Alevi Haber Ajansi

HDP Eş Genel Başkanı Sancar: HDP’ye saldıranlara büyük kaybettireceğiz!-VİDEO

PİRHA – HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada partisine yönelik baskılara dikkat çekerek “Halktan, hakikatten aldığımız bu gücü toplumsal mücadelenin her alanında olduğu gibi seçimlerde de mutlaka ortaya koyacağız. Bu gücü seçimlerin sonucuna mutlaka yansıtacağız” ifadelerini kullandı. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, haftalık Meclis grup toplantısında konuştu. HDP’nin bu haftaki Meclis Grup Toplantısına Ana Fatma Cemevi, DAD yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle konuşmasında ilk olarak basın özgürlüğüne değinerek “Sesin sözün her açıdan kısıldığı bir ortamda görevlerini hakkıyla yerine getirmeye çalışan bütün basın emekçilerini yürekten kutluyorum. Bugün basın özgürlüğü için mücadele günü olarak görülmelidir. Hep bu duygu ve düşünce ile bu yılı geçirmek hepimizin görevidir.” dedi.

“DİYALOĞUN SONU YOKTUR”

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, konuşmasının devamında HDP’ye yönelik baskılara değinerek şunları söyledi:

“Partimize yönelik kumpas, operasyon, dava süreci. Bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Anayasa Mahkemesi’nde sözlü mütalaası vardı. Biliyorsunuz birkaç gün önce Hazine yardımının yatırılacağı hesaplarımıza bloke konulmuştu. Bütün bu gelişmeler Türkiye’de sadece HDP’ye yönelik baskılar olarak görüldüğünde büyük yanılgılar yaşanıyor, büyük tahribatlar ortaya çıkıyor. O nedenle dilimiz döndüğünce, nefesimiz yettiğince bütün bu gelişmelerin Türkiye’nin geleceği ile çok yakından ilişkili olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

Anlamayanlara anlatmak görevimizdir. Sürekli sabırla anlatmaya çalışacağız. İlkemiz budur; söz bitmez, mücadele bitmez. Söz her zaman değerlidir onu kullanmaya becerenler için. Sözün bittiği yer yoktur, ikna ve birlikte çalışmak için diyaloğun sonu yoktur. Bütün halklara hitap etme mecburiyetinin istisnası yoktur. O nedenle bugün bu gerçekleri bir kez daha sizler aracılığıyla bu grup toplantısı üzerinden Türkiye toplumuna anlatmaya çalışacağız.

11 yıl önce HDP’yi ortaya çıkaran fikriyat; bu ülkedeki bütün kimlik ve inançları, ötekileştirilenleri, dışlananları, gençleri, kadınları ve emekçileri eşit yurttaşlığa ve barışa dayalı ortak bir gelecekte demokratik cumhuriyet hedefinde buluşturmaktır. İşte HDP bu hedefle yola çıktı ve siyasi mücadelesini toplumsal mücadele ile birleştirerek bugünlere taşıdı. HDP bu mücadelesinde, Kürt halkının ve Türkiye’nin devrimci demokratik sosyalist tüm güçleriyle, emek ve ekoloji örgütleriyle, kadınlar ve gençlerle ortaklaşmayı esas aldı. Bugün artık HDP milyonların değişim umudu ve ortak siyasi bir mücadele alanına dönüştü. İçine kapanmadı. Hiçbir baskı karşısında yolundan şaşmadı, büyümeyi ve genişlemeyi hedef olarak önüne koydu. Ve kurduğu sağlam ittifaklarla bunu başardı.

“HDP, BOĞAZI SIKILAN TOPLUMUN NEFESİ OLDU

HDP kimseyi ötekileştiremedi, hep genişlemeyi hedef aldı. Sesi kesilmek istenenlerin sesi oldu, boğazı sıkılan toplumun nefesi oldu. HDP yeni yollar yarattı, seçenekler üretti, mücadele yollarını büyüttü. Kürt sorunundan demokrasi, adalet, emek, ekoloji sorununa her alanda ve her meselede bu ülke için söz üretti, siyaset üretti, gerçek çözümler üretti. Nasıl bir gelecek, yerelden merkeze nasıl bir yönetim sistemi, nasıl bir anayasa, nasıl bir ekonomi, nasıl bir demokrasi, nasıl bir toplumsal birliktelik düzeni, nasıl bir yaşam. İşte bütün bu konularda demokrasi, özgürlük ve eşitlik çıtasını en yüksekte tuttu.

