Alevi Haber Ajansi

‘İnancımız yok sayılıyor; zorunlu din dersleriyle çocuklarımız asimile ediliyor’-VİDEO

PİRHA-Okul öncesi yaştaki çocuklar için düşünülen din dersi uygulamasına tepki gösteren Ankara’daki Alevi kurum yöneticileri, AİHM kararlarının uygulanmasını isteyerek, “Zorunlu din derslerine ‘hayır’ demeye devam edeceğiz” dediler. 

20. Milli Eğitim Şurası’nda 128 maddede toplanan tavsiye kararı içerisinde yer alan “4-6 yaş grubuna din eğitimi” başlığı, başta Alevi toplumu olmak üzere demokrat kitlelerin de tepkisine neden oldu.

Yedi yıl aranın ardından yapılan şura “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği” başlığı ile yapıldı ancak, Ankara’daki Alevi yurttaşlar “fırsat bunun neresinde?” diye sordu! Alevi kurum temsilcileri ve Yol hizmetkarları, Demokrasi Konferansı bileşenlerinin, 4-6 yaş için öngörülen din dersleri hakkında başlattığı imza kampanyası hakkında da konuştu.

“RIZAMIZ ALINMADAN ÇOCUKLARIMIZA DİN DERSİ VERİLİYOR”

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şube Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, Demokrasi Konferansı’nın başlattığı imza kampanyasını değerli bulduklarını belirtti. Karabudak, “Bizler de bu çalışmaya güç ve destek veririz” diyerek önceki dönemlerde yapılan imza kampanyalarına dair şu aktarımda bulundu:

“Şöyle bir gerçeklik de var; 2000 yılından beri Aleviler, bu imza kampanyası mücadelesini sürekli verdiler. Dönüp baktığımızda, imza kampanyaları en pasif eylemdir. Geçmişte 2005 yılında yapıldı. Hatta büyük klasörlerle imzalar götürüp teslim edildi. 2015 yılında yeni bir kampanya daha yapıldı ama şu ana kadar hiçbir netice alınmadı. İktidar, şu anda uluslararası mahkeme kararlarını bile tanımıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’de inanç eşitliği olmadığına dair bir kararı var. Zorunlu din derslerinin kaldırılması adı altında 2016 yılında bir karar var ve halen hayata geçmemiştir. Biz Aleviler, rıza toplumuyuz ve bizim rızamız alınmadan çocuklarımıza din dersi veriliyor. Sistem, tekçi zihniyetin dışında olan halkları ve inançları yok sayıp asimile etmek için sürekli bir çaba içerisinde. Zorunlu din dersi de bunlardan biridir.”

“KORKUNÇ BİR KARAR”

Mustafa Karabudak, zorunlu din dersi konusunun sadece Alevilerin sorunu olmaması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

“Bu topraklarda yaşayan farklı inançlar, halklar var. Bizler, demokratik güçler olarak, bir araya gelip bunun üzerine gitmeliyiz. Bunun yolu ise; tabii ki imza kampanyaları anlamlı ve değerlidir ancak çözüm bu değildir. Demokratik anayasa ile eşit yurttaşlık talebimiz olan demokratik, laik, parasız ve anadilde eğitimi zorlayan bir anayasa ile bunun çözüleceğini düşünüyorum. İktidar her zaman ‘Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz’ diye dile getirir. O nedenle anaokulundan başlayacaklar. Çünkü ileriki yaşlarda bunu hayata geçiremiyorlar. Mesela imam hatip liselerinin durumu ortada. Zorla bu okullara öğrenci kaydı yapıyorlar ama okul öncesinde daha başarılı olur diye düşündükleri için bu uygulamaya geçiyorlar. Korkunç bir karar. Bir insana daha okul çağına varmadan dini öğretmek, inanan kesim için de doğru değil. Bu asimilasyonun geçmişte örnekleri var. Dersim’de 1937-38’de, 1980’li yıllarda bunun örnekleri yapıldı.”

“ARTIK TOPLUMSAL BİR UYANIŞ GERÇEKLEŞMESİ LAZIM”

Zakir Murat Yılmaz da okul öncesi çağdaki çocuklara verilmesi planlanan din derslerine karşı duran bir isim oldu. Yılmaz, din dersi dayatmasının insan hakkı ihlali olduğuna vurgu yaparak bu yönlü başlatılan imza kampanyasına destek verdi.

Murat Yılmaz’ın şunları anlattı:

“Temel felsefenin eğitim yönünde olması lazım. Eğitim de bilimsel, demokratik ve eşit yurttaşlık temelinde olmalı. İnsanların inançsal tercihleri kendilerine bırakılmalı. Biz Alevi inancına sahip topluluk olarak veya başka bir inanca da sahip olabiliriz; evimizde görmediğimiz bir şeyi okulda eğitimde dayatmak insan haklarına aykırı bir davranıştır. İnsan, din ve vicdan yönünden özgür olmalıdır. Mesela din dersi seçmeli olabilir. Ya da kişi hiçbir dini öğrenmek istemiyor olabilir. Bu tercihi, öğrencinin ailesine bırakmak gerekiyor diye düşünüyorum.
İktidarların imza kampanyalarına dönük geçmişteki refleksleri belli. Artık toplumsal bir uyanış gerçekleşmesi lazım. Anadolu coğrafyasında hatırı sayılı bir Alevi topluluğu var. Bu topluluğun bir öğretisi, yolu, ibadeti ve ibadethanesi var. İmza kampanyası gibi eylemlerin sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. ‘Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir’ sözü var ya hani; hangi dönem, nasıl mücadele gerekiyorsa onu sergilememiz lazım.
Çocuğum üzerinde inancının kırılmaya uğradığını görmüyorum ama mesela o derse çalışmadığı zaman not kaygısı oluyor. Mesela şu anda oğlumun din dersi notu 95 ama sadece şeklen öyle. Tabii ki inanç noktasında kırılganlık yaşayan aileler olabilir. Çünkü çocuklarımıza öğretimizi aile temelli vermemiz lazım. Zaten vicdanını yanında taşıdığı zaman, eşitlik ruhunu kazandığı an neye inanıyorsa inansın. Ben duruma öyle yaklaşıyorum. Biz Alevi bir aileyiz diye oğlumuz da illa Alevi olacak diye bir kaide yok. Benim için insan olsun yeter.”

“ZORUNLU DİN DERSLERİNE ‘HAYIR’ DİYECEĞİZ”

Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Mamak Şube Başkanı Fadime Türkyılmaz ise “Eğitimde Fırsat Eşitliği” adı altında yapılan şurayı “Eğitimde müthiş bir eşitsizliğe dönüştü” sözleriyle özetledi. Türkyılmaz, “Biz, zorunlu din derslerine ‘hayır’ derken şimdi okuma yazma bilmeyen çocuklarımıza ‘Peygamberin Hayatı, Ahlak Dersi’ ya da zorunlu din dersi adı altında beyninin yıkanması gündeme geldi” dedi.

Fadime Türkyılmaz, “Çocuklarımızın beyninin yıkanmasına ‘hayır’ demeye devam edeceğiz” diyerek şunları söyledi:

“Eğitimde fırsat eşitliğinin bu olmadığını, herkesin hani o Anayasanın 4. Maddesi’nde sosyal devlet var ya o ilkenin herkese eşit şekilde uygulanması gerektiği doğrultusunda mücadele vermeye devam edeceğiz. Biz biat kültürüne ‘Hayır’ diyenleriz. Özümüzün doğrultusunda, dik durarak, yamulmadan, eksilmeden zorunlu din derslerine ‘Hayır’ diyeceğiz.”

“NE HİKMETSE SOKAKLARDAN KENDİMİZİ ÇEKTİK!”

Sürdürülen imza kampanyasına dair de konuşan Fadime Türkyılmaz, kampanyanın çoğaltılıp yaşamın her alanına yayılması gerektiğini ifade etti. Türkyılmaz, PSAKD Mamak Şube olarak Genel Merkeze “Okullar açılmadan yine bir Alevi mitingi yapalım” dediklerini belirterek sözlerine şu cümlelerle devam etti:

“Yaklaşık 6 yıl gibi bir süre oldu Alevi mitingi yapmadık. Ne zorunlu din derslerine ‘hayır’ demek için ne de eğitimde fırsat eşitliği için hiçbir şekilde ne hikmetse sokaklardan kendimizi çektik. O yüzden ‘özgürlük alanda’ deriz ya hani tekrar sokaklara dönmek lazım. Bu, anayasal haklarımızın alınması ve yaşama geçirilmesi anlamına geliyor. O nedenle Alevi kurumları olarak bir araya gelip, 4 federasyon tekrar otursun ve kararını alsın. Biz zorunlu din derslerini istemiyoruz ve zorunlu din dersleri kaldırılsın.
Bizim dönemimizde din dersi seçmeliydi ve annem, beni zorla din dersine gönderirdi. Bazen iyi ki de okumuşum diye düşünüyorum. Eğer okumasaydım dinin eksikliğini bu kadar bilemezdim. İyi ki Nisa Suresini okumuşum ve bütün kadınların da bunu okumasını isterim. Elbette ki zorunlu din derslerine hayır ve bu konuda velilere seslenmek istiyorum. Biz, Aleviler, veli dernekleri ile birlikte olup çocukların din derslerine girmemesini sağlamak zorundayız. Biliyorsunuz ki bu konuda AİHM kararları var. AİHM demişti ki ‘çocuklar isterse bu derse girer, istemezse girmez’. Ve buradan devlete sesleniyoruz; lütfen AİHM kararını uygula.”

EREN GÜVEN / ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak