PİRHA-HDP Hatay İl Eş Başkanı Kerem Nalbant, Antakya’da insanların ihtiyaçlarının dağ gibi büyüdüğü, çaresizliğinin hat safhada olduğunu vurguladı. Nalbant, Hatay’da 700 binin üzerinde bir nüfusun kenti terk ettiğinin açıklandığının altını çizerek, “Okulların yıkıldığı, insanların mahallelerinden göç ettiği, barınma sorunu yaşadığı bir ortamda sandığı nereye kuracaksın? Velev ki sandığı kurdun, peki bu sandık güvenliğini nasıl oluşturacaksın? ” diye sordu.
Deprem felaketinin üzerinden bir ay geçmesine karşın, yurttaşların temel ihtiyaçları giderilebilmiş değil. Su, gıda, hijyen malzemesi ve çadır sorununun devam ettiği kentlerde, enkazlar ‘hızlı’ bir şekilde kaldırılıyor. Tarım alanlarına ve Alevi köylerinin bulunduğu alanlara dökülen molozlar tehlike saçarken, Erdoğan çözümü ‘Helalleşme’de buldu. Yurttaşlar helalleşmeyeceklerini belirtirken, iktidar sözcüleri herhangi bir sorunun olmadığını iddia etmeye devam ediyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hatay İl Eş Başkanı Kerem Nalbant ile, geçen bir ay süresinde deprem felaketinde gelinen son durumu ve seçimin deprem bölgesine yansımasını konuştuk.
“İNSANLAR ÇARESİZ VE GELECEKSİZ BIRAKILIYOR”
Nalbant, Antakya’da insanların ihtiyaçlarının dağ gibi büyüdüğü, çaresizliğinin hat safhada olduğu ve bir belirsizliğin ortasında olunduğunu vurgulayarak, “HDP olarak kurmuş olduğumuz koordinasyon merkezinde bunları çok net gözlemleyebiliyoruz. On binlerce insana ulaşma şansını yakaladık. Bir sürü mahalleye gidiyoruz. Orada yıkımın şiddetini, toplumun ne kadar çaresiz olduğunu, ne kadar ciddi manada ihtiyaçlarının her geçen gün biraz daha arttığını çok net görüyoruz. Bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen, azımsanmayacak bir çadır talebinin olduğunun gözlemleyebiliyoruz. Gıda büyük bir sıkıntı arz etmektedir” dedi.
“EKRAN BAŞINDA DEĞİL, GELİP GÖRÜN”
İktidarın TV kanallarına çıkıp güzellemeler yaptığını ancak sahada tam tersi bir durumun olduğuna dikkat çeken Nalbant, “Onların söyledikleri, sundukları güzellemeler ile sahada karşılaştığımız arasında ciddi bir tezatlık var. Ekran başlarında değil, gelin bizatihi sahada bu toplumun ne yaşadığını, ne tür sıkıntılara maruz kaldığını, ihtiyaçlarının ne olduğunu burada görsünler” çağrısında bulundu.
“İNSAN SAĞLIĞINI ETKİLEYECEK TEHLİKELİ BİR SÜREÇ YÜRÜTÜLÜYOR”
Deprem felaketinin yaşandığı kentlerde devam eden enkaz kaldırma çalışmalarında, molozlar ya tarımın yapıldığı tarlalara ya da yaşam alanlarına yakın yerlere boşaltılıyor. Yurttaşlar, sağlıkçılar ve bilim insanları yapılanın insan sağlığını ve toprağın yapısını etkilediğine dikkat çekip, uyarıda bulunurken, molozlar hala aynı yerlere dökülmeye devam ediyor.
HDP İl Eş Başkanı Nalnabt, devleti yönetenlerin herhangi bir plan yapmadan ve uyarıları dikkate almadan süreci yönetmeye devam ettiğine işaret ederek, şunları dile getirdi:
“Düşünün ki Samandağ’da bir taraftan sen çadır kent kurmaya çalışıyorsun. Öbür taraftan da çadır kenti kurduğun yerin dibine molozları döküyorsun. Bu ciddi manada insan sağlığını birinci dereceden etkiliyor. Şöyle bir mantık çıkıyor önümüze; her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım. Geldiğimiz aşama itibariyle her şeyi bilmedikleri ve doğru yapmadıkları aşikardır. Bu işin uzmanlarından fikir almaları gerekir. Örneğin mevcut toplum sağlığıyla ilgili birinci dereceden sorumlu Türk Tabipler Birliği ama gelin görün ki o gün bugündür Türk Tabipler Birliği’yle bir temasın olmadığı, fikrinin, görüşünün alınmadığı ortadadır. Ve bu yanlışlar silsilesi alıp başını gidiyor. Son derece yanlış ve tehlikeli olarak değerlendiriyorum.”
“SANDIK GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANACAK?”
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi 14 Mayıs olarak açıklamasının ardından deprem felaketinin yaşandığı illerde nasıl bir seçim yapılacağı da sorulan sorular arasında. Milyonlarca yurttaşın göç ettiği kentlerde, oyunu kullanma başvuru süresi 17 Mart’ta sona erecek. Bu tarihe kadar ikametgah işlemlerinin yapılması gerekirken, deprem bölgesinde seçim güvenliği tartışma konusu.
Nalbant, Hatay’da yedi yüz binin üzerinde bir nüfusun kenti terk ettiğinin açıklandığının altını çizerek, “Bir sürü mahalle, bir sürü ilçe yerle yeksan oldu. Yani bu koşullarda bizim önümüzde acil ön plana çıkan temel durum seçim güvenliğidir. Okulların yıkıldığı, insanların mahallelerinden göç ettiği barınma sorunu yaşadığı bir ortamda sandığı nereye kuracaksın? Velev ki sandığı kurdun, peki bu sandık güvenliğini nasıl oluşturacaksın? Burada insanların kafalarında ciddi manada soru işaretleri var. Önümüzdeki süreçte problemlerden biri sandık güvenliğidir. Kritik bir seçime giderken, bu şüphelerin ortadan kalkması gerekiyor. Bunun sorumluluğu da iktidarın kendisindedir. Bizler de ittifakımız bileşenleriyle bunun takipçisi olacağız ve bir oyun boşa gitmemesi için her türlü çaba ve çalışmayı yürüteceğiz” ifadelerine yer verdi.
Diren KESER/HATAY
Yoruma kapalı.