PİRHA- İzmir’de, Dersim’in Ovacık ilçesi Kakper köyü kırsalına yönelik devam eden bombardıman ve Diyanet’in Dersim’deki faaliyetlerine karşı yapılan basın açıklamasında, müdahalelere karşı tavır alınarak örgütlü olarak itirazların dillendirilmesi çağrısında bulunuldu.
İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma ile Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi’nin çağrısıyla Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Kakper köyü kırsalına yönelik geçen hafta başlatılan askeri operasyon kapsamında gerçekleştirilen bombardımanlara ve Diyanet’in Dersim’de Alevi inancına dönük asimilasyon uygulamalarına ilişkin basın toplantısı düzenlendi.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şube binasında gerçekleşen açıklamaya Halkların Demokratik Partisi İzmir İl Eş Başkanları, DAD Gençlik Meclisi ve Sosyalist Meclisler Federasyonu temsilcileri katıldı.
‘İnancımızdan, Kültürümüzden ve Doğamızdan Elinizi Çekin’ pankartının açıldığı basın toplantısında, açıklamayı İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Onursal Başkanı Kemal Mutlu okudu.
“İKTİDAR SAHİPLERİ DERSİM İÇİN YENİ BİR PLAN İÇERİSİNDE”
Dersim halkının toplumsal değerleri, doğası ve inancına yönelik saldırıların hızla devam ettiğini belirten Mutlu, “Toplumumuzun dili, kültürü ve inancına dönük sistematik müdahaleler Cumhuriyetten günümüze, bazen doğrudan saldırı bazen de içten içe çürüterek gerçekleştirilmekte. Yakın zamana kadar cemevlerini ibadethane olarak kabul etmeyen ve cümbüş evleri benzetmesi yapan iktidar sahipleri, son dönemlerde dini vakıflar eliyle ve toplumumuzun içinden seçtiği yol düşkünleri üzerinden, Dersim inancı ve kültürüne müdahale etmekte ve asimilasyon çabalarına hız vermektedir. Munzur Üniversitesi, sözde akademik çalışmalar altında, çeşitli dini vakıf ve dernekler sosyal yardımlar kisvesi altında, Dersim merkezdeki Tunceli Cemevi de içten içe toplumumuzu kirletmeye, inancımızı Sünni İslam anlayışına tabi kılmaya hizmet etmektedirler. Toplumumuz ve kurumlarımızı da bu konuda dikkatli ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde Hz. Ali Gençlik Diyanet Merkezi açılışı ve akabinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Dersim’de cemevini ziyareti, iktidar sahiplerinin nasıl bir plan içerisinde olduklarını, aynı zamanda Dersim toplumunun hala Alevi toplumu ve inancı için ne kadar anlamlı bir yerde durduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“BOMBARDIMAN İLE İNSANLARIMIZIN CANINA KASTEDİLİYOR”
Mutlu, 1994 köy yakmaları sonrasında yaşanan göçlerin hafızalardaki yerinin taze olduğunu hatırlatarak, askeri operasyonlarla hala Dersimlilerin, Dersim doğasının ve tüm canlılar ile ekolojinin saldırı altında olduğunu söyledi. Mutlu, şunları vurguladı:
“Özellikle 2000’li yıllarla başlayan baraj ve maden ruhsatları üzerinden gerçekleşen eko kırımlar, sistematik orman yakmalar ve köylerin bombalanması ile insanlarımızın yaşamına kastedilmektedir. Yaklaşık bir haftadır Ovacık ve Hozat arasındaki Hozat’a bağlı Kakper köyü merkezine yakın yerler dahil bombalanmakta ve köy ile irtibat sağlanamamaktadır. Yaşananların genel Kürt coğrafyasında sistematik hale geldiğini iyi biliyoruz. Şırnak’ta korucular ve bazı firmalar üzerinden ağaç kıyımı yapıldığı, bölgede askeri operasyonlar bahanesi ile köylere baskın yapıldığı, insanların işkenceye maruz kaldıklarını görüyoruz. Ancak ne hikmetse tüm bunlar olurken ne ana akım medyanın ne de ilgili kurumların ve siyasetçilerin bu konuda sesi çıkmamakta ve derin bir sessizliğe gömülmektedirler.”
“MÜDAHALEYE KARŞI ÖRGÜTLÜ İTİRAZLARIMIZI DİLLENDİRELİM”
Dersim halkına ve dostlarına, bu müdahalelere karşı tavır alma çağrısında bulunan Mutlu, “Askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve Kakper köyüyle irtibatın sağlanabilmesi için tüm engellerin derhal ortadan kaldırılması gerektiğini vurguluyoruz. Başta Diyanet olmak üzere tüm dini vakıf ve derneklerin Dersim’deki faaliyetlerinin sonlandırılması, başta Dersim/Tunceli Cemevi olmak üzere tüm inanç merkezlerimize sistematik müdahalelerin sona ermesi ve Dersim inancı, kültürü, ekolojisi, sosyal yaşamı ve toplumumuz üzerindeki baskıların sonlandırılmasını talep ediyoruz. Munzur Üniversitesi eliyle gerçekleşen akademik asimilasyon çalışmalarının sonlandırılması, üniversitenin gerçek akademik çalışmalara yönlenmesini bir gereklilik olarak görüyoruz. Farklı şehirlerde ve yurt dışında yaşayan tüm halkımızı bu politikalar karşısında duyarlı olmaya ve ilgili kurumlar ve dostlarımızla bu saldırı ve müdahalelere karşı tavır alıp, örgütlü olarak itirazlarını dillendirmeye davet ediyoruz” dedi.
KÜLTÜREL SOYKIRIM
Basın toplantısında konuşan Sosyalist Meclisler Federasyonu Temsilci Derya Yüksel de, şiddet ve asimilasyon politikalarının Dersim özelinde farklı işletildiğini dile getirerek, “Bölgede yıllarca devam eden bir savaş var. Dili, kültürü inkar ediliyor, doğası yakılıyor. İnsanların etine, kemiğine kadar işlemiş bir zulüm var. Bölgede yakılan ormanlar, orman kabul edilmiyor. Tarım arazileri rant uğruna madenlere peşkeş çekiliyor. Bu inkar, şiddet ve asimilasyon politikalarının hepsi Dersim özelinde farklı işletiliyor. Dersim’in bu kimlikleri devlet için hep bir tehdit oluşturuyor. Bu bir tek Dersim’de yaşayanların değil hepimizin sorunudur. Bu şiddet ve asimilasyon politikalarının karşısında örgütlü mücadele ile durabiliriz” diye konuştu.
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şube Eş Başkanı Nebat Çelik ise fiziki soykırımın yerini kültürel soykırıma bıraktığına işaret ederek, “Devlet eliyle yapılan asimilasyona bir de Diyanet el attı. Hz. Ali Diyanet Gençlik Merkezi’nin açılması ve cemevinin ziyaret edilmesi asimilasyon politikasının devamıdır. Fiziki soykırımın yerini kültürel soykırım almış durumda. Aysel Doğan’ın cenazesine saldırı da bundan azade değildir” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.