şaşırmadık” dedi. Kaplan “Alevi ve muhaliflere yapılan saldırılar noktasında mevcut iktidarın tutumunu yıllardan bu yana biliyoruz zaten” dedi.
“Hüseyin Gazi’ye yapılan bu saldırı her şeyden önce bizim sembolümüze yapılmış bir saldırıdır” diyen Kaplan, “Biliyorsunuz ki dilek ağacı Balkanlar’dan Asya’ya kadar milyonlarca bu anlamda inanç sahibi olan insanların bir ritüelidir. Bu anlamıyla aslında birinci saldırı Tayyip Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevine geliş biçimiyle olmuştur. Yani oradaki sembollerin indirilmesi; Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Hz Ali’nin resimlerinin indirilmesini gördük. Aslında bu da bir biçimiyle saygısızlık ve saldırıdır. Yani dilek ağacına yapılan fiili saldırıyı da tabii ki onun devamı olarak algılıyoruz. Her şeye rağmen Aleviler olarak bize yapılan saldırılara karşı yargı aracılığıyla çözüm yolu ararız. O anlamıyla güvensizliğimize rağmen bu yargı sürecini takip edeceğiz. Bizi tatmin edecek bir sonuç çıkacak mı pek inanmıyoruz açıkçası. Çünkü Madımak Oteli’ni yakanlar açısından bir sonuç çıkartmayan yargı sistemi var. Bu nedenle dilek ağacının yakılması konusunda bir yargı sonucu çıkacağına inanmıyorum” ifadelerini kullandı.
“ALEVİLERE KİN DUYUYOR”
Özgür Kaplan, hükümetin yakın zamanda Alevi sorununa karşı yürüttüğü politikalara da değindi. Tayyip Erdoğan’ın söylemlerini samimi bulmadıklarını ifade eden Kaplan şu yorumda bulundu:
“Tayyip Erdoğan’ın kendisi bizatihi çok iyi biliyor ki cemevini ziyaret ettiğinde Aleviler Tayyip Erdoğan’a oy vermeyecektir. Fakat Tayyip Erdoğan Aleviliği dizayn etme çabasından hiçbir zaman vazgeçmedi. ‘Hz. Ali’yi sevmek Alevilik ise en iyi Alevi benim’ diyordu. Ama ‘en iyi, en büyük Alevi’ Tayyip Erdoğan’ın bir tane valisi Alevi mi acaba sormak lazım. Ya da kabinesinde bir tane Alevi bakan var mı acaba? Fakat cümlesinin devamında içinde o kadar Aleviliğe karşı kin biriktirmiş ki onu görüyoruz. ‘Sapkın inançlar üzerine bina edilmiş…’ diye başlayan bir cümle kurdu. Nedir bu sapkın inanç? Yani bir otel odasında çocukları mı yakmış Aleviler? Ne yapmış bu Aleviler? Kur’an kurslarında ya da tarikat yurtlarında tecavüze uğrayan çocukları mı aklamış? Nasıl bir sapkınlık yapmışız biz? Birilerine canlı bomba olarak mı saldırmışız? Başka bir inanca ait olan ibadethaneye ‘cümbüş evi’ diyerek mi sapkınlık yapmışız? Ya da kendi toplumuna ‘sürtükler, çapulcular’ diyerek mi sapkınlık yapmışız? Yani Tayyip Erdoğan’ın Alevilere karşı duyduğu bir kin var. Yani 1500 yıllık bir içtihatı var. Biz de Kerbela’da Hüseyin’e taraf olan bir geleneğin sembolcüsüyüz. Anadolu Alevileri olarak da her zaman haksızlığa karşı durmaya devam edeceğiz.”
“HİÇ BİR ŞEKİLDE SAMİMİ DEĞİL”
Erdoğan’ın Hacıbektaş’ta yaptığı etkinliği de eleştiren Özgür Kaplan, “Düşünün ki bir ülkenin Cumhurbaşkanı, halkın organize ettiği bir etkinliğe karşı alternatif bir etkinlik yaptı. Hacıbektaş etkinlikleri biliyorsunuz ki 16 Ağustos’ta başladı ve bu Kültür Bakanlığı ile birlikte yapılan bir etkinlik. Yani resmi bir etkinlik aslında. Resmi etkinliğe alternatif bir etkinlik yaptı cumhurbaşkanı. Orada sözüm ona dergahı ziyaret etmiş oldu. Ama biz hiçbir şekilde yapılanları samimi bulmuyoruz” diye konuştu.
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.