PİRHA- Alevi kurumları ve yöre dernekleri, Tuzluçayır Mahallesi’nde düzenledikleri etkinlikle halk ozanı Feyzullah Çınar’ı andı.
Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şubesi, Ana Fatma Cemevi, Ankara Dersimliler Derneği, Ankara Vartolular Derneği ve Yuva ve Külahlı Köyleri Derneği, düzenledikleri etkinlikle halk ozanı Feyzullah Çınar’ı andı.
Mamak Tuzluçayır Mahallesi’ndeki Feyzullah Çınar Parkı’nda yapılan anmaya çok sayıda yurttaş katıldı.
‘Feyzullah Çınar Bin Yıldır Saz Çalan Ozandır’ sloganıyla düzenlenen etkinlik programı dara duruşla başladı. Anma programının açılış konuşmasını Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak yaptı. Karabudak sunumunda; “Bizde yol vardır. Yol süren ozanlarımız vardır. Şiir okuyan, deyiş söyleyen, Cem tutan… Yol bugüne kadar onların sayesinde gelmiştir. Feyzullah Çınar da bu yolun evlatlarından birisidir” dedi.
“DİK DURUŞU, HALKI TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLDİ VE HALK OZANI KİMLİĞİNİ KAZANDI”
Ana Fatma Cemevi yöneticilerinden Melahat Teke, halk ozanı Feyzullah Çınar’ın biyografisini okudu. Teke şunları dile getirdi:
“Hak ve hakikat için dünden bugüne bedel ödeyen, işkence gören, bu yolda canını veren tüm canlarımız için özümüz dardadır. Feyzullah Çınar, 15 Kasım 1937 yılında Sivas’ın Divriği ilçesi Çamşıh yöresi Gürpınar (Çamoağa) köyünde doğdu. Küçük yaşta saza merak saran ozanımız dönemin aşıklık geleneğini sürdüren, Çamşıh’a gelen büyükIerini ilgiyle takip etti. Ayrıca Avrupa ülkelerinde Alevilik ve halk ozanlığı hakkında konferanslar verdi. Radyo ve televizyonlarda programlar yaptı, konserler düzenledi. Çınar örgütlenmenin gereğine inandığı için OZAN-DER kuruluşunda da yer aldı. Bu arada plak ve kaset çalışmaları, konserler, dergi ve gazetelerle söyleşiler ve çok kısıtlı da olsa TRT’de programları devam etti. Tiyatro çalışmalarında Pir Sultan Abdal’ı canlandırdı.
Toplumsal açıdan zor yıllardı. Devrimci ve emekçilerin üzerindeki baskılar Çınar’ı deyişlerin yanında bugün dahi söylenmeye cesaret edilemeyen ağıt ve türküleri söylemeye itti. Çınar’ın bu çıkışları, dik duruşu, halkı tarafından ödüllendirildi ve halk ozanı kimliğini hak ederek kazanan ender kişilerden oldu. Bu başkaldırısı, halkının sevgisi yanında Çınar’a yasaklar, işkence ve cezaevi kapılarını açtı. Türlü baskı ve yasaklara rağmen Çınar, kısa yaşamına 80 tane 45’lik plak, 4 adet Long Play, 20’ye yakın kaset 200 yakın eser, sayısız halk konseri ve turne sığdırdı.
Hakk’a yürümesinin ardından Feyzullah Çınar’a Tuzluçayır’da adını taşıyan bir park yapıldı ve içine de heybetini yansıtan heykeli dikildi. Yaşar Kemal ‘Feyzullah Çınar bin yıldır saz çalan bir ozandır’ demiştir. Alevi hakikatinin sırrına eren, hak ve hakikat yolunda emek veren bedel ödeyen, bin yıldır saz çalan büyük ozanımız Feyzullah Çınar’ı bir kez daha saygıyla anıyoruz.”
