PİRHA- MA ve JİNNEWS’te çalışan gazetecilerin tutuklanmasını Meclis gündemine taşıyan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “Özgür basın her türlü saldırı ve engellemeyle karşı karşıya kaldı. Gözaltına alınıyorlar, haber yapma hakları elinden alınıyor, ekipmanları parçalanıyor. Niye, çünkü yandaş basın değiller. Ne yaşarlarsa yaşasınlar hakikati topluma aktarmaktan vazgeçmediler” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Meclis Genel Kurulu’nda söz alarak Ankara merkezli soruşturma kapsamında Mezopotamya Ajansı (MA) ve JİNNEWS muhabirlerinin tutuklanmasına ve basına yönelik baskılara ilişkin konuştu.
Tutuklanan gazetecilerin fotoğrafını kürsüye bırakan Başaran, Sınır tanımayan gazetecilerin 2022 raporuna göre Türkiye’nin basın özgürlüğü konusunda 180 ülke arasında 149’ncu sırada olduğunu belirtti.
“GAZETECİLER, YAPTIKLARI HABERLER GEREKÇE GÖSTERİLEREK TUTUKLANDI”
Türkiye’de en az 26 gazetecinin şuan cezaevinde olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Başaran, şunları aktardı:
“Gazetecilik faaliyetleri yürüttükleri için rehin tutuyorlar. Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Sarı basın kartları bütün gazetecilerden toplatıldı, bunun yerine başka bir renk, basın kartı verildi. Eskiden habercilik yaptığı için alınan bu kart, bu dönemde birçok engellemelerle karşı karşıya kalıyor. Hatta güvenlik soruşturmasından geçerek bu kartı alıyorlar. 2022 yılı Haziran içerisinde Diyarbakır merkezli operasyon yapıldı, bu operasyonda 19 gazetecinin evlerine eş zamanlı bir baskın yapıldı ve gözaltına alındılar. Bu gazetecilerden 16’sı gazetecilik yaptığı için tutuklandılar. Neydi kendilerine sorulan sorular, örneğin Aziz Oruç MA’ya yaptığı haberler nedeniyle ve sokak röportajları nedeniyle tutuklandı. Safiye Alataş JINNEWS’e, yani dünya ilk kadın ajansı olan JINNEWS’e haber yaptığı için tutuklandı. Elif Üngör, Mehmet Şahin, Mehmet Ali Ertaş, Neşe Toprak bunlarda gazetecilik yaptığı için tutuklandılar. Neşe Toprak kültür sanat programı yaptığı için tutuklandı. Remziye Temel muhasebeci olduğu için tutuklandı, Serdar Altan yine yaptığı programlardan kaynaklı tutuklandı. Suat Doğuhan yapım şirketi sahibi olduğu için tutuklandı.”
“SUÇ İŞLERİ BAKANI PRODÜKSİYON YAPMAYA BAŞLAMIŞ”
Ankara merkezli soruşturma kapsamında 25 Ekim’de yapılan ev baskınlarında gazetecilerin işkenceyle gözaltına alındığını anımsatan Başaran, “Foto roman olarak tarihe geçmiş suç işleri bakanı, bir de prodüksiyon yapmaya başladı. Gazeteciler evden çıkarken başları eğildi, ters kelepçeyle gözaltına alındılar. Bu şekilde basına bir malzeme verilmeye çalışıldı. Tutuklanan arkadaşlarımız kendi beyanlarında söyledi. Yetmedi, Berivan Altan, yanındaki Deniz Nazlım bu görüntülerin çekilmesi için özel bir operasyon yapıldığını söylüyorlar. Bunların çekilmesi için polislerin yelekleri, kamera çekimleri beklenilmiş. Gözaltına alınan Zemo Ağgöz için beş defa çekim istenmiş, istedikleri olmadığı için. Gazetecilere ‘zorluk çıkarmayın başlarınızı eğeceğiz’ demişler. Emniyete varır varılmaz bu görüntüleri servis etmişler. Basın emekçileri gözaltı taciziyle ilk defa yüz yüze değiller. Her türlü saldırı ve engellemeye ile karşı karşıya kalmışlardır. Tacize varan kolluğun şiddeti ile yüz yüze kalıyorlar. Gözaltına alınıyorlar, haber yapma hakları elinden alınıyor. Ekipmanları parçalanıyor. Niye çünkü yandaş basın değiller” diye konuştu.
“ÖZGÜR BASIN HAKİKATLERİ ANLATMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİ”
AKP-MHP sıralarına ‘Sizler de özgür basını takip ediyorsunuzdur’ diyen Başaran, son olarak şunları dile getirdi:
“Takip etmezseniz nasıl bir ülke var. Yandaş basına göre bu ülkede ekonomik kriz yok, ekonomide kaç büyüme var. Zam yok fiyat büyütme var. Zaten Türkiye’de ekonomik kriz yok Avrupa’da var. Bu ülkede en az bir kadın katledilmiyor. Gülistan Doku kaybolmadı, İpek Er ölüme sürüklenmedi, İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti artıyordu ama çekilme kararından sonra azaldı böyle diyor yandaş basın. Dili, kültürü yok sayılan, baskıyla çözülmeye çalışılan Kürt sorunu yok. Çünkü Cumhurbaşkanı, Kürt arkadaşları var. Bütün ülkeye sirayet eden bir tecrit sistemi yok yandaş basına göre. Cezaevlerinde en az 56 cenaze çıkmadı, iktidarın işkenceye ‘sıfır toleransı’ vardı. Diyarbakır cezaevini kültür alanına dönüştürüyor. Yaşam alanlarımız talan edilmiyor yandaş basına göre. Gençlerin üniversitede barınma hakları yok sayılmıyor, parklarda yatmıyorlar. Polis bana ‘seni çivilerim’ demedi. Habip Eksik’in bacağını kırmadı, Habip Eksik kendini yere attı manipülasyon yaptı. İşte sizin yaratmak istediğiniz basın bu. Ama sizin karşınızda Özgür Basın mücadeleye etmeye devam ediyor. Dört duvar arasında da mücadeleye devam ediyor. Bu topluma hepimizin hakikati ulaştırma yükümlülüğü var. Özgür basın katledildi, bombalamalarla yüz yüze bırakıldı, tutuklandı ama hakikati topluma aktarmaktan vazgeçmedi.”
PİRHA/ANKARA
Özgür basın dört duvar arasında da mücadele etmeye devam eder. Çünkü bu topluma hepimizin hakikati ulaştırma yükümlülüğü var. Özgür basın katledildi, bombalamalarla yüz yüze kaldı, gözaltına alındı, tutuklandı ama hakikati topluma ulaştırmaktan vazgeçmedi! pic.twitter.com/veTcTUnzNN
— Ayşe Acar Başaran (@ayseacar_b) November 1, 2022
Yoruma kapalı.