PİRHA- İHD İzmir Şubesi, 26 Aralık 1997 yılında Diyarbakır’da oturduğu kahvede gözaltına alınarak kaybedilen Mehmet Özdemir’in akıbetini sorarak faillerin ortaya çıkarılarak yargılanması çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle her hafta Sümerbank önünde yaptıkları açıklamayı koronavirüs salgını nedeniyle internet üzerinden gerçekleştirdi. Açıklamayı İHD İzmir Şube yöneticisi Caner Canlı okudu.
Canlı, 26 Aralık 1997 yılında Diyarbakır’da bulunan bir kahvede oturur iken telsiz ve silahlı kişiler tarafından zorla beyaz bir taksiye bindirilerek gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Özdemir’in akıbetini sordu.
EMNİYET GÖZALTINDA OLDUĞUNU DAİR DAMGALI KAĞIT VERDİ
Ailesi birlikte Lice’deki köylerine sürekli yapılan baskınlardan dolayı Diyarbakır’a yerleşen Mehmet Özdemir’in daha önceleri de gözaltına alınarak yargılandığını hatırlatan Canlı, Mehmet Özdemir’in Diyarbakır’da oturduğu kahveden silahlı ve telsizli kişiler tarafından kaçırılarak bir daha kendisinden haber alınamadığı aktardı.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü tarafından, “Mehmet Özdemir Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır” damgası vurulan kağıttaki damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzası olmadığını belirterek, yapılan başvurular sonrasında yetkilerin Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığını söylediğini dile getiren Canlı, şunları aktardı:
“26.12.1997 sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıktı. Hayvan Pazarı’nın yakınındaki kahveye gitti. Kahvede arkadaşlarıyla otururken sivil kıyafetli, ellerinde telsiz bulunan silahlı iki kişi geldi ve Mehmet Özdemir’e kendileriyle birlikte gelmesini söyledi, kahvenin dışına beyaz bir taksiye doğru götürüldü. Mehmet, Özdemir, arabanın içinde üçüncü bir kişinin de oturduğunu da görünce arabaya binmemek için uğraştı, kendisini yere attı, kendisini tutan kişilerden kurtulmaya çalıştı. Ancak bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirildi ve oradan götürüldü. Bu kaçırma olayına çevrede bulunan birçok kişi tanık oldu. Bunun üzerine eşi Enzile Özdemir, hafta sonu tatilinin ardından 29.12.1997 günü İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’ne başvurdu. Eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek hukuki yardım talebinde bulundu. Sonrasında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne dilekçe verildi. Yanıt olarak ; “Mehmet Özdemir Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır” damgası vuruldu. Ancak bu damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzası yoktu. Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir’den bir haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir, yeniden ilgili kurumlara başvurdu. Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği belirtildi.”
DEVLETİN GEÇMİŞLE YÜZLEŞMESİ İÇİN SORUMLULARI HATIRLATACAĞIZ
Canlı, Mehmet Özdemir’in eşi Enzile Özdemir’in başvuruları sonucunda 19 Aralık 2003 yılında Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu olayla ilgili hiçbir soruşturma açılmamasına karar verdiğini ve 2004 yılında yapılan itiraza rağmen dosyanın kapatıldığını ifade etti.
Takipsizlik kararının ardından yapılan itirazlardan bir sonuç alamayan ailenin 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunduğunu ve AİHM sözleşmesinin 2. maddesi çerçevesinde yaşam hakkının esastan ve usulden ihlal edildiğine dair kararı verdiği bilgisini de paylaşan Canlı, “Özdemir ailesi Mehmet ÖZDEMİR’in zorla kaybedilmesiyle ilgili AİHM’e başvurdu. 08.01.2008 tarihinde AİHM Sözleşme’nin 2. maddesi çerçevesinde yaşam hakkının esastan ve usulden ihlal edildiğine, Enzile Özdemir açısından Sözleşme’nin 3. maddesinin (işkence yasağı), Sözleşme’nin 5. maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve Sözleşme’nin 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar verdi ama Mehmet ÖZDEMİR’ yine kayıp bir mezarı bile yok ve kaybedenler yargılanmadı. İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak devletin geçmişle yüzleşmesi için sorumluluğunu ve olanları hatırlatmaya devam edeceğiz. Cezasızlık ve inkâr bir hukuk haline gelmesin!” ifadelerine yer verdi.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.