Saray’ın, yalanın, talanın, savaşın, sömürünün karşısında dimdik durup halkın ve hakikatin mücadelesini yürüttü. İşte bu yüzden iktidar, siyasetinde büyük kırılmalar yaşadı. İktidarın özgüveni çöktü, geleceği belirleme konusunda hazırladığı planlar bozuldu. Bunu başaran güç HDP’dir, HDP’nin fikriyatıdır. HDP’nin toplumsal ve siyasal mücadelesidir. O nedenle saldırılar artıyor, her geçen gün daha fazla saldırıya maruz kalıyor HDP. Çünkü otoriter, tekçi, sömürücü, talancı rejimin kalıcı hale getirilmesinin önündeki en büyük engel HDP’dir. Bunu en iyi bilen şimdiki iktidar blokudur. Bunu en iyi bilen iktidarı besleyen düzen ve sistem güçleridir. O yüzden el birliği ettiler. Birbiriyle benzemez olanlar, birbirinin boğazına sarılmak için geçmişte fırsat arayan güçler birleşti. Birleştiler ve yeni bir devlet koalisyonu kurdular. Bu koalisyonun temel harcını da Kürt karşıtlığı ve Kürt düşmanlığından kardılar.

HDP’yi halkların ortak mücadelesinin en güçlü adresi ve en hakiki seçeneği olarak gördükleri ve bildikleri için HDP’ye saldırdılar, komplo üzerine komplo kurdular. Dokunulmazlıkları kaldırdılar 2016’da. Ardından 4 Kasım siyasi darbesiyle önceki dönem eş genel başkanlarımız dahil olmak üzere milletvekillerimizi ve yöneticilerimizi tutukladılar. Onları kurmaca davalarla yargılamaya çalıştılar. Operasyonlar kesintisiz devam etti. Her gün gözaltılarla uyanıyoruz. Sanıyorlar ki bu operasyonlar, bu uygulamalar HDP’yi yolundan alıkoyacak, onların yolunu açacak ama tam tersine biz büyümeye devam ettik.

SALDIRANLARA BÜYÜK KAYBETTİRECEĞİZ!

Büyümeye devam ettik, çünkü köklerimiz halkların yüreğindedir, çünkü yolumuz halkların hakikatinin yoludur. Onun için başaramadılar. Şimdi de bu kapatma davasıyla kendilerince bizleri nihai olarak tasfiye edecekler, susturacaklar. Nafile bir çaba olduğunu bir kez daha söyleyeceğiz, söylüyoruz. Söylemekle yetinmeyeceğiz. Bunu her fırsatta onlara yaşatacağız. Başaramadıklarını, başaramayacaklarını göstereceğiz. Bize ağır saldıranlara büyük kaybettireceğiz!

HDP siyasette kutup yıldızı olma işlevini hakkıyla sürdürüyor. İktidarın seçim sürecini siyaseti dizayn etme çabalarına karşı ilkeli tutumunu, kararlı duruşunu her vesileyle ortaya koyuyor. Son örnekte olduğu gibi bütün muhalefete ve toplumsal demokrasi güçlerine yol gösteriyor. HDP, bu toplumun demokrasiye giden yolda kutup yıldızıdır. Bir anayasa değişikliği ile toplumun karşısına çıktılar. Hiçbir samimiyeti olmadığını hepiniz biliyorsunuz, bizler de onlar da biliyorlar. Bu manevralarla varlıklarını sürdürebileceklerini, toplumu kutuplaştırmayla yollarına devam edebileceklerini sandılar. Ama bu oyunu en açık şekilde bozan HDP oldu. Bizim başörtüsü ile bir sorunumuz yoktur, olamaz.

ALEVİLERİN EŞİT YURTTAŞLIK HAKKINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ

“İktidarın seçimlere dayalı bir hesapla başörtüsünü istismar etmesine izin vermeyeceğiz. Bu yolu kapattık ve şimdi muhalefet de bu yolda devam ediyor. Söz veriyoruz; bütün inançların eşit olduğu, bütün halkların özgür yaşadığı geleceği bizler kuracağız. Onlar gibi samimiyetsiz, küçük hesaplara dayalı hamleler ve planlarla değil; halkın en geniş katılımı ve gücüyle inşa edeceğiz o özgürlük düzenini. Hiçbir inanç ayrımcılığa maruz kalmayacak, hiç kimse inancından dolayı yasağa ve baskıya uğramayacak. Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını sonuna kadar savunacağız. İnançlarını yaşamak isteyen bütün toplumsal kesimlerin bu haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Siyaseti dizayn etme amaçlı ucuz hesaplara izin vermeyeceğiz, vermedik de.

UĞRAŞMAYIN BİZİMLE, UĞRAŞIRSANIZ UN OLURSUNUZ UN!

“AKP’ye en ağır yaşattığımız 7 Haziran seçimlerine giderken, bir kuruş Hazine yardımı almış değildik. Ama milyonların gönlünü almıştık. Ceketini satıp bize seçim çalışmalarına katkı veren emekçilerin alın terini almıştık. Bu halkın kendi kimliğini, onurunu ve aydınlık geleceğini savunmak için her türlü fedakarlığa hazır olan halkın yüce yüreğine sığınmıştık. Oradan yürüdük, oradan başardık. Yine oradan yürüteceğiz, yine oradan başaracağız. Ne diyeyim hani, şiirler de ister istemez dilimiz ucuna geliyor. Ekmeği bol eyledik, acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik, geldik bugüne. Ekilir ekin geliriz, bir gider bin geliriz. Uğraşmayın bizimle, uğraşırsanız un olursunuz, un.

Bu operasyonları boşa çıkarmanın yolu da hep birlikte kararlı bir duruş sergilemektir. HDP bunu yapıyor, yapmaya devam edecek. Her alanda ilkelerini en sağlam şekilde tutuyor, mücadelesini en kararlı şekilde yürütecek. Bu ülke seçeneksiz değildir. Şimdiye kadar sanki bu ülkede yaşayanlar iki seçeneğe mahkummuş gibi bir hava yaratıldı. Hayır, inanın iki seçeneğe mahkum değilsiniz. Biz varız, demokrasi güçleri var. Üçüncü yol var. Değiştirmeye geliyoruz, karanlığı dağıtmaya geliyoruz. Siyasetimizle de mücadelemizle de bu yolun nasıl yürünmesi gerektiğini gösteriyoruz.

Bu ülkenin en önemli hakikati, yani Kürt sorununu güvenlikçi anlayışla, savaş politikalarıyla, inkar ve imha anlayışıyla ele alan zihniyetin bu ülkede yarattığı kısır döngü hepimizin gözleri önündedir. Bu kısır döngünün iki tane çarpıcı özelliği vardır. Kan ve kir. Bu kısır döngü kan ve kir üretiyor. Biz bu ülkeyi kandan, şiddetten, kirden, çürümeden kurtarmak için demokratik çözümün, bütünlüklü güçlü bir demokrasinin yolunu gösteriyoruz. O yoldan yürüyerek başarabileceğimizi söylüyoruz. HDP üzerinden boş polemiklere girmenin demokrasi için bir faydası olmayacaktır. Bizler korunaklı köşelerimizden yuvarlak sözlerle mücadele yürütüyor değiliz, hakikatlere gözlerimizi yumarak yol alıyor değiliz; tam tersine hakikatin her yanını bütün gücümüzle çalışarak görme uğraşı veriyoruz.

Biz yolumuza devam edeceğiz. Parti kapatılacakmış kapatılmayacakmış bunların hiçbirine kulak asmayacağız. Daha önce de söyledim. İlk günden çalışmalarımızı başlattık, seçeneklerimizi ürettik. Halktan, hakikatten aldığımız bu gücü toplumsal mücadelenin her alanında olduğu gibi seçimlerde de mutlaka ortaya koyacağız. Bu gücü seçimlerin sonucuna mutlaka yansıtacağız. Ey iktidar bloku: Tehditler, şantajlar oyunlarla bu gerçeği değiştiremezsiniz. HDP var, HDP geliyor, büyük kaybedeceksiniz. Siz kaybederken hepimiz birlikte büyük kazanacağız.

Niye bu kadar kararlıyız, bu kadar bedel ödememize rağmen yolumuzdan bir milim sapmıyoruz, ilkelerimizden taviz vermiyoruz? Enver Gökçe’nin Dost şiirinin bir bölümünü hatırlatacağım.

Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm,

Biz olmasak üzüm göz, kömür göz, ela göz;

Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak;

Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday,

Ayın on beşi;

Biz olmasak Taşova’nın tütünü, Kütahya’nın çinisi,

Yani bizsiz

Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi

Güzel değildir.

Bunu biliyoruz, biz bildiğimiz için var olmakta inatçıyız, ısrarlıyız. Her şey güzel olsun diyedir; anne dizi, kardeş dizi, yar dizi güzel olsun diyedir. Bu mücadele, bu kararlılık umudu dimdik ayakta tutuyor. Çok sevdiğim bir insan hakları savunucusundan bir pasaj aktaracağım ve konuşmamı bitireceğim. Her şeyden önce yüzleşmeye mecburiyetimiz var değişim için diyor ve devam ediyor: “Umutlu olmamız gerektiğine inanıyorum. Umutsuz olursak, dünyayı değiştirip adaleti sağlayabileceğimize inanmıyorum. Yani umut bizim süper gücümüz. Umudumuz başkaları otur dediğinde ayağa kalkmamızı sağlar, sus dediğinde konuşmamızı sağlar, baskılar ve adaletsizlikler karşısında ancak böyle dik durulabilir. Hepimiz nefret, düşmanlık ve korku siyasetine karşı koymaya kararlı olmalıyız. Bu siyaset bizi krize götürür, umut ise bizi başarıya ve aydınlığa götürür. Umudun kaynağı da mücadeledir, mücadeledir, mücadeledir. Başarılar hepimizindir, serkeftin hevalno. Hak yardımcımız, Hızır yoldaşımız olsun.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak