Alevi Haber Ajansi

‘Hocalarımıza yaşatılan hukuksuzluğun hesabını soracağız’-VİDEO

PİRHA – Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi ile Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi, Barış Bildirisi imzacısı akademisyenlerin görevlerine iade edilmelerine ilişkin açıklama yaptı. Mülkiyeliler Birliği Başkanı İlker Akcasoy’un okuduğu açıklamada, “Hocalarımıza yaşatılan bu hukuksuzluğun ve onların yaşamlarını alt üst eden bu zulmün faillerinden tek tek hukuk önünde hesap soracağız” denildi. 

Ankara 21’inci İdare Mahkemesi, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun (OHALİİK) ihraç kararlarının hukuka uygun olduğu yönündeki işlemi iptal etti. Mahkeme, ayrıca davalı idarelerin, ihraç edilen akademisyenlere parasal haklarının faiziyle ödenmesine ve özlük haklarının tanınması yönünde karar aldı. Mahkeme, akademisyenlerden Funda Şenol Cantek, Tezcan Durna, Nail Dertli ve Can Irmak Özinanır hakkında göreve iade kararı verdi. Önceki haftalarda da aralarında Dinçer Demirkent’in de olduğu 6 akademisyen hakkında aynı karar çıkmıştı.

Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi ile Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi, Barış Bildirisi imzacısı akademisyenlerin görevlerine iade edilmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan toplantıya ihraç edilen akademisyenlerin yanı sıra CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile görevlerine iade edilen akademisyenler de katılım sağladı.

“TÜM GÜCÜMÜZLE MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Basın açıklamasını Mülkiyeliler Birliği Başkanı İlker Akcasoy okudu. Akçasoy açıklamasında “Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen hocalarımızın görevlerine başlatılmasını istiyoruz!” diyerek şu açıklamayı yaptı:

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için ihraç edilen hocalarımızın görevlerine dönmeye başlamalarının sevincini yaşıyoruz. Geç kalmış adaletin adalet olmayacağını bilmemize, hala mahkemelerden ret kararlarının geldiğini görmemize rağmen bu sevinci yaşıyoruz.

Cübbelerin yerlere serildiği ve polis postalları altında ezildiği günden bugüne, her bir ihraç kararı sonrasında  “Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz” diyerek alkışlarla uğurladığımız hocalarımızın, kendilerine yaşatılan hukuksuzluğa ve eziyete rağmen gösterdikleri onurlu ve kararlı duruşun kimlere nasıl dert olduğunu gördüğümüz için seviniyoruz!

Anayasa Mahkemesi’nin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendiren kararı ve imzacı akademisyenler hakkında açılan ceza davalarında verilen “beraat kararları” ortadayken, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun “kurum kanaati” gibi hukuken hiçbir geçerliliği olmayan gerekçelerle verdiği ret kararlarının ardında siyasi iktidara sadakat ve itaat olduğunu çok iyi biliyoruz.

Bugün de üniversite yönetimlerinin yargı kararlarını uygulamakta işi nasıl ağırdan aldıklarına tanıklık ediyoruz. Halbuki, Anayasa Mahkemesi’nin 2022 yılında verdiği kararla “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atmanın bir disiplin cezasına dahi konu olamayacağı hükme bağlanmıştır. Buna rağmen Ankara Üniversitesi yönetimi Ankara 21. İdare Mahkemesi’nin iptal kararlarını Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımakta ya da yargı kararlarını “ivedilikle” uygulamamakta bir sakınca görmemiştir.

Mülkiyeliler Birliği eski Genel Başkanı Dinçer Demirkent’in 30 gün içerisinde göreve başlatılmaması, ilk defa atanacakmış gibi hakkında arşiv soruşturması yapılacağının kendisine iletilmesi bunun en açık örneğidir. Evet, kendisi dün itibariyle (13.03.2023) göreve başlama yazısını tebellüğ etmiştir. Ancak bunun üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmasından sonra apar topar yapılması keyfi ve hukuksuz uygulamaların boyutlarını gözler önüne sermiştir.

Mülkiyeliler Birliği ve Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi olarak çağrımız haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm hocalarımızın görevlerine iade edilmeleridir. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun ret kararlarını yargıya taşıyarak iptal ettiren hocalarımız, Ankara Üniversitesi yönetimi tarafından hızla görevlerine başlatılmalıdır. Görevlerine dönen tüm akademisyenler için telafi mekanizmaları oluşturulmalı, akademik atama ve yükseltme kriterlerinin yeni bir cezalandırma aracı olması engellenmelidir.

Unutulmamalıdır ki bizler, Türkiye’nin en köklü kurumlarına, fakültelerine, bilime ve akademik özgürlüğe ağır darbeler indiren, eleştirel aklı tasfiye etmeyi hedefleyen bu hukuksuzluğun son bulması için tüm gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

Biliyoruz, zamanı geri alamayacak ve açılan yaralarımızın izini silemeyeceğiz. Ancak, ilk gün söylediğimizi bugün de tekrarlıyor ve sözümüzün arkasında duruyoruz! Çiçekleri koparanlara baharın geldiğini, tomurcukların çiçek açtığını ve umudun filizlendiğini hep birlikte müjdeleyeceğiz! Hocalarımıza yaşatılan bu hukuksuzluğun ve onların yaşamlarını alt üst eden bu zulmün faillerinden tek tek hukuk önünde hesap soracağız.”

NE OLMUŞTU?

Barış İçin Akademisyenler, 11 Ocak 2016’da Kürt illerinde süren çatışmaların son bulması ve müzakere koşullarının oluşması için Barış Bildirisi’ne imza atmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akademisyenlere ‘alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı ve ruhu kirlenmiş’ sözlerini yöneltmişti. Yükseköğretim Kurulu, bildiriye imza atan akademisyenler hakkında hukuki işlem yapılacağını duyurmuştu.

Şu an firari olan suç örgütü lideri Sedat Peker de o günlerde “Oluk oluk kan akıtacağız ve kanlarında duş alacağız” ifadesini kullanmıştı.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle 64 kurumdan 406 barış bildirisi imzacısı akademisyen kamu görevinden ihraç edildi.

Barış İçin Akademisyenler’in internet sitesindeki rapora göre, şimdiye kadar 822 akademisyene dava açıldı. 204 akademisyen 15 ay ile 36 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

Anayasa Mahkemesi Temmuz 2019’da bildiriye imza attığı için ‘terör örgütü propagandası yapma’ suçundan mahkûm edilen akademisyenler Füsun Üstel, İbrahim Garip, Yasemin Gülsüm Acar, Ayda Rona, Aylin Altınay Cingöz, Melda Tunçay, İzzeddin Önder, Canan Özbey, Nazlı Ökten Gülsoy, Zübeyde Gaye, Çankaya Eksen ve Ece Öztan’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak