Alevi Haber Ajansi

Reklam

Görevden alınan 3 belediye eş başkanından basın toplantısı-VİDEO

PİRHA- Yerlerine kayyıma atanan belediye eşbaşkanları bugün İstanbul Elite Worl Otel’de basın toplantısı gerçekleştirdi. Basının sorularını yanıtlayan eşbaşkanlar nasıl bir belediye devraldıklarını ve zorluklarla hizmet etmeye çalıştıklarını anlattı.

Haberin Videosu

Reklam

HDP’nin Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine 19 Ağustos tarihinde kayyım atanmıştı. Kayyımlara karşı halk sokaklarda eylemlerine devam ederken HDP de kayyımlara karşı yol haritasını açıklamıştı. Bugün de yerlerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan, İstanbul Elite World Otel’de basın toplantısı gerçekleştirdi.

Toplantıya HDP Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Sedat Şenoğlu katıldı.

İlk olarak söz alan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, 19 Ağustos gecesi siyasi bir darbe yaşadığına vurgu yaparak, “Halkın iradesi gasp edildi. Bu iradeye sahip çıkma gibi bir sorumlulukla buradayız” dedi.

19 Ağustos’ta kendilerine iletilen görevden uzaklaştırma yazılarında 1 Nisan’da valilerin İçişleri Bakanlığına yazı yazdıklarını gördüklerini belirten Türk, kayyım atamalarının doğru olduğu algısının yaratılmak istendiğini ve darbeyi meşrulaştırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti.

“KAYYIM 1 NİSAN’DA ATANACAKTI”

Türk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birilerini düşman ilan ederek muhalefeti susturmak için yalanlarla bu süreci götüren bir anlayışla karşı karşıyayız. Daha göreve başlamamışız ama belediye başkanları farklı yerlere para aktarmışlar gibi açıklamalar yapılıyor.

Mardin belediyesi yeni büyükşehir oldu. 63 milyon borçla kayyım belediyeyi devretti. 31 Mart’ta geldiğimde belediyenin 406 milyon borcu vardı. Kayyım gittiği gün işçilerin maaşını ödeyecek para bile yoktu. Belediyede bir kuruş yok, işçilerin parası ödenememiş bizim farklı yerlere para aktardığımız konusunda açıklamalar yapılıyor. Biliyoruz ki eğer İstanbul’daki seçimler belirsiz bir durumda olmasaydı 1 Nisan’da valilerin yazısı üzerine kayyım atanacaktı. Ama İstanbul’da belirsiz bir süreç olduğu için kayyım atama süreci uzadı.

HERKESİN KARDEŞÇE YAŞADIĞI BİR TÜRKİYE MÜCADELESİ

Biz demokratik siyasete inanan insanlarız, halkımıza hizmet için varız. Makam, koltuk için siyaset yapmadık. Eğer yapsaydık devletin bu zulüm politikasına boyun eğerdik. Tüm halklarımızı demokratik ortak değerlerde buluşturmaya yönelik bir siyasetimiz var. Herkesin kardeşçe yaşadığı bir Türkiye mücadelesidir esas mücadelemiz. Özellikle demokrasiden korkmuş iktidarlar birilerini düşman ilan ederek kendilerini yaşatmaya çalışıyorlar. Bunun yanlışlığını dile getiriyoruz. Türkiye’de 20 milyon nüfuslu Kürt halkı devletin kendilerini kucaklamasını bekliyor. Bugün yürütülen siyaset Kürtleri potansiyel tehlike gören bir siyasettir. Bu siyaset kimseye yaramaz. İnanıyoruz ki bir gün gerçekten toplumu kucaklaştıracak ve ortak değerler etrafında birleştirecek bir mantık ortaya çıkacaktır. Biz hala demokratik siyasetle bu işin çözüleceğine inanıyoruz.”

MARDİN BELEDİYESİNİN KAYYIM DÖNEMİ BORÇLARI

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türk, belediyenin kayyım dönemi ve kayyımdan sonraki dönem borçlarıyla ilgili de şunları söyledi:

“4 aydan beri Mardin’de belediye başkanlığı görevini yürütüyordum 19 Ağustos’a kadar. Elbette ki belediye başkanı seçildiğimizde günde 300-500 insanın gelip ziyaret ettiği bir belediye. Çayıydı, kahvesiydi, suyuydu 220 bin liralık bir fatura çıkmış ancak bütün belediyenin yani genel müdür, daire başkanları tüm gelen misafirlere yapılan harcamalar. Kendilerini aklamak için yeni bir şeye başladılar. Ne diyor ‘Mardin belediyesinde 7 bin 500 liraya su içilmiş.’ Belediyenin tüm yaptığı masraf 220 bin liradır. Sadece bir bakana verilen yemeğin faturası her yerden 270 bin, 260 bin, 240 bin faturalar gördüm. Tüm faturalar elimde. Bunları nasıl çıkarttım? Vali tarafından kayyım döneminde Balıkesir’den getirilen ali hizmetler daire başkanının altını imzalayarak bana verdiği faturalardır. Sadece cumhurbaşkanının gelişinde 332 bin lira araba kiralanmış. Her bakanın gelişinde 52 bin liralık araba tutulmuş, 270-260-150-160 bin liralık yemekler verilmiş. Mesela bir faturada diyor ki İçişleri Bakanının yemeğine 4 bin 240 kişi katılmış. Araştırıyoruz Mardin’de 800-900 kişiyi alacak hiçbir salon yok.

Faturaların tamamı Silver Altın diye bir kuyumcudan alınmış. Tüm hediyeler oradan alınmış. Dükkan sahibinin babası belediyede daire başkanı. Mardin’in yarısı gümüşçü ve kuyumcudur ama hepsi bir dükkandan alınmış. İki Mardin milletvekiline 143 bin liralık bir yemek verilmiş. Faturaları çıkardım onlara gönderdim ‘kesinlikle biz böyle bir yemek yememişiz’ dediler. Ama bugün konuşamıyorlar. Bütün bunlar ortadayken birileri arıyor 7 bin 500 liraya su içilmiş, gelen misafirlere 200 bin liralık çay, kahve ikram edilmiş. Bundan doğal ne var. Günde 300-500 kişi gelip beni ziyaret ettiği zaman çay da ikram ederim, kahve de ikram ederim. Bütün bunları örtbas etmeye yönelik bir şey var. İçişleri Bakanı demiş ki ‘oraya bir müfettiş göndereceğiz’. Daha önce de müfettiş geldi. Bütün bunları görmesine rağmen hiçbir şey yazmadı.”

“KAYGI SAHİBİ OLAN HERKES TARAFINI BELLİ ETMELİ”

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı da sorunun sadece iktidar ve muhalefet uygulamalarının olmadığını belirterek şunları söyledi:

“Daha önceki yıllarda muhtarların bile görevden alınmasına ilişkin haberler duyar mıydınız duymazdık. 2016 ile başlayan bir süreçle idarenin seçilmişlere karşı böyle bir gücü elinde tutması adeta bir tasfiye sürecine dönüştü. İtibarsızlaştırma, değersizleştirme, şeytanlaştırma bir yalan ve iftira kampanyası var. Böyle bir durum olduğu zaman içimizdeki herhangi birine dönük haksız bir tasarruf söz konusu olursa inançlarımızdan, ideolojimizden bağımsız bir hak tesisi yapmak isteriz, haklının yanında durmak isteriz. Tam da böyle bir noktada 1 Nisan günü yazılar düzenlenmiş. Ellerinden gelse Pazar gecesi İstanbul süreci tamamlanmış olsaydı belki 1 Nisan günü devreye konacak bir durum var, bu belgelerle sabit. Özellikle seçimlerin 23 Haziran’a evrilmesiyle zaman değiştiren bir durum var. Yerel demokrasiye, özellikle belediyelere dönük tutum bir yandan HDP’ye, yerel iradeye ve anayasanın amir hükümlerine, seçmenin iradesine yönelik bir tutumdur. Bu noktada şüphesiz ki sadece bizim değil kaygı sahibi olan her çevrenin atak bir tutum izlemesi ve tarafını belli etmesi gerekiyor.”

KAYYIMIN KADINLARA ETKİSİ

Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan ise kayyım uygulamalarının kadınlara ve açılan kadın kurumlarına etkisini şöyle anlattı:

“Günlerdir iktidar partisinin açıklamaları hedef gösterme ve algı yaratma operasyonu var bizlere yönelik. Kayyım atanmadan evvel 25 yıllık bir birikim var. Bizim açımızdan kadınların sosyal hayata erişimini kolaylaştıran şartları var etmek, şiddete ve her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek. Eşit temsiliyet mekanizmasını hayata geçirmeye çalışıyoruz. İlçe belediyelerinde kadın müdürlükleri oluşturduk bu alanlara dair özel çalışmalar oldu. Çözümler, kurulan yöntem ve mekanizmalar gibi. Kayyım atandıktan hemen sonra Van’daki kadın sığınma evi alo şiddet hattı kapatıldı. Kadın belediye otobüs şoförleri sürekli taciz edildikleri için görevlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. Kadın futbol takımı lağvedildi. Biz yeni müdürler atar atamaz yeni başvurular almaya başladık. Yıllar sonra belediyeler ilk defa halk açıldı. Kadınlar açısından dezavantajlı hale geldi kayyımlar geldikten sonra.”

EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİNİN TOPLUMSAL KABULÜ EN ÜST SEVİYEDEDİR

Eş başkanlık sisteminin yasal olmadığı yönündeki açıklamalara cevap veren Ertan, “Eş başkanlık sistemi yasaldır. Bu uygulama örgütsel yapımızı anlamında yürürlük kazanmış durumda. Toplumsal kabulü de en üst seviyededir. Meşruluğunu halkın tepkilerinden alıyor dolayısıyla. Kadınların siyasette yer alması söz söyle ve karar verebilir olması yerel demokrasiyi de güçlendiren bir anlayış. Yasalaşması için de her defasında mücadele edeceğimizin altını çizdik” dedi.

“DEVLET BU KARARLA BERABER DAĞIN YOLUNU AÇTI”

Tekrar söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı, kötülüğün olağanlaşmasının, sıradanlaşmasının ve toplumsallaşmasının söz konusu olduğunu ifade ederek “Biz adeta sıradan bir süreci yaşıyormuş gibiyiz” dedi.

Mızraklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“16 Nisan’da göreve başladı. 103 buçuk trilyon lira borç ödedim. Yaptığımız bütün işlemler şu anda belediyelerin bir kısmı çoğu da bölge belediyeleri olmak üzere belediyede hangi işlemi yapmak için klavyeye dokunsak içişleri bakanlığından eş zamanlı olarak görülüyor. Buna kargalar güler ya. Mızrak çuvala sığmıyor. Göbels disipliniyle ne kadar büyük yalan söylerseniz inandırması o kadar kolay olur gibi yalanlar söyleyeceksiniz. Buna devletin ajansları dahil olacak mahkemelerden çıt çıkmayacak. Böyle bir ortamda 19 Ağustos gecesi HDP belediyeciliğin üç ağırlık merkezine birden kayyım atanıyor. Bu HDP’yi, Kürt demokratik siyasetini o alandan süpürme girişimidir. Devlet bu kararla beraber dağın yolunu açtı. Eğer demokratik siyasete kapıları kapatırsanız sonucu ve bedeli çok ağır olur. Bunun farkına varmanız gerekir. Bizler inadına bu noktada dururken Diyarbakır’da o insanların adeta sokak işkencesine dönüşen durumlarda bir çakıl taşı kullanmamalarının bir nedeni var. Yüzlerce insan öldürüldü hangi birisinin failinin yargılandığını, ceza aldığını gördünüz.

“DEVLETTEN HUKUK EKSİLTİLİRSE CEBERUT BİR YAPI ORTAYA ÇIKAR”

Demokratik direnci, itirazı en zengin biçimleriyle sesini duyurmaya devam ettirecektir. Yeri geldiğinde sivil itaatsizlik gibi baskılayıcı modeller üzerinden yapacaktır. Objektif ve tarafsız habercilik yapılması gerekecek. Türkiye’nin demokratik, siyasal, sivil muhalefeti yurttaşlık bilincine sahip tarafını belli etmek isteyen her can ile hep beraber duracağız bunun karşısında. Hepimizin sığınağı hukuktur. Hukuk adaleti tesis etmezse o zaman vay halimize. Hangi devletten hukuku eksiltirseniz ceberut bir yapı ortaya çıkar.”

“AKP MİTİNGİNİN MASRAFLARI BİLE BELEDİYE BÜTÇESİNDEN KARŞILANMIŞ”

Arkasından söz alan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Bedia Özgökçe Ertan ise şunları kaydetti:

“Göreve geldiğimiz andan itibaren devraldığımız enkazı idrak etmeye çalıştık. Sadece Van belediyesinin 1.2 milyar borcu vardı. Khk ihraçları sebebiyle personel yapısı işlevsiz bırakılmıştı. Atanan valilerin nasıl usule aykırı işlemler yaptıklarına tanıklık ettik. Sayıştay rapor yayınlanmıştı bu usulsüzlüklere dair. Göreve gelir gelmez hemen bize dair bir algı operasyonu ve görevden alınmamıza gerekçe tutulan haller var. Onca borca rağmen aylık en ez 10 milyon en fazla 15 milyon kesinti yapılıyordu. Gelir gider dengesi tamamen bozulmuştu. Yeni eleman alacak gücümüz de yok. Güvenlik soruşturmasından geçmesi gerekiyor ve oradaki süreç uzun. Kimseyi işe alamadık. Bu kadar zor koşullarda elimizdeki imkanlardan tasarruf ederek hizmet etmeye çalıştık. Her kuruşunda halkın hakkı olan bu alan o kadar çok sevilmiş ki terk edilmek istenmiyor. Bütün harcamalar belediye bütçesinden yapılmış. AKP mitinginin masrafları bile belediye bütçesinden karşılanmış.”

PİRHA/İSTANBUL

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak