PİRHA- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde, savaşa karşı bir barış hareketinin kurulmasının yaşamsal bir görev olduğu vurgulandı.
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde Cumhuriyet Meydanı’nda etkinlik düzenlendi. “Savaşa, yoksulluğa, yolsuzluğa, kadın ve doğa katliamına karşı barışı savunuyoruz” pankartının açıldığı etkinlikte sık sık “Yaşasın barış”, “Biji berwxedana Rojava” “Yaşasın barış”, “Aysel Tuğluk onurumuzdur” sloganları atıldı.
Etkinlikte, basın metnini demokrasi güçleri adına Nursel Yücesoy okurken İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi adına Behiye Yalçın konuştu.
“MASA KURULURSA BARIŞ GELİR”
İlk olarak söz alan İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Behiye Yalçın, Kürtçe yaptığı konuşmasında barış ve eşitlik istediklerini belirterek, “Artık anneler ağlamasın istiyoruz. Dünyanın her yerinde barış istiyoruz. Savaş ölümdür, katliamdır. Savaş annelerin gözyaşıdır. Biz artık annelerin gözyaşı aksın istemiyoruz. Biz tecrit kaldırılsın istiyoruz. Masa kurulursa barış da gelir. Masayı devirdiklerinde savaş oluştu. Kimse barıştan korkmasın. İnsanlara zarar veren savaştır. Savaşta anneler çocuklarını insanlar eşlerini kaybediyor. Biz barış diyoruz. Biz Kürt halkı barış isteyen bir halkız. Kürt halkına artık kimsenin cenazesi çuvallarda verilsin istemiyoruz. Hiçbir insan ve Kürt halkı bunu hak etmiyor. Kanımızın son damlasına kadar barışı savunacağız” diye konuştu.
“3. DÜNYA SAVAŞI YAŞANIYOR”
Ardından Emek ve Demokrasi Güçleri adına sözü alan Nursel Yücesoy, Dünya Barış Günü olarak kabul edilen İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı gün olan 1 Eylül tarihinden 83 yıl geçtiğini söyleyerek, bugün de Rusya-Ukrayna Savaşı, Suriye’deki vekalet savaşları ve Türkiye de yıllardır var olan çatışmalar başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde savaşın devam ettiğini dile getirdi.
Adı konmamış bir 3. dünya savaşı yaşandığını kaydeden Yücesoy, “Emperyalist ülkeler, kendi çıkarları uğruna işgallerle, saldırılarla dünyayı kana bulamaya, gerici dikta güçlere zemin yaratmaya devam ediyorlar. Bir kez daha insanlık değerleri yerle bir ediliyor, doğa geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz kalıyor, gözyaşı ve acılar dinmiyor. İşçi sınıfının, ezilenlerin büyük bedellerle elde ettiği eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair kazanımlar bir bir gasp ediliyor. Sistemin yarattığı pandemiler dahi fırsata çevrilerek sosyal yaşam, cehenneme çevriliyor” dedi.
“KÜRT VE FİLİSTİN SORUNU DERİNLEŞTİRİLİYOR”
Suriye iç savaşının yıllardır devam ettiğini dile getiren Yücesoy, Ortadoğu’da devam eden Kürt ve Filistin sorunlarının emperyalistler ve iktidarlar tarafından çözümsüzlük politikaları ile çatışmaların da derinleştirildiğine işaret etti. Yücesoy, “Çünkü, ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini iktidarları için en büyük tehdit olarak görmekte. Türkiye halkları eşit yurttaşlık temelinde yaşamak için iradelerini ortaya koyarken buna rağmen muktedirler kendi iktidarlarını korumak için milyonlarca doları silahlanmaya ayırarak halkları sefalet içinde yaşamaya mahkum etmekte” dedi.
“BARIŞ, EKMEK VE SU KADAR TEMEL İHTİYAÇ HALİNE GELMİŞTİR”
Halkların yanlış gidişata dur diyebileceğine işaret eden Yücesoy, bunun yolunun emperyalizme, gericiliğe, savaş politikalarına karşı mücadeleden geçtiğini kaydetti. Nursel, “Ülkenin en temel sorunlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar rutin hale getirilmiştir. Dolayısıyla ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.