PİRHA – DAD Mamak Şube Ana Fatma Cemevi Eş Başkanı Hasan Altun, 31 Mart seçimleri sonrası çıkan sonucu, “Alevi toplumunun talepleri yerel yönetimlerce karşılık bulursa kazanım olarak yorumlanabilir. Aksi takdirde kaybedeni yalnızca Aleviler olmaz” diye yorumladı.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Mamak Şube Ana Fatma Cemevi Eş Başkanı Hasan Altun, yerel seçim sonuçlarını yorumladı. “İktidar, Alevi toplumuyla birlikte tüm devrimci demokratları tehdit unsuru olarak gördü” diyen Altun, seçim sürecinin baskı ve gözaltılar içinde, antidemokratik bir ortamda yapıldığını söyledi.
Altun ayrıca “Demokratik kesimler olarak tekçi, ırkçı, Nemrudi zihniyet ittifakına karşı barış, demokrasi ve eşitlik talebini dillendiren düşünceye sahip çıkıldı. Belediyelerin tüm toplum kesimlerini bir araya getiren, ötekileştirmeyen, sorunları çözen, üretimden yana bir anlayış içinde olmasını istiyoruz” dedi.
Alevi toplumunun seçimlerde net bir kazanım sağlayamadığını da ifade eden Altun, “İktidarın tüm inkâr ve ret söylemlerine karşın kimlikler ve inançlar arasında yaratmak istediği ayrıştırıcı politikalara karşı birlikte yaşamı örgütlemek adına atılacak adımlar önemlidir. Alevi inancının talepleri yerel yönetimlerce karşılık bulursa kazanım olur, aksi takdirde kaybedeni yalnızca Aleviler olmaz” dedi.
“FARKLI İNANÇ VE KÜLTÜRLERE EŞİT YAKLAŞILMALI”
Altun, Ankara, İstanbul ve diğer büyük illerdeki değişimin önemli olduğu vurgusu da yaparak şöyle devam etti:
“Belediyeciliğin asli görevi sağlık, barınma, çevre, gıda, ulaşım, kültürel ve sosyal alanda ihtiyaçların karşılanmasıdır. Bu doğrultuda yerelde yaşayan farklı inanç ve kültürlerin taleplerine saygılı eşit yaklaşılırsa demokratik bir toplumu inşa etmiş olunur. Yükümlülüklerini, yani asli görevini yerine getirmesi gereklidir. Dini tesis alanlarının demokratik çerçevede kullanılmasına zemin hazırlamalıdır.”
“KAZANIMLARINI BASKI İLE ELDE ETTİLER”
Alevi katliamlarının yaşandığı Sivas, Çorum, Maraş gibi illeri AKP’nin kazanmış olmasına da işaret eden Altun, “Bu süregelen devlet ideolojisinin yansımasıdır” diyerek şunları söyledi:
“Söz konusu tablo katliamdan kurtulan halkın göç etmesi sonucu boşalan alanlara devletin müdahalesiyle karşıt görüşte olan insanların yerleştirilmesi sonucudur. Yakın süreçte Maraş’ta, Divriği’de selefi, cihatçı çetelerin bölgeye yerleştirilmesi gibi… Ayrıca Alevi köylerine kendilerine oy çıkmaması halinde hizmet verilmeyeceği konusunda dayatılan baskılar sonucunda bir kazanım elde edilmiştir.”
Altun’un altını çizdiği bir diğer konu ise AKP’nin Dersim’de artan oy oranı oldu. “Devletin 1938’den günümüze Dersim üzerine uyguladığı politikaları görmek gerekir” diyen Altun şöyle devam etti:
“Dersimin kayıp çocuklarına bakmak gerekir. 5 bin Dersimli çocuğun cemaat okullarına gönderilmesi, Reya haq merkezli inancın ocak, pir, talip ilişkisinden koparılması, musahiplik, kirvelik gibi değerlerin hiçleştirilmesi, Xızır kültürü ve inanç geleneğinin asimilasyona; yani kültürel soykırımla Sünnileştirilme, Şiileştirilme ve Türkleştirilme politikalarına karşı kendini koruyamaması gibi birçok politika mevcut. Zorunlu din dersleri adı altında dayatılan gerici eğitime Alevilerin gereken tepkiyi vermemesi, yetersiz kalması sonucunda da Alevi çocuklarının DAİŞ’e yönlenmesi kaçınılmaz oldu. Resmi ideolojinin politikası seçimlerde açığa çıktı.”
Cebrail ARSLAN – Eren GÜVEN / ANKARA
Yoruma kapalı.