Alevi Haber Ajansi

‘Cezaevindeki gazetecilerle dayanışmayı büyütelim’-VİDEO

PİRHA-DFG Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Esen ve Avukat Resul Temur, cezaevinde bulunan gazetecilerin iddianamelerinin aylar geçmiş olmasına karşın hazırlanmadığına dikkat çekerek, gazetecilerle dayanışmanın büyütülmesi çağrısında bulundular.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) verilerine göre, 87 gazeteci 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü cezaevinde karşılıyor. Diyarbakır’da 16 Haziran 2022’de tutuklanan 16 gazeteci ile Ankara’da 29 Ekim 2022’de tutuklanan 9 gazeteci de 10 Ocak’ı cezaevinde karşılayan gazetecilerden.

DFG Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Esen ve Avukat Resul Temur 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne dair PİRHA’ya konuştu.

DFG Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Esen, gazteci arkadaşlarının tutuklanmasının üzerinden yedi ay geçmesine rağmen herhangi bir iddianamenin olmadığını belirterek, “Kürt gazetecilere yönelik yapılan operasyonun amacı belli olduğu için belli bir yargılama yapılmadan da
Kürt gazetecileri cezalandırılabiliyor” dedi.

“ARKADAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

İddianamenin hazırlanmamış olmasını “Bir senaryo hazırlanıyor” diyerek açıklayan Esen,  Türkiye’deki basın örgütlerinin ve gazetecilerin tutuklu gazetecileri sahiplenmesini önemli gördüklerini ancak yeterli olmadığının altını çizdi.

Gazeteclerin cezaevinde de sorun yaşamaya devam ettiklierini ifade eden Esen, “Çalışma arkadaşları onlara gidip ziyaret edemiyorlar. Bu cezaevleri yönetimleri tarafından yasaklanmış. Gazete, kitap gibi materyallere ulaşmada da problem yaşıyorlar. Özellikle de Kürtçe yayınlar kendilerine verilmiyor. Ama şartlar ne olursa olsun gazetecilik yapan kişiler olarak arkadaşlarımıza sahip çıkacağız ve arkadaşlarımızın bıraktığı gazetecilik çalışmalarını olduğu gibi devam ettireceğiz. Kimsenin kaygısı olmasın” şeklinde konuştu.

“GAZETECİLERE YÖNELİK KEYFİ TUTUKLAMA!”

Avukat Resul Temur da, savcılık makamı ile yaptıkları görüşmelerde dosyaya ilişkin eksikliklerin bulunduğu cevabını aldıklarını aktararak, “Bir dosyada eksiklikler iddianameyi oluşturmayacak düzeydeyse o dosyadan tutuklama kararınında çıkmaması gerekir. Bu kadar uzun süre iddianamenin hazırlanmaması sadece delil arayışı ile ilgili bir durum değildir elbette. Türkiye’de yargısal mekanizmaların sadece devlet odaklı hareket etmesi ve bunun karşılığında elde ettikleri her türlü denetimden yoksun olma imtiyazı da keyfi hareket alanlarını genişletmektedir. Denetimsiz kalan yargı mekanizması gazetecilere yönelik keyfi tutuklamalarla yargılama yapılmadan cezalandırmayı esas alacak şekilde hareket etmektedir” diye konuştu.

“TÜM GAZETECİLERİN MORAL VE MOTİVASYONLARI YÜKSEK”

Avukat Temur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu keyfi tutum karşısında meslek örgütlerinin çoğu tutuklanan gazeteciler ile dayanmışma içerisinde olmuş ve gazeteciliği savunmuştur. Tutuklanan gazeteciler ve onlarla dayanışan meslek örgütlerinin maalesef diğer sivil toplum kuruluşlarından yeterli desteği alamadıklarını düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşlarının toplumla arasındaki en büyük köprünün basın çalışanları olduğunu kabul etmek gerekiyor. Basın özgürlüğüne sahip çıkmayan sivil toplum kurumlarının toplumsal karşılıklarını da yitirmeye başladıklarını düşünüyorum.

Hem Diyarbakır’da hemde Ankara’da tutuklu bulunan tüm gazeteciler moral ve motivasyonlarını sürekli olarak canlı tutmaktadırlar. Cezaevindeki koşullarda bile etraflarındaki oda, koğuş ve hücrelerden haber toplayıp bulundukları cezaevlerinin sesi haline geliyorlar. Cezaevinde istedikleri gazete, dergi ve kitaba ulaşamamaktadırlar, görüşçüleri engellenmekte, mektupları bazen verilmemekte ve bazende geciktirilerek verilmektedir. Tüm bu baskılara rağmen her biri görüşmeyi bitirirken soran ve dayanışan tüm herkese selamlarını iletmektedir.”

PİRHA/DİYARBAKIR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak