Alevi Haber Ajansi

Reklam

HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Bu çöküşü durduracağız-VİDEO

PİRHA- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, bunun bölgeyi savaş düzeni içinde tutma arayışı olduğunu söyleyerek, “Bunu durduracak gücümüz var. Türkiye halklarının geleceği, birbirini besleyen mevcut düzene dokunmayan savaş politikalarına karşı çıkmayan zihniyetlerde değil, tam da mücadelesini yürüttüğümüz üçüncü yol politikasındadır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

Grup konuşmasında Suruç Katliamı’na işaret eden Sancar, “Sizlerin onurlu adalet mücadelesinin önünde ve kaybettiğimiz 33 canımızın hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Bu ülke tarihinin en vahşi katliamlarından biri olan Suruç için adalet arayışı 20 Nisan’da tam 81 ayını dolduracak. Tam 81 aydır, yoldaşlarımızın aileleri, arkadaşları, yoldaşları tüm baskılara rağmen adalet arayışlarını sürdürüyorlar. Katilleri, onlara göz yumanları, onları teşvik edenleri, onların önünü açanları yargılaması gereken mahkemeler, hayatını kaybeden yoldaşlarımızın ailelerine yöneliyorlar. Onlara soruşturmalar açıyorlar, gözaltına alıyor, tutukluyorlar. Biz yoldaşlarımızın düşlerini de ve bu adalet mücadelesini de sonuna kadar omuzlamaya kararlıyız. Düş yolcularımızın hayallerini ve anılarını yaşatacağız. Suruç’u unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.

Reklam

Sancar‘ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Cezaevleri bir ülke yönetiminin aynasıdır. Türkiye’de duvarlar sürekli yükseliyor ve çoğalıyor. Bu duvarların bize gösterdiği tablo şu, hepten zindan rejimine dönmüş bir iktidar gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ölümle sonuçlanan işkence ve hak ihlalleri, hukuksuzluklar, infaz yakmalar, hasta mahpusları ölüme terk etme ve tecrit cezaevinden başlayarak bütün topluma kuşatma altına alma siyaseti şeklinde karşımıza çıkıyor. Eğer gerçekten demokrasi istiyorsak, hukuk ve adalet istiyorsak önce buradan başlamak gerekiyor. En önce ve acil olarak cezaevlerindeki bu zulüm düzenine karşı yüksek sesle itirazımızı dile getirmemiz gerekiyor.

BU DÜZENİ MUTLAKA DEĞİŞTİRECEĞİZ

En başta Kürt halkı olmak üzere, bütün muhalif güçlere, demokratik kurumlara, kadınlara, hak arayanlara karşı şiddet ve saldırı politikaları her geçen gün daha da yoğunlaştırılıyor. Bu iktidar çürümüştür ve çöküş içindedir. Korkusu da buradan gelmektedir. Saldırganlığı da bu korkunun ürünüdür. Korkuyorlar, direnenlerden korkuyorlar topluma gelecek umudu veren mücadele güçlerinden korkuyorlar, bizlerden korkuyorlar, büyümekte olan demokratik mücadelenin sonuç alacağını görüyorlar. O nedenle korkuyorlar. Ama korkunun ecele faydası olmayacaktır. Biz kararlılıkla mücadelemizi bu çizgi de bu çerçevede devam ettirirsek inanın bu iktidarı da göndereceğiz, bu düzeni de mutlaka değiştireceğiz.
BU OYUNA GELMEYİN
Bu iktidar daimi savaş politikalarıyla ayakta duruyor, varlığını savaş politikalarına bağlamış deyip duruyoruz. Bunun da her gün yeni örnekleri çıkıyor karşımıza. İşte şimdi Federe Kürdistan Bölgesine yine bir sınır ötesi operasyon başlatıldı. Bunun adı sınır ötesi operasyon değil, bunun adı apaçık savaş politikalarıdır. Bu politikaların hangi amaçlara hizmet ettiğini ve hangi sonuçları ürettiğinin iyi bilinmesi gerekiyor. Her sınır ötesi operasyondan sonra iktidarın arkasına dizilme alışkanlığının bu ülkede bu düzeni kalıcı hale getirmekten başka bir sonuç yaratmayacağını bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu oyuna gelmeyin. Savaş politikaları ve çözümsüzlükle gidilecek yol sefalettir, yoksullaşmadır ve faşizmin daha da kurumsallaşmasıdır. Savaş politikalarına karşı çözümün tek yolunun diyalog, müzakere ve demokratik siyaset olduğunu söyleme devam edeceğiz.
Faturanın bu ülkenin insanlarına çıktığını her gün görmek ve göstermek zorundayız. Ekonomik krizin halkın yoksullaşması ve açlığa mahkum olması olduğunu hepimizin çok iyi görmesi gerekiyor. Bunun en önemli nedenlerin birincisi Kürt sorununda çözümsüzlüğü ve savaş politikalarıdır. Savaş politikaları devam ettikçe yoksullaşma da artacaktır. Savaşa ayrılan her kaynak bir avuç çevreyi daha da zengin etmekte, bu iktidarın kendini sürdürme hevesini güçlendirmekte. Bu ülkeyi ve toplumu acılara, yoksullara sürüklemektedir. O nedenleri savaş politikalarına dur demeliyiz. Dur da diyeceğiz bu politikaları da durduracağız. Çözümün adresi, yolu, yöntemi bellidir. Neyin çözüm olmadığıysa çok açık ortadadır. Çözüm olmayan şey 40 yıldır devam ede bu politikalardır. Çözüm ise diyalogdur, müzakeredir demokratik siyasettir.

TEMEL ÖNERİMİZ SAVAŞ KARŞITLIĞIDIR 

Görüyorsunuz savaş politikalarının pek çok alanda yıkıcı sonuçları var. Şimdi bir tanesi de gündemin başına oturtulmuş görünüyor. Sığınmacılar meselesi. Suriye’de Kürtler hak kazanmasın, bir hak elde etmesin diye iç savaşı harlayan, körükleyen güçler bugün de o savaşın sonucu olarak bu topraklara gelenlere, nefret kuruyorlar. Onlar saldırılar düzenliyorlar. Şimdi de pogrom planlarını devreye sokuyorlar. Eğer gerçekten bu sorunun çözümünü istiyorsak, tabi ki öncelikli ilkemiz insan onuruna saygıdır. Kim olursa olsun nereden gelirse gelsin, hangi şartlar altında burada yaşamını sürdürüyor olursa olsun, temel ilkemiz insan onuruna saygıdır. Çözüm için temel önerimiz de savaş karşıtlığıdır. Savaş politikalarına karşı çıkacaksınız.

BÖLGESEL BARIŞ SORUNLARIMIZIN TÜMÜNÜN EN ÖNEMLİ ÇÖZÜM YOLUDUR

Şimdi Federe Kürdistan Bölgesine yönelik operasyonların nedeni de bu anlayıştır, çözümsüzlük politikalarıdır, zulüm yoldur. Bundan vazgeçildiği anda, bu ülkede demokratik çözümün yolu açıldığı anda, bütün bölgede barışın yolu da açılacaktır. Bölgesel barış sorunlarımızın tümünün en önemli çözüm yolu, anahtarıdır. Bunu unutmayalım.

Savaş politikalarının yarattığı yıkımın en ağır ve canlı yaşandığı alanlardan biri de ekonomidir. Evet, bu iktidarın savaşa ayırdığı bütçeyi her seferinde dile getiriyoruz. Savaşa politikaları, kaynakları yutuyor, elbette canları da alıyor. Canlar gittikçe bu ülkede acılar derinleşiyor. Yaralar daha da katmerleşiyor. O nedenle, hem canlarımızı hem de yoksulluktan kurtulmamızı sağlamak için bu iktidarın ekonomik politikalarında izlediği yolun temelini de görmemiz lazım.

AÇLIK HAKİKATİN DE ÇIPLAK BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKMASINA YOL AÇAR

Açlık hakikatin de çıplak bir şekilde ortaya çıkmasına yol açar. Bu insanlar bu açlar, yoksullar ordusu, sizin savaş ordularınıza karşı birlikte mücadele ettiğinde, nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalacağınız biliyorsunuz. O yüzden baskı politikalarını sürekli arttırıyorsunuz. Bu sizin sonunuzu engellemeyecektir. Gideceksiniz. Bu ülkenin ezilenleri, emekçileri, emeklileri kadınları gençleri, bu düzeninize bu soygun sisteminize, bu rant ve savaş anlayışınıza itiraz edecek bu itirazı güçlü bir mücadele birlikteliğine dönüştürecek ve yeni bir başlangıcın yolunu da açacaktır. Biz buna demokrasi ittifakı diyoruz. Bunun öncülüğünü yapmaktan, bunun içinde yer almaktan gurur duyuyoruz. Çünkü halklarımıza bu topluma güzel bir gelecek demokratik bir düzen ve insanca bir yaşam vaad ediyoruz. Bunu gerçekleştirecek, gücümüz olduğunu da biliyoruz. Herkesin de buna inanması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğiz.

BU ÇÖKÜŞÜ DURDURACAĞIZ

İşte bir günlük bir aylık, veya bir kaç aylık bir avantaj elde edeceğim kendime, bir rahat nefes alacak alan yaratacağım diye yürütülen politikalar bütün bir toplumu çökertti. Sri Lanka modelinden iyi ders alın. Sri Lanka modelinde o güvenlikçi savaşçı kıyımcı politikalarda ısrar, ülkenin bir bütün olarak iflas etmesine yol açtı. Evet biz buna izin vermeyeceğiz. Savaş politikalarına da bu şekilde karşı çıkacağız, sömürü kalan politikalarına da karşı çıkacağız ve bu ülkenin halklarının bu ülkedeki tüm toplum kesimlerinin ortak mücadelesiyle, bu çöküşü durduracağız.

ÜLKENİN YÜZDE 90’INI YOKSULLUĞA VE AÇLIĞA SÜRÜKLÜYOR

Geçtiğimiz hafta iktidarın yakından tanıdığı birlikte resimler verdiği, tesadüf değil artık nerede suç örgütü lideri varsa, başta İçişleri Bakanı olmak üzere çeşitli iktidar temsilcileriyle fotoğrafları çıkıyor. Bürokrasi, mafya, iktidar ve siyaset ilişkisinin bir resmi de işte burada karşımıza çıkıyor. Bu zatın İçişleri Bakanı dahil herkesle fotoğrafları var. Suç ekonomisi bir avuç uyuşturucu ve savaş baronunu, bir avuç yandaş sermayeyi semirtiyor, ülkenin yüzde 90’ını yoksulluğa ve açlığa sürüklüyor. Bir yandan hayat pahalılığı her gün gelen zamlar, fahiş kiralar, devasa akaryakıt fiyatları ve hayatını sürdürmeye mecali kalmamış milyonlar. Bu ülkenin büyük çoğunluğu. Öbür tarafta ise kirli karanlık işlerle haksız zenginleşme ile büyüyen suç ekonomisi ve suçlular ittifakı. Bunların temelinde de savaş politikaları var. Buradan vatan millet edebiyatı yapacaklar buradan milliyetçi duyguları yükseltip, diğer muhalefet partilerini hizaya sokacaklar hesap bu.

DUR DİYORUZ VE DURDURACAĞIZ

Dur diyoruz ve durduracağız. Başka çaremiz yok. Ne suç ekonomisine ne savaş zihniyetine mahkumuz. Bunu durduracak gücümüz var. Türkiye halklarının geleceği, birbirini besleyen mevcut düzene dokunmayan savaş politikalarına karşı çıkmayan zihniyetlerde değil, tam da mücadelesini yürüttüğümüz üçüncü yol politikasındadır.

HDP’Yİ SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ

Bugün kapatma davasına karşı esas hakkındaki savunmamızı sunuyoruz. Parti Meclisinden de MYK’mızdan da çıkan kararın bütün yansımalarını o titizlik, büyük özveriyle hazırlanan savunmamızda da herkes görecek. HDP’yi sonuna kadar savunacağız. HDP’yi yaşatacağız, büyüteceğiz, çözüm gücüne bu ülkenin ihtiyacı var o güç de biziz.  Ve önümüzde 1 Mayıs var. Bizler 8 Mart’ın, Newroz’un ve 1 Mayıs’ın kardeşliğini ve bütünleşmesini sağladığımız anda işte o çözüm adil bir gelecek demokratik bir düzen onurlu bir yaşam ve kalıcı barış o zaman gerçekleşecek. Şimdi 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Ülkenin her tarafında 1 Mayıs’ı 8 Mart’ın ve Newroz’un ruhuyla kutlayacağız. Çözümün sesini 1 Mayıs’ın meydanlarında hep birlikte haykıracağız. Yolumuz açıktır, umutsuzluğa karamsarlığa yer yoktur kazanacağız, başaracağız.”

PİRHA/ANKARA

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak