PİRHA – 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle Ankara’da sokağa çıkan kadınlar “Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar yaşamımıza ve yaşama arzumuza kast eden erkek şiddetinin bizi kuşatmasına izin vermeyelim” dedi.
Haberin videosu
Ankara Kadın Platformu öncülüğünde Kızılay’da bir araya gelen yüzlerce kadın, şiddete, yasaklara, savaşlara, ötekileştirmeye karşı “Hayır” dedi.
Çankaya Belediye binası önünde toplanan kadınların GMK Bulvarı üzerinde yürümelerine polis, engel oldu. Kadınlar, yasaklama kararına ıslık ve zılgıtlarla karşılık verirken, yapılan müzakere ardından Sakarya Caddesine yüründü.
“Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları eşliğinde Sakarya Caddesi’ne giren kadınlar, ellerinde “Jin, jiyan, azadi, Yaşamak İstiyoruz, Erkek devlet şiddetine son” pankartlarını da taşıdı.
Ankara Kadın Platformu adına ortak açıklamayı okuyan Hande Köse, “Erkek devlet şiddetine karşı isyanımızla sokaktayız! Yaşamak İstiyoruz!” diyerek şunları söyledi:
“Şiddet karşısında önleyici, koruyucu önlemler içeren 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan, tecavüzcü ve istismarcılara affı gündem eden, kadını değil aileyi koruyan politikalarla karşımıza çıkan, sözde ‘mağdur erkekler’ yaratarak nafaka hakkımıza saldıran, doğayı sermaye sahiplerinin ellerine bırakan, ucuz, güvencesiz, esnek çalışma şartlarıyla ve işsizlikle emeğimizi sömüren AKP iktidarına, ‘Kadına yönelik şiddet abartılıyor’ diyen bakanına karşı bugün, 25 Kasım’da sokaklardayız.”
“YAŞAM ALANLARIMIZI SAVUNMAK İÇİN SOKAKLARDAYIZ”
“Babasından kocasına, polisinden devletine yolları kesmeye çalışanlara inat hayatlarımızın ve haklarımızın elimizden alınmasına izin vermemek, özgürlüklerimizi, emeğimizi ve yaşam alanlarımızı savunmak için 25 Kasım’da sokaklardayız.
Bundan tam 59 yıl önce bugün yani 1960 yılı 25 Kasım’ında, Maria, Patria, Minerva kardeşler Dominik Cumhuriyeti’nde ülkeyi şiddet ve zorbalıkla yöneten faşist erkek iktidara karşı verdikleri mücadele sırasında katledildiler. Onları katlederek mücadeleyi bitirebileceğini sanan faşist iktidar yalnızca 2 yıl içinde devrildi ve Dominik halkı özgürlüğüne kavuştu. Kelebekler diye anılan Mirabel Kardeşlerin, şiddet ve kanla beslenen bir diktatörü devirme mücadelesinin biz kadınlara verdiği ilham ve cesareti 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir kez daha haykırmak için sokaklardayız.”
“ÖLDÜRÜLEN HER KADININ HESABINI SORMAK İÇİN SOKAKLARDAYIZ”
Yasalarla, fetvalarla ne giydiğimizden nasıl yaşadığımıza kadar uzanan bitmek bilmeyen kadın düşmanı politikalarla yaşamlarımıza saldırılıyor. Evde, iş yerlerinde, sokakta şiddetin her biçimi meşrulaştırılıp cezasız bırakılırken ‘yaşamak istiyorum’ diyen kadınların isyan çığlığı görmezden geliniyor.
Mahkeme kapılarında nöbet tutuyoruz çünkü kamuoyu baskısı olmaksızın katillerin, tacizcilerin, tecavüzcülerin tutuklanmayacağını, iyi hâl indirimleri yağdırılacağını biliyoruz. Şule Çet’in gülüşü, Ceren Damar’ın azmi aklımızda. Emine Bulut’un çığlığı bir an olsun kulaklarımızdan silinmiyor. İntihar denerek cinayetler örtbas ediliyor ama bizler Rabia Naz’ın, Şule Çet’in, Nadira’nın katillerini tanıyoruz. Ölümlerinin üstünün ‘intihar’ diyerek örtülmesine izin vermeyeceğiz.
Öldürülen her bir kadının hesabını sormak için yine sokaklardayız. Kadın katillerine ve onları koruyup aklayanlara inat bir kişi daha eksilmemekte kararlıyız.”
“SAVAŞ İLE KORKU SALIYORLAR”
“Aile odaklı dinci politikalar kadınları şiddetle karşı karşıya bırakırken kıllarını kıpırdatmayanlar boşanmayı zorlaştırmak için komisyonlar kuruyorlar, nafaka hakkımıza saldırıyorlar. Saldırılar ne kadar artarsa artsın bir adım bile geriye çekilmeyeceğiz.
Silahlara milyarlar harcanırken, kadınlara ‘yeni sığınak için bütçe yok’ deniyor. Erkeklerin başlattığı savaşlar yüzünden göç eden, her türlü emek sömürüsüne, ayrımcılık ve şiddete maruz kalarak savaştan en büyük yarayı alan yine kadınlar oluyor. Savaş ile korku salıyor, gündem değiştiriyor, şiddet faillerini affediyorlar. Kayyum politikalarıyla kadınların iradesini gasp ediyorlar. Kadın siyasetçileri tutuklayarak kadınları siyasetten uzaklaştırmayı hedefliyorlar. Kadınlar içeride ve dışarıda kadın düşmanı politikalara karşı yan yana gelerek, kadın mücadelesini yükseltiyor.
Tüm kadınlara çağrımızdır: Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar yaşamımıza ve yaşama arzumuza kast eden erkek şiddetinin bizi kuşatmasına izin vermeyelim. Ekonomik, fiziksel, psikolojik, her türlü şiddetin karşısında yan yana gelelim, birleştirelim ellerimizi.
Evde, işte, sokakta, okulda, kentlerin dört bir yanında en tepedeki erkek iktidardan güç alarak karşımıza çıkan tekmecisine, patronuna, kocasına, katiline, hocasına; örgütlü tüm erkeklik biçimlerine karşı omuz omuza verelim. Tüm kadınların itaatsizliğini yükseltelim.”
“BU DÜZENİ TERSİNE ÇEVİRECEK GÜCÜMÜZ VAR”
“Erkek şiddeti tehdidine, kadın düşmanlığına, homofobiye, transfobiye hayvan sömürüsüne, doğa katliamına, savaşa, emek düşmanlığına karşı haklarımızı ve hayatlarımızı savunuyoruz. Örgütlü kadın düşmanlığının tüm saldırılarına rağmen yaşamakta inat ediyoruz ve yeni ve özgür bir hayatı kendimiz inşa ediyoruz. Bugün bunun için buradayız.
Bu düzeni tersine çevirecek gücümüz var, biliyoruz. Karakolda, mahkemede, evde, sokakta, minibüste, iş yerinde… Yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddeti karşısında birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Hakkımız olanı ancak sokakta alacağımızı biliyoruz.
Bu kararlılıkla bugün ülkenin her yerinde şehir meydanlarını kadınların kahkahasıyla, isyanıyla doldurduk. Bizler gibi dünyanın her yerinde direnen kadınların mücadelesini selamlıyoruz: Bolivya’da, Şili’de, Lübnan’da, Beyrut’ta, İran’da ve Rojava’da sokakta yaşamları için dövüşen kadınlara binlerce selam olsun! Hayatın her alanında mücadele etmeye devam edeceğiz. Erkek egemenliğine, kapitalizme, faşizme, emperyalizme karşı kentleri kadınların isyanı ile saracak, kelebek etkisi yaratacağız.”
Yapılan açıklama ardından kadınlar, hep birlikte marş ve ezgiler okuyarak dans etti.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.