“FRANSA’DA HALK OZANLIĞI KÜRSÜSÜ VARDI, BURADA ÇÖPÇÜLÜK YAPIYORDU”
Çınar’ın biyografisinin okunmasının ardından kendisini tanıyan yakınları ve arkadaşları söz alarak duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.
Madımak Katliamı’nda kardeşini yitiren Hüseyin Karababa, şu aktarımda bulundu:
“Feyzullah amcayı yakından tanıyan birisiyim. Feyzullah amcanın heykelini bu parka koyduk anısını yaşatmak için ancak geçtiğimiz yıllarda bu heykelin sazını kırdılar. Uzun bir süre de yapılmadı. Uzun süre kırık saz yerde kaldı. Biz tekrardan sahip çıktık ve heykeli yeniden yaptırdık.
Feyzullah Çınar nerede ne konuşacağını bilen çok iyi bir adamdı. Saygıdeğer bir insandı. Üzülerek şunu söylemeliyim ki Feyzullah Çınar’ın Fransa’da kürsüsü var, halk ozanlığı kürsüsü… Bu kadar değer kazanmış bir adamdır. Ama maalesef sosyal demokratların belediye başkanlığını aldıkları Ankara’da Feyzullah Çınar’a çöp toplamayı layık gördüler. Feyzullah Çınar çöpçü olarak öldü. Elinde çöp süpürgesi vardı öldüğü zaman. Alevi Dede geleneğini bilinçli olarak ayaklar altına alan, itibarsızlaştıran bir mantıkla çok uzun zamandan bu yana uğraşıyoruz. İçinde bulunduğumuz durum da yol büyüklerimizin eline çöpçü süpürgesini vererek aşağılayarak, küçümseyerek, onu ozanlık geleneğinden kopartan bir mantıktır. O da bunu kaldıramadı ve kahrından öldü. Çünkü sistem onu o kadar çok sıkıştırmıştı ki ekmek yiyecek hali bile yoktu. Hiç kimsenin sahip çıkmadığı bir ortamdaydı. Gidebileceği her yer kesilmişti, izole edilmişti. Belediyede dedi ki, ‘Gel sana çöpçülük vereyim, sen buraları süpür. Ekmeğini de öyle kazan’. Böyle onurlandırdılar büyük ozanı. Saygı ile anıyorum kendisini.”
“BATIDA ÇOK SATANLAR LİSTESİNDE BİZDE ESAMESİ OKUNMUYOR”
Feyzullah Çınar’ın akrabası Şehriban Metin ise; “Buradaki bu sessizlik, kimsesizlik beni çok yaralıyor. Heykeli merak edip gelen bile yok. Feyzullah amca bizim yakın akrabamızdı. Çocukluğumuzda biz Divriği’de otururken evimize gelirdi. Babamın inanılmaz saygı duyduğu, saatlerce dinlediği, benim onların muhabbetlerine defalarca tanık olduğum büyük bir isim. Akrabamdan öte edebiyatın içerisinde halk ozanlığı geleneği olan birisidir. Çok güçlü bir ses biliyorum ama hepsinden önemlisi çok güzel bir yüreği vardı ve çok cesurdu. Feyzullah Çınar, yurtdışında 60’ların 70’lerin 80’lerin seslerinden çok satanlar listesine giriyor. Batı ile kendimizi sanat anlamında kıyaslarsak çok geriyiz ama bizde esamesi okunmuyor. Yaşadığı yerde de kimse merak edip de heykelin etrafında toplanıp bir şey yapmıyor. Bu çok üzüyor beni. Saygı ile anıyorum kendisini” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından yapılan anma etkinliğine Murat Yılmaz, Hüseyin Karababa ve Hıdır Çelebi’nin söylediği deyişlerle son verildi.
Alevi kurum ve yöre derneklerinin gerçekleştirdiği etkinliğe Mamak Halkevi, Alınteri, Divriği Kültür Derneği ve Türkiye İşçi Partisi de destek verdi.
Sabri MERAL
Yoruma kapalı.