Alevi Haber Ajansi

FEDA’nın düzenlediği Alevi konferansı devam ediyor-VİDEO

PİRHA-Demokratik Alevi Federasyonu’nun (FEDA), düzenlediği Alevi konferansı devam ediyor. “Yol’umuzu ve Yol Değerlerini Ulus Devletlerin Asimilasyonundan Kurtarıyoruz” konulu konferans Covid-19 pandemisinden kaynaklı online gerçekleşiyor.

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) 17-18 Nisan 2021 tarihlerinde Alevi konferansı düzenliyor. “Yol’umuzu ve Yol Değerlerini Ulus Devletlerin Asimilasyonundan Kurtarıyoruz” konulu konferans Covid-19 pandemisinden kaynaklı online üzerinden gerçekleşti.

Konferansa Türkiye ve Avrupa’nın bir çok yerinden katılımın olduğu konferansa; Yazar Erdoğan Yalgın, HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, DAD Adana Şube Eş Başkanı Zeynel Kete, FEDA Eş Başkanı Demir Çelik, DAD) Eş Başkanı Saime Topçu, Dr. Dilşa Deniz, Gazeteci Çilem Küçükkeleş, geçmiş dönem FEDA Eşbaşkanı Ali Köylüce, DAD Basın Sözcüsü Bülent Felekoğlu’nun yanı sıra bir çok isim katıldı.

“ALEVİLER DAHA ÇOK KENDİ İÇİNDE DEMOKRATİK BİR MODELLE VAR OLMUŞLAR”

Katılımcılardan ilk olarak söz alan Yazar-Akademisyen Dilşa Deniz, Alevilerin ulus-devlet ile ilişkilenme biçiminin son dönem aşındığına işaret etti. Deniz, devletin Aleviliğe ciddi anlamda müdahalesi olduğuna vurgu yaparak, “Daha çok kendi içinde biraz daha demokratik bir modelle var olmaya çalışmışlar, çok köklü bir gelenek aslında. Alevi ve devlet ilişkilerine baktığımızda iki yönlü bir ilişkilenme var ama; bir tür ilişkilenme de devletten uzak durmaya çalışan bir kesimde var. Devletin ilişkilenme biçimi asimilasyon amaçlıdır. Devletin ciddi biçimde bir müdahale biçimi var. Gerçekten Aleviliğe ait olmayan ciddi bir bilgi sızdırma hali var. Bunu çoğunlukla cemevleri üzerinden yapıyorlar ama aynı zamanda da belirli ocak mensupları üzerinden yapıyorlar” dedi.

“HER İNANÇ KENDİ DEĞERLER SİSTEMİNE DAYANARAK KENDİSİNİ VAR EDER”

DAD Adana Şube Eşbaşkanı ve Şıx Çoban Ocağı pirlerinden Zeynel Kete, her düşünce ve inancın kendi değerler sistemine dayanarak kendisini var ettiğini ifade etti. Kavramların, özgürleşmenin aracı olabileceği gibi köleleşmenin de aracı olabileceğinin altını çizen Kete, şöyle konuştu:

“Her kelime, her kavram, her kuram bizi bir coğrafyaya götürür. Aynı zamanda bizi bir kök hücreye bir mekana da götürür. Bundan dolayıdır diyoruz ki zamansız ve mekansız kavram olmaz. Hangi kavramı kullanıyorsan o kavramın mekanını ve zamanını ben sana söyleyeyim. Ya da hangi zaman ve mekanla ilgili tarihsel bir yorumda bulunuyorsan o zaman ve mekanın da kavramları vardır. Bundan hareketle kavramlar gerçeği ortaya çıkarmanın aracıda olabilirler, üstünü örtmenin de aracı olabilirler. Aynı zamanda özgürleşmenin yeniden dirilişin aracı olabileceği gibi köleleşmenin ve baskı altına alınmanın da aracı olabilir. Tarihten beri tekçi zihniyet bir düşüncede, bir kültürde eğer yok edici bir şey yapmak isterse önce onun kavramı, kuramı ve coğrafyasıyla uğraşmıştır. Her düşünce sistemi, her inanç kendi değerler sistemine dayanarak kendisini var eder.”

“ALEVİ İNANCINDA DOĞA TAPINIMCI İNANÇ OLDUĞU İÇİN KAYNAK DOĞADIR”

Kaynağında doğa olan inançların benzerlikler gösterdiğine değinen HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu ise, “Şimdi kaynak doğa olunca doğaya bakan bütün inançlarda aynı benzerliklere sahip olması çok doğaldır. Ezidiler Alevilik için aslında siz Ezidisiniz diyor. Doğru oraya baktığınız zaman hakikaten Ezidiyiz. Ama bir Şamanistin gözünden baktığınız zaman da Şamanistiz hiçbir farkımız yok felsefe açısından. İnkaların inançlarına ya da Hititlerin inançlarına bakın şimdide Göbeklitepe bulundu. Alevilerin belirli bir kesimi de aslında Göbeklitepe Alevi inancını merkezi demeye başladılar. Bunlar gayet normal çünkü kaynak olarak hep doğaya bakmışız” diye konuştu.

“GERÇEK OLAN HER ŞEY ALEVİDİR, ALEVİ OLAN HER  ŞEY GERÇEKTİR”

“Alevilik nedir sorusunun bendeki en büyük cevabı gerçektir yani hakikattir” diyen Alevi kadın aktivist/Gazeteci Çilem Küçükkeleş, Aleviliğin sözlü aktarımındaki şiirselliği ciddi anlamda kaybettiğine dikkat çekerek, “Gerçek olan her şey Alevidir, Alevi olan her şey gerçektir birbiriyle bu kadar birdir aslında. Gerçekliğini de şuradan alır, kitaplı dinler topluma buyur etmiştir, bir yere çağırmıştır. Aleviliğin farkı; cem ile cemaatle oluşmuş bir insanlık tecrübesidir. Aleviliği yazılı değil sözlü olması çok önemlidir. Toplumun yol kurarken tecrübe etmesine, tecrübe ettikçe aktarmasına teslim etmiştir kendisini ve teslim ederken aslında şiirsel teslim etmiştir. Aleviliğin dili şiirseldir ama bugün bu şiirselliği ciddi anlamda yok olmuştur. Şiirselliğini yitirmesi aslında aktarımını da bozmuştur ciddi anlamda. Tıpkı dilin bozulması gibi ocakların bozulması kadar çok büyük bir etkisi vardır” şeklinde konuştu.

“DERSİMLİLERİN EZİDİ OLDUĞUNA YÖNELİK DÜŞÜNCENİN GERÇEKLİK PAYI VAR”

Araştırmacı/Yazar Erdoğan Yalgın da Ezidi pirlerinin, Dersimlilerinin Ezidi olduğuna ilişkin düşüncelerinin gerçeklik payı olduğunu söyledi. Yalgın, “Özellikle de Kırmancki konuşanların biraz daha çok Ehlibeyte ve İslam’a yakın olduğunu görüyorum. Ama Kurmanci konuşanların bunların pirlerinin, ocaklarının bunların aslında Ehli-Beyt ve İslam kavramları 60’lı yıllardan sonra aslında tecrübe edindikleri dolayısıyla taliplerine bu dille gittiklerini görüyoruz” diye vurguladı.

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak