Alevi Haber Ajansi

Hatimoğlulları: Kendini ‘sivil polisiz’ diye tanıtan silahlı 2 kişi kapıma dayandı -VİDEO

PİRHA-HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, geçtiğimiz Cuma günü kendilerini polis olarak tanıtan silahlı iki sivilin evinin kapısını zorladığını açıkladı. “Kendini sivil polisiz diye tanıtan kişilerce evimin kapısı zorlandı” diyen Hatimoğulları, Savcılığın olaya dair şikayet başvurusunu almak istemediğini, emniyetten ise 5 gündür resmi bir açıklama yapılmadığını ifade etti.

video eklenecek…

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları kendisine yönelik saldırı girişimine ilişkin HDP Genel Merkezinde basın toplantısı yaptı. Gerçekleştirilen basın toplantısına Eş Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri ve yöneticiler katıldı.

Hatimoğulları yaşadıklarını anlatırken, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede de yaşanan olayın vahametine dikkat çekti.

“KENDİSİNİ POLİS OLARAK TANITAN İKİ SİLAHLI KİŞİ KAPIMA DAYANDI”

Hatimoğulları sürekli kamuoyuyla paylaştıkları ihlalleri ve polis kimliğiyle kaçırma girişimlerini bu ülkenin bir vekili olarak kendisinin de yaşadığını belirterek şunları dile getirdi:

“Bugüne kadar bu ülkede insan hakları ihlallerini buradan çokça ifade ettik. Türkiye’nin dört bir yanında insan hakları ihlalleri, insan yaşamına kast eden davranışlar, polis kimliği göstererek gençlerin kaçırılması, işkence yapılması ve ajanlaştırma faaliyetleri son zamanlarda sıklıkla yaşadığımız meselelerdi. Bunlardan bir benzerini bu ülkenin bir vekili olarak ben yaşadım. Geçtiğimiz Cuma günü, kendini “sivil polisiz” diye tanıtan iki kişi kapımın zilini zorlayarak ve ısrarla evin içine girmeye çalışarak bir baskı oluşturdular.

Zil çalınmasıyla birlikte mercekten baktım ve kapıyı açmadım. Onlar bizim içeride olduğumuzu biliyorlardı, takip de vardı. Israrla “biz sivil polisiz” diyerek ve kapıyı zorlayarak zile basmaya devam ettiler. Ben de “milletvekiliyim, evime bu şekilde ne bir polis ne de başkası girebilir” dedim. Kapıyı açmayacağımı, neyle karşılaşacağımı bilmediğimi, emniyete haber vereceğimi söyledim. Israrla polisiz demeye devam ettiler. Bu durum birkaç dakika devam etti. Bu sırada ben partili arkadaşlarıma ulaştım, emniyete haber verdik.”

“SAVCILAR ŞİKAYET DİLEKÇEMİZİ ALMADI, NÖBETÇİ SAVCI NÖBETÇİ OLDUĞUNU İNKAR ETTİ”

Kapısının zorlanmasının altındaki kastın resmi kurumlarca açıklanmasını beklediğini ifade eden Hatimoğulları sözlerine şu şekilde devam etti:

“Onlar merdivenden inip gittiler, Esat Dörtyol’a doğru yürüyerek uzaklaştılar. Bu, münferit bir olay değildir. Bir milletvekilinin kapısı bu şekilde zorlamalarının, ısrarla vekil olduğumu söylememe rağmen neden geldiklerini açıklamayarak ısrarla kapıyı zorlamalarının altında yatan kasıtları ve resmi kurumlarca yapılacak açıklamaları bekliyoruz.

Bununla ilgili emniyete, savcılığa gerekli başvuruları yaptık. TBMM Başkanlığına başvuruda bulunduk. Dün karşılaştığımız ilginç bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Avukatım savcılığa gidiyor, suç duyurusunda bulunmak için yaklaşık 7-8 savcı dolaşıyor. Savcılar dilekçeyi almama konusunda direnç gösteriyor. Nöbetçi savcı “ben nöbetçi savcı değilim” diyerek dilekçeyi almamaya çalışıyor. Avukatım savcılık çizelgesini getirip önüne koyduktan sonra dilekçeyi almak zorunda kalıyor.

Emniyet ile yapılan görüşmelerde eğer resmi bir gelişse bildirilsin dedik. Emniyet “evet, şüpheli bir durum söz konusu” dedi. Hala bize bu şüpheli durumun ne olduğuna dair bilgi vermediler. Deliller karartılmadan kameraların izlenmesini istedik ama yapılmış resmi bir açıklama yok. Olayın üzerinden 5 gün geçiyor, bir milletvekilinin kapısı silahlı iki kişi tarafından zorlanıyor ama şikayetlerimizi hemen yapmamıza rağmen tatmin edici bir açıklama yapılmamış olması büyür bir kaygı uyandırmıştır.”

“YETKİLİLER GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMELİDİR”

‘Bu baskılar bize geri attıramayacak’ diyen Hatimoğulları son olarak; “Hangi amaçla kim nasıl geldiyse, kafasında neyi planlıyorsa, bu kurguda HDP’ye ve HDP’lilere dönük bir baskı kurmayı amaçlıyorsa yanılıyor. Vekil olarak dokunulmazlığımız var ama bu ülkenin milletvekilinin evine böyle hoyratça giriliyorsa ve Ankara’nın en işlek caddesinde bu olay açığa çıkarılamıyorsa bu şaibeleri artırır. Bu kadar sokak kamerasının olduğu yerde bunlar açığa çıkarılmıyorsa bu şüpheleri artırmaktadır. Bu baskılar bize geri attırmayacak. Gözdağı verenler, ülkeyi kaotik ortama sürüklemeye çalışanlar bilsin ki buna izin vermeyeceğiz. HDP bu anlamda bedel ödemiştir. Bu geleneğin temsilcileri olarak da sade bir yurttaş olarak da hiçbir şekilde bu baskıları ve hukuksuzluğu kabul etmediğimizi, hukuksal ve demokratik mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ediyorum. Bir an önce yetkililer görevlerini yerine getirmeli, tatmin edici açıklamada bulunmalıdır” şeklinde konuştu.

“BU MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİL”

Hatimoğullarının ardından söz alan Ümit Dede ise şunları aktardı;

Sizler de takip ediyorsunuz; bu münferit bir olay değil. İlk kez milletvekilimizin başına gelen bir olay değil, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaçırmalar, tehdit, şantajlar ve kaybettirmeler olağan hale getirilmeye çalışılıyor. Sadece bir yılda MYK Üyemiz Serhat Aktemur, Diyarbakır’da gündüz ortasında kaçırılıp ıssız bir alanda darp edilip tehdit edilmiş ve serbest bırakılmıştır. Yine PM Üyemiz Celalettin Yalçın İstanbul’un göbeğinde kaçırılmış ve ıssız bir alana götürülerek feci şekilde darp edilmiş, telefonu ve parası gasp edilmiş, çırılçıplak bir şekilde otoyolu kenarına bırakılmıştır. Sincan İlçe Eşbaşkanımız Fatma Kılıçarslan, gündüz vakti Ankara Ostim’de kaçırılmaya çalışıldı. Duyarlı vatandaşların müdahale etmesine rağmen kendilerinin polis olduğunu iddia eden kişiler Fatma arkadaşımızı zorla kaçırmaya çalıştı, tehdit ettikten sonra serbest bıraktı.

Tülay vekilimizin yaşadığı bu olay ilk değil ama önemli bir husus var. Bu kaçırma olayını gerçekleştirenler ne kadar pervasız ve korkusuz olduklarını Ankara’da bir milletvekilinin evine silahlı giderek gösterdiler. Bu ülkenin başkentinde milletvekilinin evine gidebiliyorsa, silahlı olarak kapısı zorlanıyorsa bu ülkede hiçbir vatandaşın hukuki ve can güvenliği yoktur. Celalettin Yalçın, kendisini tehdit edenlerin “seni bırakınca açıklama yapacak ve suç duyurusunda bulunacaksın ancak bizi soruşturacak kimse yok, kimse bizi tanımaz, bizi kimse bulamaz” dediklerini söyledi. Biraz önce vekilimiz, avukatının Ankara Adliyesinde yaşadıklarını anlattı. Celalettin arkadaşımızı kaçıranların söylediği demek ki bir gerçeklik ifade ediyor. Bu kişileri soruşturacak kimse yok mu eğer öyle ise ya İçişleri, Adalet Bakanlığı dahil olmak üzere kolluk ve adli teşkilat bunları araştıramayacak kadar bu yapının arkasındaki güçten korkuyorlar ya da bizzat ülkenin İçişleri Bakanı tarafından polisin haberdar olduğu başkaca bir yapılanmaya gidilmiş.

5 gün önce Ankara’nın göbeğinde yaşanan bu olayda ne milletvekilimize ne de avukatına bir bilgi verilmiş değil. Bir cezasızlık ve soruşturmamazlık durumu söz konusu. Elbette bu yöntemler bizi haklı yolumuzdan vazgeçirmeyecek. Elbette biz kararlılıkla bugün değil yarın da 10 yıl sonra da olsa hukuk mücadelemizi kararlılıkla yürütecek ve bu hukuk dışı yöntemleri uygulayan gaspçıların, katil kılığına bürünmüş olanların tespit edilmesini sağlayacağız. Hak ettikleri cezayı almalarını sağlayacağız. Bugün için de tüm duyarlı toplumsal kesimleri bu konuda sessiz kalmamaya, bu konunun üzerine kararlılıkla gitmeye davet ediyoruz. Bu ülkenin başkentinde TBMM’nin üyesi olan bir arkadaşımızın can ve hukuki güvenliği yoksa bu ülkede hiçbir vatandaşın can güvenliği yoktur. Hukukun üstünlüğünü savunan tüm vatandaşların bu yasa dışı olayı açığa çıkarması gerekir.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak