Alevi Haber Ajansi

Erçe: Erdoğan’ın cemevlerine gitmesi kutuplaştırma hamleleri; Aleviler etkilenmemeli’-VİDEO

PİRHA-PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şahkulu Sultan Dergahı’na gidecek olmasına dair “Alevilerin geçmiş yıllarda olduğu gibi ‘açılım, saçılım’ söylemlerinden etkilenmemeleri gerekiyor. Neler söyleyeceklerini biliyoruz. 2010’da onca çalıştay sonrasında dediler ki ‘size verdiklerimizle yetinin’. Bugün de bunu söyleyecekler ama biz yetinmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cemevlerine yönelik programının ikincisini 7 Ekim’de İstanbul Şahkulu Sultan Dergahı’nda gerçekleştirecek.

‘Türbe ve cemevi ziyareti’ olarak adlandırılan program dahilinde Erdoğan bir de konuşma yapacak. Gün içerisinde ayrıca AKP desteğiyle inşa edilen 8 cemevinin de açılışı yapılacak.

Program dahilinde dergah yönetiminden bir ismin konuşma yapıp yapamayacağı ise asıl merak edilen başlık oldu. İstanbul Valiliği tarafından organize edilen bu program da Hüseyin Gazi Cemevi gibi bir sonuç mu doğuracak? Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe ile konuştuk.

“BU HÜKÜMETİ MUHATAP ALMAYACAĞIZ”

Cuma Erçe, Aleviler olarak takınacakları tavrı 17-18 Eylül’de Hacıbektaş’ta yapmış oldukları çalıştayda net bir şekilde ortaya koyduklarına vurgu yaptı. Cuma Erçe, Erdoğan tarafından yapılacak yeni bir ziyaretin’ ‘Aleviler arasında tartışma ve kutuplaştırma hamleleri’ olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Amaçlananın, Alevileri, bir manipülasyon, seçim aracı olarak kullanmaya yönelik olduğunu zaten söyledik. O nedenle başta Alevilerin ve Alevi dostlarının bu gerçeği gören bir yerden yaklaşmaları ve yapılan konuşmalardan etkilenmemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bunların tamamen bir aldatmaca olduğunu söyledik. O kadar uyarı ve çağrı yapmamıza rağmen hala Alevi kurumlarını muhatap kabul etmeyen bir yaklaşım ortaya koyduklarını görüyoruz. Esasında bu saatten sonra bir muhatap alınma içerisinde olmadığımızı, aslında bizim bu hükümeti muhatap almayacağımızı da söylemek isterim. Çünkü bugüne kadar ortaya koyduğumuz tüm tutumlara rağmen benzer çalışmayı yürütüyorlar. Bu şekilde Aleviler arasında bir çatışma; gidenler-gitmeyenler, katılanlar ya da katılmayanlar protesto edenler ya da etmeyenler şeklinde bir iç tartışmaya yönelik çaba içerisinde oluyorlar. Bilinçli, önceden düşünülmüş, hesaplanmış, sonuçları dahi önceden görülmüş çalışmalar olduğunu görüyoruz. Bu haliyle asla ve asla bu oyuna alet olmayacağımızı Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin hiçbir şubesi ve cemevinin bu açılışlara kesinlikle katılmayacağını buradan ilan etmek isterim. Hacıbektaş’ta bir arada olduğumuz 7 çatı örgütünün de aynı fikirde olduğunu, birbirimizden kopmayacağımızı, yani birimizin çağrılmadığı yerde diğerlerinin olmayacağını net bir şekilde konuştuk.”

“HAKİKAT MÜCADELESİNİN TEK SINIRI CEMEVLERİMİZ DEĞİLDİR”

PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Alevi toplumu ile devletin, kendi tarihleri ile yeteri kadar yüzleşemediğinin de altını çizdi. AKP’nin, ‘Aleviliği beton duvarlar arasına sıkıştıran bir yaklaşımı’ olduğunu söyleyen Erçe sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:

“Kapalı alanlara sıkışan bir Alevilik dolayısıyla buralardaki betonun, çimentonun, boyanın vesairenin hesabını yapar noktaya geldik. Şimdi bu tarzımızı hızla gözden geçirmek durumundayız. Devlet, iktidar bu yumuşak karından asıl operasyonunu yapmaya çalışıyor. ‘Dedelerinize maaş verelim’ üzerinden yaklaşım gösteriyor. Halbuki bizim yüzyıllardır ortaya koyduğumuz kimlik mücadelemiz sanki bu saydığım şeylerden ibaretmiş gibi bir algıya yol açıyor. Bunu tersine çevirmenin yolu dışarı çıkmaktır. Elbette ki cemevleri bizim için ihtiyaçtır, elbette ki cemevleri anayasal güvence altına alınması gereken ibadethanedir ama Alevilerin kimlik mücadelesinin, hak ve hakikat mücadelesinin tek sınırı cemevlerimizin içi değildir. Biz köylerimizde her evi cemevi olarak kullanan bir inancız. Meydanları cemevi olarak kullanan bir inancız ve ‘üç can bir cem’ söylemini geliştiren inanca sahibiz. Dolayısıyla çok dikkat edip hükümete bu anlamda malzeme vermememiz gerekiyor.”

“YEZİTLER BİTMEDİYSE HÜSEYİN DE BİTMEMELİ”

Cuma Erçe, hükümetin bilinçli şekilde Alevilerin taleplerini görmezden geldiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

“Tam tersine, damarlarımıza basan bir yerden, kırmızı çizgimiz olarak belirlediğimiz yerlerden saldırıya geçmesi tesadüfi bir şey değildir. Bunu yaparken de ciddi bir değişime gitmiş durumda. Bir strateji değişikliği diyebiliriz buna. Geçmişte bizzat Sünni hocaların camilerin, din derslerinin vesaire aracılığıyla asimile etmeye çalıştıkları Alevileri şimdi ne yazık ki içeriden devşirdikleri üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Bizim kutsallarımızı kullanarak bunları yapmaya çalışıyorlar. Önce camiye çağırıyorlardı, bunu başaramayınca cemevinin içerisinde bunu halletmeye çalışıyorlar. O nedenle dedeleri Kerbela’ya götürüp, gençlerimiz için kamp düzenliyorlar. Yani Hınzır paşa sadece Pir Sultan Abdal’ın karşısına dikilen, onun idama götürülmesini sağlayan işbirlikçi değil. Hınzır paşa tarih boyunca var. O nedenle Hınzır paşalar bitmediyse Pir Sultan Abdallar da bitmemeli. Eğer Yezitler bitmediyse Hüseyin de bitmemeli.”

“ALEVİLERİN, AÇILIM SÖYLEMİNDEN ETKİLENMEMESİ GEREKİYOR”

Cuma Erçe, Erdoğan’ın Şahkulu Sultan Dergahı’na gideceği gün temsiliyeti olan hiçbir Alevi yurttaşa söz verilmeyeceğinin de altını çizdi. Programın tüm detaylarının önceden netleştiğini vurgulayan Erçe, şunları kaydetti:

“Üzülerek söylüyorum ki Şahkulu’nda başkanın konuşmasına dahi izin vermeyecekler. İçerinin dizaynı dahi düşünülmüş. Aynı Hüseyin Gazi’de yapıldığı gibi, kimin nerede oturacağının dahi belli olduğu, kendi gazetecilerinin bile soracakları sorular önceden verilerek ve bunun üzerine çalışılarak basın toplantıları yapılıyor ki bir Alevi kurumunda en küçük bir aykırı söze tahammül edemezler. Zihniyetleri çok açık ve net. O nedenle Alevilerin 2009-2010 yıllarında olduğu gibi bu tür açılım-saçılım söylemlerinden etkilenmemeleri gerekiyor.

Eğer bu ülkede toplumsal barışı sağlayamaz, ülkede yoksulluğu sonlandıramaz, gerçekten bir demokratik cumhuriyete ulaşamaz isek Alevilerin hak elde etmesinin de bir anlamı yok zaten. Yani bir tarafımızda savaş sürerken, diğer taraftan sizin özgür olabilme şansınız yok.

Biz bu ülkede gerçekten herkesin eşit haklara sahip olduğu demokratik bir cumhuriyet içerisinde kol kola yaşayacağımız bir ülke özleminin mücadelesini veriyoruz. O nedenle bu ziyaretin ya da adına ne denirse denilsin, burada ifade edilecek cümlelerin her birini aslında biz biliyoruz. Okumadık ama neler söyleneceğini biliyoruz. Çünkü 2010’da onca çalıştay sonrasında dediler ki ‘bunlarla yetinin. Size verdiklerimizle yetinin’. Bugün de aynısını söyleyecekler ama biz yetinmeyeceğiz.”

Eren GÜVEN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak