PİRHA- Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eyleminde konuşan gözaltından kaybedilen Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, “Adalet istiyorum, adalet, adalet… Başka bir şey değil” dedi.
Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 678’inci kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde bu hafta 21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra cenazesine ulaşılan ve kayıplar mücadelesinin sembol ismi olan Hasan Ocak’ın failleri soruldu. Yere bırakılan “Failler belli, kayıplar nerede?” pankartının üzerine kırmızı karanfiller, Hasan Ocak’ın fotoğrafları, bağlaması ve dinlediği kasetler bırakıldı.
Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’n da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin katıldığı eylem öncesi Ocak’ın sevdiği ezgiler de dinletildi.
“İŞKENCE İZLERİ RAHATLIKLA GÖRÜLEBİLİYORDU”
Eylemde konuşan Cumartesi İnsanları’ndan Nimet Tanrıkulu ise, kayıp yakınları mücadelesine başladıklarında Hasan Ocak’ın akıbetini sorarken ki anılarını anlattı. Nimet konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Hasan’ı her yerde aradık. Adli Tıp’ta ve bütün cesetlere bakıyorduk. Hepsi Hasan olabilirdi. Bir tanesinin Hasan olabileceğini düşünmek, anlatamam… Hasan’ı kimsesizler Mezarlığı’ndan çıkardığımız anı da unutamam. Tarif edemeyeceğim iki mezar arasında dar bir yere gömülmüştü. Ayakkabı bağcıkları boynundaydı. İşkence izlerini rahatlıkla görebilirdiniz. O tanıklık bambaşka bir şeydi. Hasan’dan sonra bu meydanda oturma ve adalet arama mücadelemiz başladı.”
“ADALET, ADALET…”
Dava sürecini ve o süreçte karşılaştıkları hukuksuzlukları anlatan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise, “Hukuki mücadelemiz devam edecek” dedi.
Daha sonra söz alan ve konuşmakta zorlanan Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak ise şöyle dedi: “23 yıldır burada bekliyorum. Katilin bulunması ve adalet istiyorum. Arkadaşlarımızla bu yola çıktık. Adalet istiyorum, adalet, adalet… Başka bir şey değil.”
“BU KENTİN HER YERİNDE BİR ANIMIZ VAR”
“Hasan’ın sofrasına hoş geldiniz” diyerek söze başlayan Hasan’ın kardeşi Maside Ocak da, “Hasan’ımıza adalet istememizden bu yana hafızalarımızda 2 fotoğraf var. Birincisi elimizde tuttuğumuz ailemizin güleç yüzlü çocuğu Hasan’ımıza ait olan fotoğraf. Bu meydanda yer alan her tiyatro, her sinema salonunda bir anımız var. Bu kentin her sokağında Hasan ile bir anımız var. Sadece biz değil bu kentin çocukları, Hasan’ın dostları da bu meydanda Hasan’ı bekliyor. İkinci fotoğraf ise Hasan’ı bulduğumuzda paramparça edilmiş yüzünün fotoğrafıydı. O fotoğraflarda gördüğümüz şey öfkeydi. O kadar çok şey anlatıyordu ki insanlığın ve vicdanın öldüğünü… Bizim hafızamıza da dün, bugün ve yarınımızın ısrarı, katillerden hesap sormamızdaki inadımız olarak geçti. Dün olduğu gibi işlenmiş insanlık suçlarına ve katillere karşı Hasan’ı ve o 2 fotoğrafıyla birlikte duracağız” diye belirtti.
Maside’nin konuşması sırasında 10 yaşlarındaki yeğeninin amcasının fotoğrafını taşırken etrafa soran gözlerle bakması duygusal anlar yaşattı.
SON GÖZALTISINDA ‘BİR DAHA GELİRSEN BURADAN SAĞ ÇIKAMAZSIN’ DENİLMİŞTİ
Yapılan konuşmalar ardından bu haftaki basın metnini ise Gazeteci Pınar Gayip okudu. Hasan Ocak daha önce iki defa gözaltına alındığı ve son gözaltısında “Bir daha gelirsen buradan sağ çıkamazsın” diye tehdit edildiği için ailesinin hemen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ve İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na başvurduğunu söyleyen Pınar, şöyle devam etti:
İŞKENCE GÖRDÜ, KİMSESİZLER MEZARLIĞI’NA DEFNEDİLDİ
“23-28 Mart 1995 tarihleri arasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında tutulan iki kişi, Hasan’ı şubede gördüklerini söyledi. Yine Hasan Ocak’ın ismini gözaltına alınan kişilerin parmak izi listesinde gördüklerini açıklayan 2 kişi daha vardı. Bir başka tanıksa, şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştuklarını duyduğunu söyledi. Ocak ailesi TBMM, Başbakanlık, Bakanlıklar, savcılıklar, hastaneler ve Adli Tıp nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak başvurdukları her yerde ‘Bizde yok’ cevabıyla karşılaştı. Devletin tüm engellemelerine karşı, aylar süren ısrarlı bir arayışın sonunda Adli Tıp Kurumu kayıtlarından Hasan’ın izine ulaşıldı. Ailesi her yerde Hasan’ı ararken onun ağır işkence izleri ile dolu cansız bedeninin, tüm resmi makamlardan geçirilerek ‘Kimliği meçhul kişi’ olarak gizlice Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiği gerçeği açığa çıktı. Tüm veriler Hasan’ın işkence ile öldürüldüğünü doğruluyordu. Bu gerçek karşısında dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, ‘Toplumdan hükümet adına özür diliyorum’ dedi.”
HUKUKİ GİRİŞİMLER SONUÇSUZ KALDI
Hasan’ın faillerinin bulunup yargılanması için yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığını kaydeden Pınar, “Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın 1995/1075 hazırlık numarasıyla takip ettiği dosyada, rutin yazışmalar dışında bir işlem yapılmadı. Dosya takipsizlik ve zamanaşımı kararlarıyla kapatılmak istendi. 29 Kasım 2016 tarihinde zamanaşımı kararına itiraz başvurusu yapıldı. İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği zamanaşımı kararını kaldırdı ve CMK 173/3 Maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Ancak bugüne kadar dosyada kayda değer bir gelişme yaşanmadı. AİHM’e taşınan davada ise Mahkeme, Hasan Ocak’ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşullarının belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediğini tespit etti. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2’nci maddesini usul yönünden ihlal ettiğine karar verdi” diye kaydetti.
“HASAN İÇİN ADALET”
Pınar son olarak şöyle dedi: “Artık yeter. Hasan Ocak ve tüm kayıp dosyalarında yargılama faaliyetlerinin tarafsız ve bağımsız biçimde, evrensel hukukun ilkelerini esas alarak gerçekleşmesini istiyoruz. Hasan Ocak’ın güvenlik güçlerince gözaltına alındığını ve onların kontrolü altında öldüğünü doğrulamaya yetecek veriler mevcuttur. Soruşturma olayın tam olarak nasıl meydana geldiğini belirleyecek; sorumluları tespit edecek ve cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte yürütülmelidir. Hasan Ocak için adalet istiyoruz” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.