Alevi Haber Ajansi

Reklam

İmam Bakır: Ceme bir aşk meydanı olma hissiyatını veren zakirlerdir-VİDEO

PİRHA- İmam Bakır, zakirliğin Alevi inancındaki karşılığını ve Xızır’ın önemini anlattı. Bakır, “Zakir, ceme gerçekten bir aşk meydanı olma hissiyatını veren, ruhsal anlamda en büyük yürütücüdür” dedi. 

Alevi inancında kutsal bir yer edinen Xızır ayının önemini bir de Zakir İmam Bakır’ın dilinden dinledik. Darda ve zorda olana yetişen Boz Atlı Xızır, deyiş ve nefeslerde nasıl anlatılıyor, Adıyamanlı Zakir İmam Bakır anlattı.

Reklam

Uzun yıllar müzik eğitmenliği de yapan İmam Bakır, deyiş ve nefeslerin kendisinde uyandırdığı duyguyu ve bağlama ile olan buluşmasını şu sözlerle anlattı:

“Deyişlerin, aslında melodilerden daha çok içindeki anlam ve manaya biraz yürek ve kulak vermek gerektiğini düşünüyorum. Derinlikli insan, bilincini, gönlünü ve yüreğini verdiği zaman ruhsal anlamda gerçekten de doğa, evren bütün kavramları sözlü bir şekilde içeren, melodik formatıyla müthiş bir etkisi oluyor. Deyişleri dinlerken müthiş bir haz aldım. Gerçekten kendimi içinde buldum ve onu da kendi içimde keşfetmem gerektiğinin farkına varıp ve bağlamaya başladım.”

“XIZIR BİZİM İÇİMİZDE”

Zakir İmam Bakır, Xızır’ın her dönemde ve birçok kutsal kitapta da farklı isimlerle karşılığı olduğunu belirterek “Rey-hak Alevi inancında Xızır farklı bir yer edinmiş. Xızır denince güneşin bize verdiği enerji, ayın, yıldızların bize verdiği o nur geceyi aydınlatan, her zaman ve yaşamın her alanında her nefes alışverişimizde aslında Xızır ile bire biriz” ifadelerini kullandı.

Xızır’ın insan içinde olduğunu söyleyen İmam Bakır, anlatımına şu sözlerle devam etti:

“Sen Xızır’sın, ben Xızır’ım. Sen benim Xızır’ımsın, ben senin Xızır’ınım. Bizim kültürel anlamda da günlük yaşamımızda da yerden kalkarken bile ‘Ya Xızır’ deyip kalkılır. Ya da bir işe başlanacağı zaman ‘Ya Xızır’ deyip ondan destur, himmet alıp bu şekilde işe başlanır.

Biri güzel bir şey yaptığı zaman, bir yardımda, katkıda bulunduğu zaman ‘Xızır Yoldaş’ın olsun, arkadaşın olsun,  Xızır her daim seninle olsun’ denilir. Xızır bizim kültürümüzün en büyük parçasıdır.”

“ZAKİR, RUHSAL ANLAMDA CEMLERİN EN BÜYÜK YÜRÜTÜCÜDÜR”

İmam Bakır, ‘Alevi inancında, cemlerde zakirliğin nasıl bir önemi var’ sorusuna da yanıt verdi. Bakır, bağlı olduğu Avuçan Ocağı’ndan Seyit dededen çok feyz aldığını ifade ederek şunları aktardı:

“Zakirlik anlamında ilk ceme katıldığımda 9 yaşındaydım. Cemlerden önce Salı çarşamba ve perşembe oruç tutulur, Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gün olan Perşembe bizim için kutsaldır. Cemlerimiz genelde o gece yapılır. Herkesin getirmiş olduğu Xızır lokması bugünkü yapılan cemlerde olduğu gibi cemden sonra tüm canlarla paylaşılır. O gün Xızırın kültürü, biçimi, felsefesi, inancı nedir biraz daha farkına varıyorsun.

Dedelerimiz eskiden cemlerde kendileri çalıp, söyleyip cemleri yürütürlerdi. Benim ve benim gibi olan canlarımızın desteği ile dedelerimizin yanında zakirlik yapmaya çalışıyoruz.

“ZAKİR CEMLERDE YÜREKLERE DOKUNANDIR”

Zakirliğin kültürümüzdeki ve cemlerdeki yerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Pirden, dededen sonra cemin yürütmesinde, cemin gerçekten bir aşk meydanı olması hissiyatını veren, ruhsal anlamda en büyük yürütücüdür diye düşünüyorum. Zakir, nefesi, sesi, sesinin yanıklığıyla, deyişleriyle, duazlarıyla, mersiyeleriyle yüreklere dokunandır. Cemlerde zakirliğin büyük bir önemi var, diye düşünüyorum.

“ÖZGÜN CENAZE ERKANI SÜREÇ İÇERİSİNDE ASİMİLE OLDU”

İmam Bakır, cenaze erkânlarında, nefeslerin bağlama ile birlikte seslendirmesine de değinerek “Buna karşı olanlar açısından bir çelişki söz konusu. Bizim erkânımız tamimiyle cemdir. Görgümüzde, sorgumuzda, mahkememiz de, öğretimimiz de orasıdır. Canlarımızın bağlama eşliğinde, nefeslerle cenaze erkânı yürütülmesi çok doğrudur” dedi. Bakır, “Yapılanlar belki de geç kalınmışlıktır” diyerek şöyle devam etti:

“Toplumun sürekli baskı altında olması, inancın yasaklı olması, sürekli kendi yaşamını idame etmek gibi telaş içerisinde olduğu için kendisine ait özgün cenaze erkânı süreç içerisinde bir şekilde asimile oldu.
İçerisinde yaşadığı toplumu inançlarına, dini biçimine göre biraz da kendini kabul ettirmek adına bunu başkasını yadırgamak ya da yanlıştır demiyorum tabii ki herkes inandığı şekilde ibadet ritüelini de cenaze erkanı da yürütebilir.

Bağlamayla, nefesle, dedenin gülbeng ve önderliğinde o meydanı açması, Hakk’a yürümüş olan canımızın o şekilde sırlaması bana göre çok çok yerinde ve doğru bir tavırdır.”

Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN/ANKARA

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak