PİRHA- Sahada haber takibi yapan gazetecilere yönelik polislerin engellemesi, saldırısı ve baskısı artıyor. Gazeteci meslek örgütü temsilcileri, “Gazeteciler özellikle sahada çalışırken çok ciddi zorluklar yaşıyorlar. İktidar kendi gerçekliğini gizlemek için sokakta dile getirilen eleştirileri, hakları, talepleri saldırılarla bastırmak ve bu durumun kayıt altına alınmasını da önlemek istiyor” dedi.
Sahada haber takibi yapan gazetecilere yönelik polislerin engellemesi, saldırısı ve baskısı her geçen gün artarak devam ediyor.
Son birkaç gün içerisinde yaşanan dört olayda gazeteciler, polis tarafından keyfi biçimde engellenerek taciz ve tehdide maruz kaldı.
Van’da haber takibi yapmak isteyen gazetecilere polis silah çekerken, Ankara’da adliyedeki basın odasını basan polisler gazetecilerin haber yapmaması için tehdit etti. İstanbul’da ise Beykoz’daki yıkımları görüntülemek isteyen gazeteciler polisler tarafından darp edilirken, bir kadın gazeteci polis tarafından fiziki tacize uğradı.
Gazetecilerin yaşadıkları saldırılara ilişkin PİRHA’ya konuşan meslek örgütü temsilcileri, duruma tepki göstererek dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
“GAZETECİLER ENGELLENİYORDU AMA ARTIK BU DURUM ŞİDDET BOYUTUNA ULAŞTI”
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, polisin son dönemde gazetecilere yönelik saldırılarında ciddi bir artış olduğunu ifade ederek, “Neredeyse her gün bir kentten gazetecilere yönelik bir saldırı, taciz, engelleme olayı duyuyoruz. Özellikle toplumsal eylemlerde gazetecilerin görüntü almasını, haber yapmasını engelleme durumu son birkaç yıldır yaşanıyordu ancak bu artık gitgide şiddet boyutuna ulaştı. Gazeteciler ne yazık ki darp ediliyor, gözaltına alınıyor, tehdide, hakarete maruz kalıyorlar” dedi.
Son olarak Van’da silah çekmeye kadar işin boyutu uzadığını vurgulayan Müftüoğlu, saldırıların kabul edilemez olduğunu söyledi.
“İKTİDAR HER KESİME SALDIRIYOR VE BUNUN KAYIT ALTINA ALINMASINI İSTEMİYOR”
Gazetecilere mesleklerini yaptırmamaya yönelik bir tutum söz konusu olduğunun altını çizen ve saldırıya maruz kalana gazetecilerin derneklerine yaptıkları başvurularda ciddi bir artış olduğunu söyleyen Müftüoğlu, “Gazeteciler özellikle sahada çalışırken çok ciddi zorluklar yaşıyorlar. İktidar kendi gerçekliğini gizlemek için sokakta dile getirilen eleştirileri, hakları, talepleri saldırılarla bastırmak istiyor, engellemek istiyor. Bu durumun kayıt altına alınmasını da önlemek istiyor ve bundan dolayı da gazetecilere yönelik bir engelleme yaşanıyor” diye konuştu.
“TÜM BUNLARA RAĞMEN DİRENEN GAZETECİLER VAR”
2016 yılındaki OHAL’le birlikte baskının her geçen gün arttığını ifade eden Müftüoğlu, “Tüm bunlara rağmen direnen gazeteciler var. Bir şekilde kendilerine alternatif mecralar yaratıp, düşüncelerini söylemeye çalışan, ülkedeki gerçeklikleri kamuoyuna, dünyaya yansıtmaya çalışan gazeteciler var. İktidar bu duruma da tahammül edemiyor ve tamamen susturmaya yönelik hamleler yapıyor. Yaşanan saldırılarda bu hamlelerin bir parçası” ifadelerini kullandı.
“İKTİDARIN KOLTUĞU SALLANIRKEN GAZETECİLERİ HEDEFLEDİĞİ GÖRÜLÜYOR”
Gazetecilerin tutuklandığını, yaptıkları haberlerle ilgili haklarında soruşturmalar, davalar açıldığını anımsatan Müftüoğlu, şunları aktardı:
“En son Diyarbakır’da 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Ve bu kişilerden 16’sı tutuklandı. 3 aya yaklaştık ve hala iddianameleri hazır değil. Ne ile suçlandıklarını bilmiyoruz ama hakimlik ve savcılık soruşturmalarında gördük ki, yaptıkları gazetecilik faaliyetlerinden dolayı yargılanıyorlar. İktidarın koltuğu sallanırken gazetecileri hedeflediği görülüyor. Seçimlere yaklaştıkça şiddetin ve şiddetin varacağı boyutun daha da artacağını düşünüyorum.
Gazeteciler sorgusuz sualsiz ortak bir tepki ortaya koymalı. Bu tür durumlara karşı biz dernek olarak ortak bir tavır geliştirme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Gazetecilerin örgütlenmesini, dayanışmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ancak bu bizimle sınırlı bir durum değil. Tüm meslek örgütleri aynı ölçüde tepki vermeli. Amasız fakatsız bir araya gelmeliyiz. Van’da yaşanan olaya karşı İstanbul’da bugün gazeteciler sokağa çıkmıyorsa, bu bir eksikliktir. Mücadeleyi büyütmeye ihtiyacımız var. Halkın da haber alma hakkını savunması gerekiyor. Bu doğrultuda gazetecileri desteklemeliler.”
“İKTİDAR SEÇİME GİDERSE SADECE KENDİ SESİNİN AKTARILDIĞI BİR MEDYA İLE GİTMEK İSTİYOR”
DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ise, neredeyse her toplumsal olayda gazetecilerin hedef haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
“İş artık gazeteciye silah çekmeye, hatta kaybetmekle tehdit etmeye kadar vardı. Bunun birçok nedeni var. Türkiye’de cezasızlık, hukuksuzluk, yöneticililerin keyfi olarak tutumları ve önüne geleni terörist olarak, suçlu olarak nitelendirmek bir kural haline geldi. Seçime giderken de bu baskıların daha çok artmasından da endişe ediyorum. Çünkü güvenlik güçleri sokakta uyguladığı şiddetin kamuoyu tarafından görülmesini istemiyor. Bunun için gazetecileri son olaylarda olduğu gibi hedef haline getiriyor. İktidar seçime giderse sadece kendi sesinin aktarıldığı bir medya ile gitmek istiyor. Bunun için de kendisinden olmayan, kendisine biat etmeyen her medya organına ve gazeteciye baskı uygulamayı sürdürüyor.
“SORUN DEMOKRASİ SORUNUDUR, HALKIN HABER ALMA HAKKINA SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR”
Bizim meslek örgütleri olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bu duruma karşı mahkemelere gidiyoruz veya sokak gösterileri düzenliyoruz vs. Ama bu sorun sadece gazetecilerin sorunu değil. Bu sorun bir demokrasi sorunu. Halkın haber alma hakkını sağlayacak olan gazetecilerdir. Gazeteciler Türkiye’de bu kadar büyük bir baskıya rağmen büyük bir cesaretle görevlerini yapmaya devam ediyorlar. Önemli olan halkın kendi haber alma hakkına sahip çıkmasıdır. Yani toplumun demokrasiye, basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkması gerekiyor. Yoksa gazeteciler, meslek örgütleri zaten elinden geleni yapıyor. Önemli olan toplumun ve demokrasi güçlerinin buna birlikte itiraz edip, demokrasinin kalitesini yükseltmeye çalışmasıdır.”
“TÜRKİYE’DE YAŞANANLAR, OLUP BİTENLER HALKTAN GİZLENMEK İSTENİYOR”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, son bir haftaya bile bakıldığında Türkiye’de önümüzdeki süreçte gazetecilere yönelik baskıların artacağının işaretlerinin görüldüğünü söyledi.
Türkiye’nin bir seçim sürecine girdiğini ve iktidarın toplumdan bazı gerçekleri gizlemek istediğine değinen Durmuş, “Bu nedenle de gazeteciler engelleniyor. Son birkaç günde İstanbul’da Beykoz’da yıkım sırasında gazetecilerin saldırıya uğraması, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde gazetecilerin saldırıya uğraması, Van’da haber takibi yapan gazetecilerin saldırıya uğraması gibi olaylar yaşadık. Buralarda gazetecilerin haber izlemesi engellenmek istendi. Orada yaşananların kamuoyuna aktarılmasının önüne geçilmek istendi. Türkiye’de yaşananlar, olup bitenler halktan gizlenmek isteniyor. Halkın haber almasının önüne geçilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
“GAZETECİLER ALANDA BİRLİKTE HAREKET EDİP SALDIRILARI PÜSKÜRTMELİ”
Tüm bu saldırılara karşı gazetecilerin iki yol izleyebileceğini söyleyen Durmuş, şunları katardı:
“Birincisi özellikle alanda çalışan gazetecilerin dayanışma içerisinde olması, birlikte hareket etmesi, polisin herhangi bir gazeteciye yönelik müdahalesinde diğer meslektaşlarının da onunla dayanışma göstermesi ve o saldırıyı püskürtmesi gerekiyor. Biz gazeteciler olarak alanda dayanıştığımız oranda saldırılarda azalacaktır diye düşünüyorum.
İkincisi ise Türkiye’deki gazetecilerin meslek örgütleri, sendikaları, cemiyetleri, dernekleri onların toplu bir şekilde bu saldırılara karşı ses yükseltmesi gerekiyor. Biz sendika olarak meslektaşlarımıza yönelik bir saldırı gerçekleştiğinde, bir müdahale olduğunda buna karşı açıklamalar, eylemler yapıyoruz, suç duyurularında bulunuyoruz ama tek başına bir sendikanın çözebileceği bir sorun değil. Gazetecilerin yan yana gelip dayanışması ile birlikte, meslek örgütlerinin birlikteliğiyle hareket etmesi ve haber takibi sırasında saldırıya uğrayan gazetecilerle güçlü bir dayanışma gösterilmesi gerekiyor.”
“SALDIRILARI YAPAN KAMU GÖREVLİLERİ HAKLARINDA İŞLEM YAPILMALI”
Bu saldırı talimatlarını veren kamu görevlilerinin görevlerinden el çektirilmeleri gerektiğini vurgulayan Durmuş son olarak, “Bunun için bir girişimde bulunulması gerekiyor. Çünkü gazeteci topluma haber ulaştırmak dışında bir şey yapmıyor. Dolayısıyla orada o talimatları veren emniyet müdürlerinin, polis amirlerinin her kimse görevden el çektirilmesi gerekiyor, yargılanmaları gerekiyor. Toplumun haber alma hakkını engelliyorlar. Sadece gazeteciyi darp etmiyorlar. Buradan sizin aracılığınızla İçişleri Bakanlığı’na da seslenmek istiyorum, son bir haftada gazetecilere yönelik yapılan saldırılarda bulunan kamu görevlilerinin derhal görevden alınması ve haklarında soruşturma başlatılması gerekiyor” dedi.
Melis CİDDİOĞLU-Berivan KELEŞ/ANKARA
Yoruma kapalı.